Milli Nizam, Milli Selamet, Refah ve Fazilet partileri ile AK Parti'de önemli görevlerde bulunan, eski Başbakan Yardımcısı ve eski Meclis Başkanı Bülent Arınç, gazeteci Ömer Şahin'in kaleminden bugün piyasaya çıkan, kendi hayatının anlatıldığı 'Küçük Erbakan' kitabıyla ilgili konuştu.
Arınç, Ankara Hukuk Fakültesi 3'üncü sınıf öğrencisiyken Konya seçimlerine bizzat katıldığını, sonra kurulan Milli Nizam Partisi'nde gençlik kollarında çalıştığını, ardından Milli Selamet Partisi'nde Manisa'da il başkanlığı, Refah Partisi'nde Genel İdare Kurulu (GİK) üyeliği ve milletvekilliği görevlerinde bulunduğunu, AK Parti'de 3 dönem milletvekillik yaptıktan sonra 7 Haziran 2015 seçimleriyle siyasi hayatını noktaladığını anlattı.
'ELİME KALEP ALIP YAZACAK ZAMAN BULAMADIM'
Arınç, siyasi hayatını 3 bölüme ayırdığına işaret ederek, "Birincisi; çocukluğumdan Refah, Fazilet ve Milli Selamet içinde olacak şekilde, AK Parti'nin kuruluşuna kadar olan dönemi. İkincisi; 2001 ile 2011 arasındaki 10 yıllık dönemi, üçüncüsü de 2011 ve bugüne kadar olan kısmı kapsayacak. Birinci döneme ait kitabım bugünden itibaren çıkıyor. Burada çocukluğumu, annemi, babamı, kardeşlerimi, çevremi, üniversite, askerlik hayatımı ve diğer partilerde geçen siyasi hayatımı özetledim. Buna Milli Görüş dönemi de denebilir" diye konuştu.
'GİTTİĞİMİZ YERLERDE BANA 'KÜÇÜK ERBAKAN' DENİRDİ'
"Kitabın adını 'Küçük Erbakan' olarak koydular. Çünkü ben hitabetiyle ünlenmiş bir insanım. Gençliğimden beri, Meclis konuşmalarımda ve diğerlerinde Necmettin Erbakan gibi benim de hitabetim çok beğenilirdi. Gittiğimiz yerlerde bana, 'Küçük Erbakan', 'Mücahit Bülent' dendiğini çok iyi biliyorum. Arkadaşlar, 'Madem o dönem ağırlık olarak Erbakan ve Milli Görüş'e yönelik hatıralar anlatılacak, o zaman kitabın adı Küçük Erbakan olsun' dediler. Kapağına da benim 12-13 yaşlarında evimizin kedisi ile birlikte çektirdiğim fotoğrafı koydular. Hem 'Küçük Erbakan' hem 'Küçük Bülent' gibi bir güzel fotoğraf oldu. Umarım Türk siyaset hayatına güzel bir hatıra kitabı olacak."
'SİYASETTEKİ ARINÇ'IN DÜRÜST İMAJI, ARABULUCULUKTA DA İŞİME YARIYOR'
Aktif siyaseti bırakan Arınç, şimdi 'arabuluculuk' ve 'hukuk danışmanlığı' yaptığını söyleyerek şöyle devam etti:
'AK PARTİ'DEN KİM AYRILDIYSA ARKASINDAN 'OH OLDU' DEMEMİŞ BİR İNSANIM'
"Bugün bunlar çok yazılıp konuşuluyor. Ben AK Partiliyim ve AK Partili olmaya devam edeceğim. Ben onların içerisinde bulunduğu şartları çok iyi bilen ve onların hukukunu gözetmeye çok gayret eden bir insanım. Onların yaşadıklarını Türkiye'de başkaları yaşasaydı daha farklı tepkiler verirlerdi. Ben herkesin hem özel hayatına, hem kişiliğine saygı duyulmasını istiyorum. Bu partide en küçük hizmeti yapmış olandan en büyük hizmetleri yapmış olanlara kadar, reddedilmeden, üstü kapatılmadan, trollerin ağzında parçalanmaya götürülmeden herkese kucak açılması ve onlara değer verilmesini arzu ediyorum. Bu yapılmazsa bu dedikoduların arkası kesilmez. Herkes her şeyi söyler. Ben arkadaşlarımı seviyorum. Ben AK Parti'den kim ayrıldıysa arkasından 'Oh oldu, ne iyi oldu da gittiler' dememiş bir insanım."
'GENEL BAŞKANI BAĞLI OLMAKTAN BAŞKA SEÇENEĞİM YOK'
"Affetmeyeceğim bir tek şey var; AK Parti'nin karşısında bir başka parti kurup da, onunla AK Parti ile mücadele etmeye yeltenmeleri affedilecek bir şey değildir. Ama ayrılmıştır, AK Parti'ye olan küskünlüğü oluşmuştur. Ama kendi değerini muhafaza etmiştir, buna saygı duymalı. Ve onların AK Parti ile bütünleşmesini temin edecek tedbirler alınmalıdır. Benim, bu yaşımdan sonra artık bana bu şerefleri bahşeden partiye ve Genel Başkana bağlı olmaktan başka bir seçeneğim yok ve bunu da şerefle taşıyacağım."