Karel Valansi imzalı söyleşinin ilgili kısmı şöyle:
— İstanbul’un [Türk Yahudi Toplumu] maddi konularda desteği var. Büyük bir şey olduğunda İstanbul’dan yardım talep ediyoruz. Bir şey istediğimde hiçbir zaman itiraz etmediler. Tabi ben de sıkmadan, detaylarını ortaya koyarak talep ettim.
'AB PROJE BAŞVURUSU YAPMIYORUM, ONLARA MAHKUM OLMAK İSTEMİYORUM'
— Toplamda 35 kişiyi buluyoruz ama minyan [bazı dualar için gereken 13 yaşını aşmış en az on Yahudi erkeğin gerekliliği] meselesi olduğunda sayı çok sıkıntı yaratıyor. İstanbul’dan haham getirterek yılda iki kere, Roş Aşana ve Kipur’da, sinagogu açmaya çalışıyoruz.
— Yaşım gereği sinagogun olduğu mahallede yaşamadım, eski dönemini bilmiyorum. Ama hayatım sinagogda geçti. O dönem Mazeke Tora vardı. Avram Kohen kurmuştu gençler için. Orada İbranice okuma ve yazmayı öğrendim. Noktalı okumayı bilirim.
'KIZILAY'DAKİ ESNAFIN HEPSİ YAHUDİYDİ'
— Öncesini bilemem ama Ankara’dan göç 1948’de arttı. Eşimin ikiz teyzeleri 17 yaşında tek başlarına gittiler Ankara’dan mesela. Kızılay’daki esnafın hepsi Yahudi’ydi o dönem. Kızılay Caddesi vakti zamanın en popüler caddesiydi. Atatürk bulvarındaki bütün mağazaları Yahudiler işletirdi; Şen Triko’lar, Vog’lar, BKBB’ler… Bu mağazaları bilmeyen, alışveriş etmeyen yok gibiydi. Şimdi ise hiçbir şey yok. Cemaat de yok, dükkan da yok.
— Öğrencilik yıllarımda İstanbul ve İzmir’den Ankara’ya çok fazla Yahudi talebe gelirdi. İstanbul’daki özel üniversitelerin açılmasından sonra gelmez oldular. Ankara hep göç verdi, hiç almadı.
'HER TARAFI YENİLEDİLER, BİR TEK BU MAHALLEYİ KENDİ HALİNE BIRAKTILAR, ÖZELLİKLE YAPILMADI'