‘NATO, Rusya ve Türkiye’nin Balkanlar’daki gücünü kırma peşinde’

Yunanistan ile 1991'de eski Yugoslavya'dan ayrılıp bağımsızlığı ilan ettiğinden beri yaşadığı isim sorununu 2018'de imzalanan Prespa Anlaşması ile çözüme kavuşturan Makedonya, geçtiğimiz günlerde NATO'ya katılım protokolünü imzaladı. Yunanistan da, Makedonya'nın NATO üyeliğiyle ilgili protokolü onayladı. Atina'nın bu hamlesi önemliydi, zira Makedonya'nın pakta üyeliği için, üye ülkelerin onayı gerekiyor. Ancak 8 Şubat'ta Atina'dan gelen bu kilit önemdeki adım, çeşitli soruları gündeme getirdi. Makedonya'nın NATO üyeliği Makedonya'ya veya NATO'ya fayda sağlar mı? Bu olası üyeliğin sonuçları neler olur? Konuyu Sputnik'e İstanbul Aydın Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Naim Babüroğlu ve gazeteci-yazar Ceyhun Bozkurt değerlendirdi.

‘AÇIK KAPI POLİTİKASI UYGULAYAN' NATO'NUN ÜYE SAYISI 30 OLACAK

Konuyu Sputnik'e değerlendiren Dr. Naim Babüroğlu "1949'da 12 üye ile kurulan NATO, 1990'larda Varşova Paktı'nın dağılmasıyla birlikte ‘açık kapı' politikasını uygulamaya başladı. Bu politikanın hedefinde, Sovyetler Birliği'nden kopan ülkelerin NATO'ya üyeliğinin kabul edilmesi vardı. Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Polonya 1999'da NATO'ya üye oldu. 2004 yılında bu politika sonucunda Bulgaristan, Romanya, Estonya, Letonya, Litvanya, Slovenya ve Slovakya üyeliğe kabul edildi. 2009'da Hırvatistan ve Arnavutluk, son olarak Karadağ pakta katıldı. Böylece üye sayısı 29 oldu. Şimdilerde de Makedonya'nın üyelik sürecine tanıklık ediyoruz. Tüm NATO üyeleri, bu üyeliği kabul ettikten sonra Makedonya, yaklaşık 6-7 ay gibi bir süre içerisinde pakta üye olacaktır. Böylece Rusya'yı kuşatma politikası izleyen NATO, Makedonya'nın üyeliğiyle birlikte Rusya'yı doğudan da kuşatmış olacak" dedi.

TRUMP'LA BAŞLAYAN ‘YENİ SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ'

ABD Başkanı Donald Trump'ın göreve gelmesiyle birlikte Washington'ın silahlanma yarışı içine girdiğine işaret eden Babüroğlu "ABD, orta menzilli nükleer füzeleri askıya aldı. Trump'ın iktidara gelmesiyle ABD bir silahlanma yarışını aslında başlatmış oldu. Peki ABD'nin güdümündeki NATO burada ne yapacaktır? Polonya'da NATO'nun üsleri, ABD'nin askerleri var. Polonya, Slovakya, Macaristan, Romanya, Bulgaristan'da da askeri üsleri var. Yeni olan üyelere de silahlar yerleştirecektir. Belki birlikler konuşlandıracaktır. Böylece Rusya'yı tamamen kuşatma altına almış olacaktır. ABD'nin izlediğini bu strateji ve politika NATO'yu da ister istemez etkilemektedir. Çünkü NATO demek aslında ABD demek, ABD demek aslında NATO demek. Her ne kadar 29 üye ülkenin ortak kararıyla, oy birliğiyle kararlar alınsa da önce genellikle ABD mutfağında piştikten sonra NATO'ya sunuluyor. NATO'nun komutanı da daima ABD'li generaldir. NATO komutan yardımcısı daima İngiliz generaldir. NATO'nun Kurmay Başkanı da daima Alman orgeneraldir. Bunlar hiçbir zaman değişmez" dedi.

‘MAKEDONYA 2-3 YILA AB ÜYESİ OLACAKTIR'

Dr. Babüroğlu "Makedonya bu sayede kendi ordusunu, silahlı kuvvetlerini NATO'yla uyumlu olarak, NATO'ya entegre ederek güçlendirecektir. Bulgaristan ve Romanya'nın silahlı kuvvetleri gibi, gelecekte Yunanistan'ın silahlı kuvvetleri gibi daha modern bir ordu haline dönüşecek. NATO'nun yardımlarıyla daha modern silahlara sahip olacak. Ayrıca yazılı olmayan bir anlaşma var. NATO üyesi olan ülke daha sonra Avrupa Birliği üyesi oluyor. Türkiye istisnadır. Ama bunun dışında Varşova Paktı'nın eski üyesi olan 14 ülkenin hepsi şu anda Avrupa Birliği üyesi. İlk önce NATO'ya üye oluyorlar, daha sonra Avrupa Birliği'ne başvuruyorlar. Avrupa Birliği süreci başladıktan sonra AB üyesi oluyorlar. Makedonya'nın ekonomik ve diğer açılardan avantaj olarak sayılırsa eğer NATO üyeliği Avrupa Birliği üyeliğinin de yolunu açmıştır artık. NATO'ya üye olduktan belki 2-3 yıl sonra biz Makedonya'nın Avrupa Birliği üyesi olduğunu da göreceğiz" diye ekledi.

‘NATO'NUN MAKEDONYA HAMLESİ, RUSYA, ÇİN VE TÜRKİYE'Yİ BÖLGEDEN UZAK TUTMA POLİTİKASININ PARÇASI'

Gazeteci-yazar Ceyhun Bozkurt'a göre de "NATO'nun Balkanlar konusundaki politikası net". Soğuk Savaş döneminden bu yana Rusya'nın bölgedeki gücünün kırılmasının amaçlandığına işaret eden Bozkurt "Soğuk Savaş sonrasında ilk hedeflenen merkezlerden biri Ortadoğu ile birlikte Balkanlar'dır. Yugoslavya'nın parçalanması bu politikanın ürünüydü. Parçalanan Yugoslavya'dan çıkan devletler, teker teker kontrol altına alındı. Bundaki en önemli amaç, Rusya'nın bölgedeki nüfuzunu kırmaktı. Ancak o dönem Balkanlar'daki Müslümanların haklarını savunma noktasında üyesi Türkiye ile birlikte hareket eden NATO, Batı dünyası ile Türkiye'nin karşı karşıya gelmesiyle beraber politikasını son duruma göre geliştirdi. Son durum nedir: Türkiye ile Rusya bulundukları coğrafyada ciddi bir işbirliği sürecini başlattı ve sorunları diyalogla çözme yolunu seçti. İkili işbirliği arttı. Askeri anlamda da ikili ilişkiler gelişiyor. Bu durumda da Balkanlarda etkisi olan iki ülkenin etkisinin kırılması gerekiyor. Buna ek olarak Balkanlar'ı Kuşak Yol Projesi'nin Avrupa giriş noktası olarak gören bir Çin var. O zaman NATO'nun karşısına bölgede etkisizleştirilmesi gereken 3 ülke çıkıyor: Türkiye, Rusya ve Çin. Bunu çok net ifade eden, malum operasyonların mimarı George Soros. Soros, oğluyla beraber 18 Haziran 2018 tarihinde New York Times'a yazdıkları 'Balkanlarda Avrupa'yı istikrarlılaştırmak için bir şans' başlıklı makalelerinde açıkça Batılı güçlere, Balkan ülkelerini, Rusya, Türkiye ve Çin'in etkisinden uzak tutma çağrısı yapmıştı. NATO'nun hamlesinin bir boyutunu bu çerçevede düşünebiliriz" dedi.

‘SÜREÇ TÜRKİYE'NİN ALEYHİNE DE OLABİLİR'

Sürecin Türkiye yönüne de değinen Bozkurt "Olayın Türkiye açısından değerlendirilmesinde olumlu ve olumsuz tarafları beraber görmek gerekiyor. Örneğin Makedonya Türkiye'nin bölgedeki dostlarından biri. Soros ve temsil ettiği gücü rahatsız eden nedenlerden biri bu. Bu dostluktan dolayı Türkiye'nin NATO içinde eli güçlenebilir. Ancak aktardığımız büyük plan sahipleri, Makedonya ve Arnavutluk gibi Türkiye'nin dostluğunun etkili olduğu ülkeleri Yunanistan'ın nüfuz alanı ­haline getirmek isteyeceklerdir. Makedonya'daki isim değişikliği de bu çerçevede yapıldı. Bu senaryo gerçekleşirse, işte o zaman sonuçlar Türkiye aleyhine olur. Buna son derece dikkat etmek gerekiyor" diye ekledi.