Etkinliğe Şarkiyat Enstitüsü, Dünya Ekonomisi ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsü, Moskova Devlet Üniversitesi, Moskova Devlet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü, Diplomasi Akademisi ve Rusya Devlet Sosyal Üniversitesi’nden olmak üzere doktora öğrenciler ve araştırma görevlileri ile Türkiye’nin Moskova Büyükelçiliği temsilcileri katıldı.
Yuvarlak masasında katılımcılar, Kıbrıs’ın kuzey kısmındaki mevcut ekonomik ve sosyo-politik durumu ile ilgili değerlendirmelerini anlattı. Kuzey Kıbrıs’ın, özellikle eğitim ve turizm gibi alanlarda önemli ölçüde geliştiği ve eğlence endüstrisi ile inşaat sektöründe kayda değer sıçramalar gerçekleştirdiği belirtildi.
Etkinlik sırasında, Rusya’nın ve Kuzey Kıbrıs’ın bilim-eğitim ve sivil toplum kuruluşları arasında etkileşimin nasıl ve ne ölçüde düzenlenebileceği konusunda çok kapsamlı bir görüş alışverişi gerçekleşti. Ayrıca Rus şirketleri ile tanınmayan cumhuriyette faaliyet gösteren şirketler arasındaki ticari ve ekonomik işbirliğinin potansiyel fırsatları ve perspektifleri da tartışıldı.
Yuvarlak masasında Kıbrıs sorunu ve çözüm sürecinin aşamaları farklı açılardan masaya yatırıldı. Topluluklar arası müzakerelerdeki mevcut çıkmazların ana sebepleri ve bunların üstesinden gelme perspektifleri ele alınarak topluluklar arası müzakerelerde çözülmesi güç anlaşmazlıkların, özellikle gelecekteki devletin yapısı, güçlerin dağılımı, vatandaşlık, AB ile ilişkiler, güvenlik, toprak anlaşmazlıkları, her iki topluluğun temsilcileri tarafından 1974’te kaybedilen mülk sorunu gibi konularda ortaya çıktığı sonucuna varıldı.
Etkinlikte konuşan uzmanlar, garantör ülkelerin çözüm sürecindeki rolüne işaret ederek, garantörler arasındaki zorlu ilişkilerin, silahlı kuvvetlerinin adada varlıklarının ve Brexit krizi ile Türkiye-AB arasında devam eden sorunların, süreci olumsuz etkilediğini vurguladı.
Yuvarlak masasında ayrıca müzakere süreci çerçevesinde Birleşmiş Milletler’in ve Rusya ve ABD dahil olmak üzere küresel oyuncuların çözüm süreci ile ilgili tutumları da değerlendirildi.
Katılımcılar, Kıbrıs’ın jeopolitik, jeostratejik ve jeoekonomik önemini vurgulayarak adanın tamamının kapsamlı olarak incelenmesinin bilimsel bir değer taşıdığı konusunda mutabık kaldı.