Soyer önlerinde kısa bir süre olduğunu ve kampanyalarını hep birlikte yürüteceklerini belirterek şunları söyledi:
"Önümüzde çok kısa bir süre var. Bu süre içinde kampanyayı birlikte yöneteceğiz. Aslında il başkanlığı bu kampanyanın beyni olacak. Onlarla birlikte yürüteceğiz. Bu nedenle ilk toplantımızı yapacağız ve kısa sürenin planlamasını yapacağız. İzmirliler uzun yıllardır CHP’ye büyük teveccüh gösteriyorlar. Bu teveccühe layık olmak ve onların beklentilerini yerine getirmek için canla başla çalışacağız. Elimizden gelen her şeyi yapacağız. Onların güvenini karşılıksız bırakmayacağız. Elimizden gelen her şeyi fazlasıyla yapacağız.
Kısa sürede büyük bir umut dalgasının doğmakta olduğunu görüyoruz. İnsanlarımız yepyeni ufuklar için heyecan taşıyorlar. İzmir, Türkiye'yi değiştirecek, bu değişim bugünden itibaren başlayacak. Gerçekten İzmir'in dağlarında çiçekler açacak, Türkiye mis gibi kokacak. İzmirlilerin gurur duyacağı tabloyu da el birliğiyle yaşatacağız."
Açıklamalarından sonra basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Soyer, seçimi kazandığı andan itibaren ilk iş olarak Akdeniz Kentler Birliği'yle ilgili mektubu hemen göndereceğini vurguladı:
"Katı atık bertaraf meselesi. Ulaşımla ilgili sorunlar. Her biri birbirinden önemli sorunlar ama ana başlıklarımız onlar. İlk gün ne yapacağız, öyle bir şey yok. Biz 10 yıldır zaten hep bir şeyler yapıyoruz. Nereden başlarım bilmiyorum. İlk yapacağım işlerden biri Akdeniz Kentler Birliği'ne mektubu göndermek olacak."
Başkan adayı Soyer açıklamalarının ardından basın mensuplarının PKK'ya yönelik geçmişteki açıklamaları ve babasıyla ilgili soruları da yanıtladı. Soyer, "Ben bunlardan usandım ama birileri bunları sürekli gündeme getirmekten usanmadı. Hendek meselesi, PKK ile ilgili böyle bir açıklamam olmadı. Ne de ima yaptım. Hiçbir açıklamamı da bulamazlar" ifadelerini kullandı.
CHP'nin adayı babası Nurettin Soyer hakkında ise şunları söyledi:
"Babamla ilgili şu kadarını söyleyeyim: İzmir'in gündeminde bu meseleler yok. İzmir'in gündemine, Türkiye'nin gündemine bu meseleleri getirmek, asıl gündemden insanları uzaklaştırmak içindir. Seçime gidiyoruz. Adayların anlattıklarını, vizyonlarını ölçülmesi yerine adeta bu gerçek reel gündemden uzaklaştırmak için siyasi kutuplaşmalı kampanya yürütmek isteniyor. Bu konuşmaların artık haksızlık olduğunu düşünüyorum.
Türkiye büyük ekonomik krizin arifesinde büyük buzdağı üzerimize geliyor. Döviz dalgalanmalarıyla ilgileniyoruz. Aşağıdaki büyük kütle, 8 yıl sürecek ekonomik sıkıntıya taşıyacak. Öyle görünüyor. O kadar büyük ekonomik krizle karşı karşıyayız. Neredeyse yarı yarıya yoksullaşacağız. Krizle yüzleşmekte olan ülkenin çok daha büyük kucaklaşmaya ihtiyacı var. Kutuplaşma ayrışma yabancılaşma süreçlerinin hepsini geride bırakmak zorunda. İzmir'de bir ortak gelecek ütopyasını hayata geçirmeye çalışacağız."