Lübnan'daki gelişmeleri Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Öğretim Görevlisi Dr. Yasin Atlıoğlu ile konuştuk.
‘LÜBNAN SEÇİMLERİNDE KARŞILIKLI TAVİZLER VERİLEREK OLUMLU HAVA YARATILDI'
Dr. Yasin Atlıoğlu'ya göre parlamento seçimleri 9 yıl sonra bile olsa Lübnan'da olumlu bir hava yarattı. Lübnan'ın 2011 sonrasında bölgedeki sarsıntılar eşliğinde zor dönemlerden geçtiğini, siyasal sisteminde büyük sıkışmışlık yaşandığını anlatan Atlıoğlu, 2016'daki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından geçen sene düzenlenen genel seçimlerde de Hizbullah'ın sandıktan daha güçlü biçimde çıktığını anımsattı:
‘AMERİKA'NIN HİZBULLAH'I ENGELLEMEK İSTEMESİ PAZARLIKLARI UZATTI'
Hükümet pazarlıklarının uzamasında Dürzi bakanlıklarının dağılımı, seçimin Hizbullah karşıtı cephenin tek kazananı olan Maruni kanatta Samir Ca'ca'nın daha fazla bakanlık talebi ve Hariri'nin Müstakbel Hareketi'nin dışında bağımsız Sünni bakanların konumlarının rol oynadığını anlatan Atlıoğlu, nihayetinde karşılıklı tavizlerle uzlaşmaya varıldığını vurguladı. Atlıoğlu'na göre Hizbullah'ın desteklediği adayın Sağlık Bakanlığı'nı alması ise başlı başına önemli. Zira ABD yönetimi buna itiraz bayrağı açmıştı. Hariri'nin bundan sonra işinin kolay olmayacağını da anımsatan Atlıoğlu, Lübnan başbakanının dış dengeleri kontrol ederek içerideki uzlaşıyı devam ettirmesinin kolay olmayacağına dikkat çekti:
‘AMERİKA, SAĞLIK VE TİCARET BAKANLIKLARININ HİZBULLAH'IN TEKELİNDE OLMASINDAN RAHATSIZ'
ABD'nin genel olarak hükümetin kurulmasını olumlu karşıladığını söyleyen Atlıoğlu, Washington'ın sadece Hizbullah'ın başta sağlık bakanlığı olmak üzere elde ettiği bakanlıklardan ise rahatsızlık duyduğunu belirtti. Bunda İran'dan alınacak ucuz ilaçların söz konusu olması da ABD için itirazların başında geldi. Atlıoğlu'na göre Hizbullah da kendi yönetiminde olan halk sağlığı klinikleri aracılığıyla da halka hizmet götürürken, aşırı liberalleşmiş olan Lübnan sağlık sisteminde bir düzeltmeye gidebilmesi de kolay değil:
‘TAİF ANLAŞMASI'NIN ORTADAN KALDIRILMAK İSTENDİĞİ İDDİALARI VAR'
Diğer yandan Atlıoğlu'na göre ABD, Suudi Arabistan ve eski sömürge gücü Fransa'nın da Lübnan'da Hizbullah'ın güç kazanması karşısında durumu değiştirme olanakları giderek kısıtlanıyor. Bu kanattan gelen eleştiriler arasında Batı yanlısı Dürzi lider Velid Canbolat'ın açıklamalarına dikkat çeken Atlıoğlu, Lübnan'da iç savaşı sona erdiren Taif Anlaşması'nın ortadan kaldırılmak istendiği yolunda iddiaların gündeme taşındığını anlattı. Yine Hizbullah'ın Hıristiyan ortakları üzerinden Sünnilerin ayrıcalıklarını azaltmaya çalıştığı iddialarının da bulunduğunu belirten Atlıoğlu, Hariri'nin Sünnilerin liderliğini yapmakta yetersiz kaldığı yolunda görüşlerin de altını çizdi:
‘LÜBNAN DÜNYANIN EN BORÇLU ÜÇÜNCÜ ÜLKESİ, EKONOMİ YÜZÜNDEN İÇTEN İÇE KAYNIYOR'
Atlıoğlu, Lübnan'ın milli gelire göre dünyanın en borçlu üçüncü ülkesi konumunda olduğunu ve dış yardıma muhtaç olduğunu dile getirirken, Hariri'nin en kısa zamanda ekonomik konuları ele alması gerekliliğine dikkat çekti. Atlıoğlu özellikle Katar'ın Suudilere karşı Lübnan'da kesenin ağzını açarak varlığını artırma gayretlerinin de altını çizdi:
‘LÜBNAN ARTIK DİBE VURMA NOKTASINDA'
Lübnan'ın krizin eşiğinde olduğuna dikkat çeken Atlıoğlu, ülkedeki elektrik kesintileri, su ve çöp problemleri gibi bir yığın sorunun sosyal patlamaya yol açabileceği görüşünde. Ülkede özellikle gençlik kesimi arasında yeni siyasi grupların ortaya çıktığını belirten Atlıoğlu, bu hareketlerin mezhep ayrımlarına dayalı olan ve sadece siyasi seçkinler ve ailelerine hizmet eder hale gelen sisteme de tehdit teşkil etmeye başladığının altını çizdi. Hükümetin kurulmakta gecikmesinin sosyal patlama ihtimalini de artırdığının hem içeride hem de dışarıdan görüldüğünü belirten Atlıoğlu, uzlaşmaya varılmasında bütün bunların da etkili olduğunu anımsattı:
‘TÜRKİYE EKONOMİK VE KÜLTÜREL İLİŞKİLERİ SAĞLAMLAŞTIRARAK ETKİ ALANI OLUŞTURMAYA ÇALIŞIYOR'
Türkiye-Lübnan ilişkileri özellikle Ankara'nın Suriye'deki savaşı desteklemesiyle 2011'den itibaren bozulmuşken, Atlıoğlu'na göre son dönemde Ankara özellikle ekonomik ve kültürel ilişkileri güçlendirmeye çalışıyor. Türk firmalarının Lübnan'da enerji probleminin çözümünde geçici rolleri olduğunu, ancak halkın meselenin temelde çözümünü istediğini belirten Atlıoğlu'na göre Lübnan'da rüşevet ve yolsuzlukların etkili olduğu sistemde işlerin çözülüp düzgün ilerlemesi yakın zamanda pek mümkün görünmüyor: