31 Mart yerel seçimlerinde CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı gösterilen Ekrem İmamoğlu, sadece CHP'lilerin değil, bütün partilerin oylarına talip.
"Seçimi yüzde 51'den yüksek oyla kazanacağım" diyen İmamoğlu, seçim çalışmalarıyla ilgili, "Nasıl hayal ettiysem öyle gidiyor. Ciddi bir seçim tecrübem var. Hem İstanbul içinde farklı ilçelerde, hem Türkiye'nin farklı coğrafyalarında çalıştım. Bu kadar kabulün olduğu bir dönemi yaşamadım" dedi.
Sözcü gazetesinden Saygı Öztürk'e konuşan İmamoğlu'nun açıklamaları şöyle:
'BELLİ Kİ SABOTE ETMEK İÇİN GELMİŞLER'
— Konuşma arzusu, paylaşma arzusu olan yoğun bir kitleyle karşı karşıyayım. Bu çok umut verici. Hepsine oy gözüyle de bakmıyorum tabii ama iletişim kurmak güzel. Benim de yaptığım o. Herkesle iletişim kurmak, onları hissetmek. Mahallelerine gidiyorum. O zaman bir de sorunu yerinde tespit etmiş oluyorsun. Çok büyük bir avantaj. İstanbul'daki diğer adayın (AK Parti adayı Binali Yıldırım) bunu yapmasını çok beklemiyorum.
'PAHALILIKTAN BAHSETSEM AYNI GÜN ZAM GERİ ALINIYOR'
— İstanbul'da yerel yöneticiler, bulundukları yerde yaşananları tespit edip bunu hissetmeli, çözüm üretmeli ya da gerekirse merkezi hükümetle bu konuda ortak çözüm yolları bulmalı. Ama son yıllarda sadece Ankara'dan gelen talimatları yerine getiren yerel yönetimler söz konusu İstanbul'da. Bunu tersine çevirdiğimizde görecekler, hem Ankara hem de İstanbul rahat edecek. Sahada gördüğüm şey biraz bu aslında, öyle bir hissiyatım var.
'RAKİBİMİ HENÜZ GÖRMEDİM'
— Elbette çok sorunlar var. Çocukları, gençleri, özellikle işsiz-mesleksiz, okumayan gençleri sayabiliriz. Önceliğiniz bu olursa, sosyal belediyecilikle çözüm üretmek mümkün. Ama şehirde önceliğimiz Kanal İstanbul veya mega proje olarak adlandırılan işler olursa bu yine sekteye uğrar. Vatandaşın neyi aciliyet olarak gördüğüne odaklanacağız. İnsan hayatı için esas mega proje kavramının onlara yapıştırılması gerektiğini düşünüyorum.
— Vatandaşla bir arada başkan olacağım. İstanbul'un o kadar derin bir yapısı var ki 15 ama ben 16 milyon diyorum… Çünkü bir milyona yakın öğrencisi var. Onları kendine bir insan kaynağı, hazine gören bir başkan olacağım. Onlarla bir arada olmak beni besleyecek. Aksi halde kısırlaşır, üretemez hale gelirsiniz.
'GÜNDE 20 KİLOMETRE YÜRÜYORUM'
CHP'den aday gösterilmeyen isimlerle tanışıp konuştuğunu, hepsinin seçim sürecine katılacağını belirten İmamoğlu, seçim kampanyasına ilişkin şu detayları verdi:
— Son 25 gündür tamamen sokaklardayım. Ben esnafım, iş insanıyım. Hayatım hep sokaklarda, sahada, istihdam yaratan, işçiyle, emekçiyle bir arada geçti. Son 10 yılım ise siyasette geçti. Bu 25 günde gördüğüm kadar büyük bir kent yoksulluğunu, ben hiçbir zaman Türkiye'de görmedim. Çok derindir, acıdır, hissedilmelidir. Hızlı bir tedbir alınmalıdır. Çünkü böyle derin kent yoksulluğunu, ülkenin 30-40 yıl önceki yoksulluğuyla kıyaslamak da mümkün değil. Çünkü o zaman insanlar kırsalda yaşıyordu. Kentte yaşayan bir kişinin kırsalda en az 50-100 büyüğü, akrabası vardı.
'KADINLAR, ANNELER BÜYÜK İSYANDA'
— Şehri paylaşabilmek, şehri ucuzlatabilmek değil daha doğrusu yaşamı ucuzlatabilmek… Gıda erişiminin ucuzlatılması, üreticiden tüketiciye zinciri kontrol altına alıp herkesten katkı ve destek istemek. Bu televizyondan talimat vermekle olmaz. Kent yoksulluğu İstanbul'un birinci sorunu haline gelmiştir. Sosyal belediyecilik bunları hızla aşabilir. Bunu derinden hissediyorum.
'BİZİM SÖYLEDİKLERİMİZİ AKP VAADİ DİYE ANLATTI'
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın seçim manifestosunu çok iyi bulduğunu söyleyen İmamoğlu, "Çünkü kendi adaylık açıklamamda hangi maddeler varsa bire bir onları açıkladı" dedi ve şu değerlendirmeyi yaptı:
— 'Eksik yapmışızdır' hatta bazen 'yanlış yapmışızdır' cümlesi çok yeterli bir özeleştiri ifadesi değil. Daha düne kadar ayda 200-300 imar, parsel bazlı plan değişiklikleri Büyükşehir Belediyesi'ne gelirken… Bugün manifesto gibi açıklayıp, 'Bundan sonra yapmayacağız' demek çok inandırıcı değil. Biz bunu yapmıyoruz. Yapmadığımız gibi zaten ne yapacağımızı da anlatıyoruz. Anlatmakta hem kolaylığımız var hem de inandırıcıyız. Manifesto belediyelere dağıtıldığında da mevcut partinin belediyelerinde çok inandırıcı duracağını zannetmiyorum. Hatta mevcut belediye başkanlarının kafası bile karışabilir. Bazı terimleri kendileri bile tanımlayabilir. Tanımlama konusunda zorluk çekebilirler. Biraz sosyal demokrat belediyecilik ile ilgili kitap okumaları lazım.
'PARTİ İÇİ KONULARI DIŞARI YANSITMAMAK LAZIM'
"Parti içi konuları dışarı yansıtmamak lazım. Bugün yerelde kendi adamlarını yetiştiren partiye dönüşüyoruz. Beni sadece üzen yeterli kadın adayın olmayışı. Hata, eksik görünen şeyler adaylar belirlendikten sonra bitmiştir. Tek hedefimizin seçimleri almaya yönelik çalışmalar olması lazım. 39 ilçeden iddiaya sahip olduğumuz 25'e yakın ilçe var. 'Şu kadarını kazanırız, şu kadarını kazanamayız' deme şansına sahip değilim. Beklenmedik sürprizlere de gebe bir seçim olacak. Çok ilginç bir kitle var sahada. Anket yapan firmalar da zorlanıyorlar."