"Suriye'deki düğüm, ancak siyasi çözümle çözülebilir. Biz meselenin bütün taraflarıyla, Rusya, İran, Fransa, Almanya ve ABD ile görüşüyoruz. Ve tarafları, siyasi çözüm yolunda ilerleme hususunda yönlendirmeye çalışıyoruz. Zira biz kesin bir şekilde Suriye'nin siyasi birliği ve toprak bütünlüğünün ‘olmazsa olmaz' olduğuna inanıyoruz. Suriye'nin bütünlüğü bazı ülkelerin umurunda olmayabilir. Ancak bu ülkelerin aksine, Türkiye, Suriye'nin bütünlüğü konusunda son derece hassas ve ısrarcı. Bunun olması için de, yabancı güçlerin varlığına ihtiyaç duyulmayan yeni bir atmosfer oluşturulması şart. Bu ortam ise ancak Suriye halkının farklı kesimlerinin haklarının garanti altına alınmasıyla olur. Sonuçta Suriye'de şu ana kadar yüzbinlerce kişi öldü, milyonlarca kişi ise evlerini terk etti. Bu sebeple, kurumların yeni biçimlenmesi ve yeni bir siyasi atmosferin oluşması için tarafların Suriye'de pozitif rol oynamaları önemli."
‘TÜRKİYE'NİN OPERASYONLARI SAYESİNDE ŞİMDİYE DEK 300 BİN SURİYELİ EVLERİNE DÖNDÜ'
‘VENEZÜELLA'NIN ALTINI VE PETROLÜ O HALKA AİTTİR, BİR BAŞKASINA DEĞİL'
Türkiye'nin Venezüella'ya dönük tutumuna ilişkin bir soruyu yanıtlayan Yılmaz "Türkiye'nin Venezüella konusundaki tutumu net. Biz, Venezüella'nın doğal zenginliklerinden Venezüella halkının yararlanmasından yanayız. Dünyanın her bölgesinde çeşitli ülkeler büyük zorluklardan geçiyor. Ancak ne zaman bir ülkenin petrolü veya altını varsa, dünyanın dikkati zorluk yaşayan o ülkede toplanıyor. Ancak bize göre bu doğal zenginliklerin tek sahibi var, o da Venezüella halkının ta kendisidir, kesinlikle bir başkası değil. Asıl sorgulanması gereken, diğer ülkelerin tutumu" dedi.
‘RUSYA VE ABD ARASINDAKİ ANLAŞMAZLIĞIN SON BULMASINI UMUYORUZ'
ABD'nin Soğuk Savaş döneminden bu yana nükleer silahların denetiminin temelini oluşturan Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması'ndan (INF), Rus 9M729 füzesinin anlaşmayı ihlal ettiğini öne sürerek çekilmesine karşılık Rusya'nın da anlaşmayı askıya aldığının hatırlatılması üzerine Yılmaz "Türkiye, nükleersiz barıştan yana. Türkiye, Rusya ve ABD'nin en yakın zamanda yeniden anlaşamaya varmasını umuyor" değerlendirmesinde bulundu.
‘TÜRKİYE'NİN ASIL ÖNCELİKLİĞİ EKONOMİ'
Ülkenin turizm konusunda da olumlu gelişmelere sahne olduğuna işaret eden Yılmaz "Geçtiğimiz yıl yaklaşık 40 milyon turist geldi. Üstelik turist sayısında bir önceki yıla göre de yüzde 20'lik bir artış sağlandı. Bunun ekonomik anlamda olumlu etkisi önemli. Turizmde bu güzel rakamlar ayrıca Türkiye'nin güvenlik imajı konusunda yabancı misafirlerin kafasında soru işareti olmadığını gösteriyor" diye konuştu.