Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Siyaset Ekonomi Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde yayımlanan Kriter dergisine röportaj verdi.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin Türkiye'nin yeni dönemdeki ihtiyaçlarını karşılayacak çok güçlü bir zemin ortaya koyduğunu belirten Altun, İletişim Başkanlığı'nın bu yeni yönetim vizyonunun en önemli göstergelerinden biri olduğunu vurguladı.
Altun, "Ana amacımız ve faaliyet çerçevemiz milletimizin sesini, devletimizin haklı mücadelesini bütün dünyaya duyurmak. Beka mücadelesinde stratejik iletişimin tüm imkanlarını kullanacağız. Her alanda ülkemizin nitelikli temsilini önceliyoruz" ifadelerini kullandı.
'KAŞIKÇI CİNAYETİ ÖRTBAS EDİLDİ'
Altun, gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinin aydınlatılmasında Türkiye'nin rolü ve İletişim Başkanlığı'nın bu süreçte üstlendiği fonksiyona ilişkin şu bilgileri verdi:
'TÜRKİYE, KENDİ GÖBEĞİNİ KENDİ KESECEKTİR'
Altun, Türkiye'nin Suriye konusunda "Bu ülkeyi terör örgütleri için bir sığınak olmaktan çıkaracak, toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini muhafaza edecek ve tüm toplumsal kesimleri kuşatacak" siyasi bir çözüm için çalıştığını aktardı.
Sadece son üç yılda bu terör örgütlerince çoğu Suriye'nin kuzeyinde planlanmış 100'e yakın saldırıda binlerce vatandaşı kaybettiklerini hatırlatan Altun, "Terör, uluslararası bir tehdit iken bazı ülkelerin terör örgütleri arasında ayrım yaptığına, hatta onları silahlandırıp desteklediğine ibretle şahitlik ettik. Bu tablo Türkiye'yi Sayın Cumhurbaşkanımızın ‘Kendi göbeğimizi kendimiz keseriz' ifadesinde karşılık bulan kararlılığa taşıdı. Türkiye Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatları'nda olduğu gibi her türlü terör koridoru oluşturma girişimleri karşısında hiçbir tehdide aldırmadan yine kendi göbeğini kendi kesecektir" değerlendirmesinde bulundu.
'RUSYA VE İRAN'LA YAKIN İŞBİRLİĞİMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ'
"ABD'nin Suriye'den çekilmesiyle Kürtlerin Türkiye'nin operasyonu ile karşı karşıya kalacağı" şeklindeki dezenformasyonu bölgeye yönelik yeni bir siyasi dizayn planının parçası olarak gördüklerini kaydeden Fahrettin Altun, "Türkiye olarak hem sınırlarımız içindeki hem de sınırlarımız dışındaki Kürt kardeşlerimizle bu tür çarpıtmalarla zedelenemeyecek sağlam bağlara sahibiz. Bunu hem geçmiş hem de bugünkü tecrübeleriyle en iyi yine Kürt kardeşlerimiz bilir. Bizim amacımız gayet net: Sınırımızın yanı başındaki terör bataklığının kurutulması, Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması ve ülkenin siyasi istikrara kavuşması. Tüm adımlarımızı bu doğrultuda atmaya devam edeceğiz. Bunun dışında bölgeye dönük etnisite temelli siyaset tasarımları, yönetilemeyen yeni kriz ve çatışma alanları ortaya çıkaracaktır. Bunun olmaması için Türkiye'ye kulak verilmesi hem bölgemizin istikrarı hem de küresel istikrar açısından elzemdir." yorumunu yaptı.
'TÜRKİYE HİÇBİR ALANDA ALTERNATİFSİZ DEĞİL'
ABD'nin son yıllarda bazı grupların ideolojik gündemlerinin etkisi altında kalarak Türkiye'yi rahatsız edecek birtakım adımlar attığına değinen Altun şu görüşlerini paylaştı:
Altun, "ABD, Türkiye'ye rağmen adım atmanın Türkiye'nin beklentilerini karşılayarak iş yapmaktan daha maliyetli olduğunu ne kadar hızlı kavrarsa kendisi için o kadar iyi olur. Zira Türkiye hiçbir alanda alternatifsiz değildir. Zaten bu konuda emri vaki olarak değerlendirilebilecek söylemler karşısında ülkemizin güvenliğinin hiçbir şartta pazarlık meselesi olamayacağını hem sahada hem masada ortaya koyduk." değerlendirmesini yaptı.
Altun, Türkiye'nin ulusal güvenlik ve bölge siyaseti açısından gerektiğinde sert güç unsurlarını devreye alabileceğine yönelik tavrının net şekilde ortada durduğunu belirtti.
'TÜRKİYE KÜRESEL BİR GÜCE DÖNÜŞÜYOR'
"Bu elbette yeni meydan okumaları beraberinde getiriyor. Özellikle 2013'ten sonra sistematik bir hal alan ‘yıpratma savaşı' ile Erdoğan karşıtlığı üzerinden Türkiye'nin kaybetmesi hedeflenmişti. Bu süreçte sokak kalkışmalarından terör saldırılarına, askeri darbe girişiminden finansal ve ekonomik operasyonlara kadar farklı müdahale formlarıyla karşı karşıya kaldık. Her bir meydan okumayı ve saldırıyı devlet-millet birlikteliği ile atlattık. Türkiye'nin ulusal ve bölgesel ölçekte verdiği normalleşme mücadelesi küresel boyuta taşındıkça önüne farklı güçlükler çıkarılması elbette tahmin edilebilir. Buna mukabil Türkiye, Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde dış kaynaklı bu zorlukları bertaraf edecek bir vizyona ve bunu uygulayabilecek bir kapasiteye de sahip."
'ÜLKEMİZİN GELDİĞİ AŞAMA CUMHURBAŞKANIMIZA ÇOK ŞEY BORÇLU'
"Sayın Cumhurbaşkanımız, milletin birliği ve refahı, devletin dirliği ve bekası için gecesini gündüzüne katarak çalışan bir lider. Her bir dakikanın her bir saniyenin hesabını yaparak, ülkemize, devletimize, nasıl daha fazla katkı sağlayabiliriz diye hareket ediyor. Bunu görmek için Cumhurbaşkanımızın sadece bir günlük mesaisine bakmak yeterli. Ülkemizin geldiği bu aşama Cumhurbaşkanımızın gayretine çok şey borçlu. Bu liderlik tarzı ve siyaset anlayışı, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle köklü ve net bir kurumsallaşma sürecine girdi. Devletimizin tüm kurumları Sayın Cumhurbaşkanımızın çalışma temposuyla uyumlu bir süreç içinde. Bu uyum arttıkça ve güçlendikçe inşallah milletimizin refahı ve devletin dirliği daha da güçlenecektir."