Başkonsolos Podyelışev'le birlikte, Dağıstan Devlet Akademik Halk Dansları Topluluğu'nun sanat yönetmeni Zalimhan Hangereyev ve 90'lı yıllarından başından bu yana topluluğun başkanlığını yürüten Canbolat Magomedov da yer aldı. Magomedov sahnede yaptığı konuşmasında "Birkaç gün önce bizim liderlerimiz Vladimir Putin ve Tayyip Erdoğan el sıkıştılar ve ‘biz kardeşiz, bir arkadaşız' dediler. İki lider arkadaş olduğunda milletlerin de kardeş olması kaçınılmaz oluyor" diye konuştu. Dağıstan Devlet Akademik Halk Dansları Topluluğu Başkanı Canbolat Magomedov ve Sanat yönetmeni Zalimhan Hangereyev, Sputnik'in bu önemli gösteriden, 60 yılı aşkın bir süredir icra ettikleri sanatlarına kadar pek çok konudaki sorusunu Rusya Federasyonu İstanbul Başkonsololuğu'ndaki görüşmede yanıtladı.
‘LEZGİNKA İLE 78 ÜLKE GEZDİK, TÜRKİYE'NİN BİZİM İÇİN ÖNEMİ BÜYÜK'
Türkiye ilk kez çocukken geldiğini anlatan Lezginka Başkanı Magomedov "Türkiye'ye ilk kez çocukken, 10-12 yaşlarında anne ve babamla birlikte gelmiştim. Onlar ünlü bir şair ve yazardı, dünyanın her yerine seyahat ederler ve beni de yanlarında götürürlerdi. Daha o zaman Türkiye'deki insanların misafirperverliği beni çok etkiledi. Türkiye'nin özel sıcaklığı benim kalbimde çocukluğumdan bugüne kadar kaldı. Ve kaderin güzel oyunu olsa gerek ki; 1990 yılında Lezginka'ya genel müdür olarak göreve başladığımda, Lezginka ile Türkiye'ye ilk kez gelmiştik ve şimdi Türkiye‘ye üçüncü gelişimiz" dedi.
Tarihi ve kültürü dans figürleri aracılığıyla aktardıklarını söyleyen Magomedov "Sadece Dağıstan kökenli izleyiciler değil Türk izleyiciler de bizi izlerken, bizimle aralarında bir bağ kuruyorlar. Gösteriden sonra bizim memlekete gelip bizi tanımak istiyorlar. Türkiye'de bizi izleyenler sadece Türkiye'de olan gösterilerimize değil,dünyanın neresinde olursa olsun bizi izlemeye gelmek istiyorlar. Biz neredeyse bütün dünyayı gezdik ve konser verdik. Afrika ve Amerika kıtasındakiler de dahil olmak üzere 78 ülkeyi gezdik. Bunların 40'a yakınında birden çok kez bulunduk. Türkiye de bu ülkelerden birisi. Ancak bir nokta var ki bu çok önemli. Politik anlaşmazlıkların veya soğuklukların olduğu ülkelerde bile kültür, bağlayıcı bir unsur oluyor. Kültür, ülkeler arasında her zaman dostluk oluşturacaktır" diyor.
‘TÜRKİYE-RUSYA KÜLTÜR YILINI AÇMAK AYRICA BÜYÜK BİR MUTLULUK'
"2019 Türkiye-Rusya Kültür ve Turizm Yılı'nın açılışının Lezginka'yla yapılıyor olması beni inanılmaz mutlu ediyor. Biz en çok Türkiye'ye gelmeyi seviyoruz. Çünkü biz burada kendimizi evimizde hissediyoruz. İzleyiciler bizi o kadar sıcak karşılıyor ki bize bu hissi yaşatıyor. Canbulat Bey'in söylediği gibi, biz tüm dünyayı gezdik lakin Türkiye'ye gelmeye başladığımızdan beri biz sadece Türkiye'ye gelmeyi istiyoruz. Sizin aracılığınız ile, bu gösteri ve organizasyonları düzenleyen ve bizi buraya davet eden değerli arkadaşımızı Yalova Kuzey Kafkas Derneği Başkanı Mehmet Aydemir ve oğlu Gazi Aydemir'e teşekkür etmek istiyoruz. Ayrıca Rusya Federasyonu İstanbul Başkonsolosu Andrey Podyelışev'e çok teşekkür ediyoruz. Konsolosluk yardımı ve bize verilen değer bizi çok mutlu etti ve bu detaylar bizim buraya gelişimizin mutluluğu katbekat artırıyor."
‘PUTİN VE ERDOĞAN İLİŞKİLERİ PEKİŞTİRMEK İÇİN ELLERİNDEN GELENİ YAPIYOR, ONLARA ÇOK ŞEY BORÇLUYUZ'
"Ben bu gelişimizi de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın buluşmasına bağlıyorum. İki lider buluştuğunda birbirlerine ‘değerli arkadaşım' dedi. Eğer iki lider arkadaşsa, o iki millet de mutlaka arkadaş olacaktır. Bu mutlaka güzel projeleri doğuruyor. Bu dünya için bir barış simgesi. İki lider böyle bir şey oluşturduğunda bu bizi mutlu etti. Madem liderlerimiz 2019'u ‘kültür ve turizm yılı' ilan etmişler, o yüzden biz de Türkiye'den bir dans grubunu Dağıstan'a davet etmek istiyoruz. Onları hem ağırlayıp hem de Dağıstan'ı mutfağı ve sayfalarıyla tanıştırabiliriz. Bu gibi girişimler iki ülke arasında yalnızca kültürü değil aynı zamanda ekonomiye de canlandıracaktır. 2019 yılı boyunca iki ülkede birbirinden güzel bir sürü etkinlik gerçekleşecek. Bunlar da iki milleti birbirine yakınlaştırarak, dostlukları pekiştirecek. Rus ve Türk millet birbirine çok bağlı. Türkiye'yle Rusya arasındaki projeleri biliyorsunuz, Akkuyu Nükleer Santrali Rusya'yla birlikte yapılıyor. Bu kültür gösterileri mutlaka ekonomiyi de tetikleyecek. Biz iki millet olarak ilk öncelikle liderlerimize teşekkür ediyoruz. Bu liderler iki milleti bir arada tutmayı çok güzel başarıyor ve bu hususta ellerinden geleni yapıyor."
‘TÜRK BİR DANS GRUBUYLA ORTAK GÖSTERİ YAPMAYI İSTERİZ'
‘DAĞISTAN'DA 30'DAN FAZLA MİLLET VAR, BU ZENGİNLİK TEK BİR GÖSTERİYE SIĞMIYOR'
Danslarının çok sayıda kültürün birleşimi olduğuna işaret eden Magomedov "Dağıstan'da 30'u aşkın millet oturuyor. Bu sebeple bu kadar çok dans çıkarabiliyoruz. Dağıstan'da olan milletlerin köylerinde bile farklı kültürler var. Örneğin, Avar, Dargin yada Kumuk gibi milletlerin farklı kostümleri, alışkanlıkları var. Bu çok büyük bir zenginlik ve bu zenginliği tek bir gösteriye sığdıramıyoruz. Bizim bir dipsiz kuyumuz var, hep o suyu alabiliyoruz, dansları çıkarabiliyoruz. Bizim programımız çok fazla dansımız olduğu için çok benzersiz. Mesela bir dansımız dağdaki milletimizi anlatıyor; bir diğeri ise yaylada oturanları anlatıyor. Lezginka'nın el yazısı çok farklı, nerede çıkarsak çıkalım bizi hemen tanıyorlar" diye anlatıyor.
‘EĞİTİMLERİMİZ 5 YAŞTAN İTİBAREN BAŞLIYOR, KÜLTÜRÜMÜZÜ YAŞATMAK İÇİN ÇOK ÇABA GÖSTERİYORUZ'
"Pek çok dans grubu bu bizimle benzer şekilde yola çıktı ama pek çoğunun ömrü uzun olmadı. Çünkü pek çoğu, eski enstrümanları bilgisayarla değiştiriyor. Kültürleri sadeleştiriyorlar. Fabrikasyon işler ortaya çıkıyor. Biz ise farklı enstrümanlar çalıyoruz. Ekibimizde 15 kişi çeşitli enstrümanları çalıyor. Kolaya kaçmayarak kültürümüzü yaşatıyoruz. Sadeleştirilen kültürler yok oluyor. Bunu istemeyiz."
‘SİDE'YE AŞIK OLDUM, TARİHİ CAMİLER HARİKAYDI'
Peki, bunca kez Türkiye'yi ziyaret etmiş olan Canbolat Magomedov ve Zalimhan Hangereyev, Türkiye'de en çok nereleri beğenmiş? Magomedov, bu soruyu "Ben Side'ye aşık oldum. Side'de amfi tiyatro, bende çok derin duygular uyandırmıştı. Dağıstan'a döndüğümde herkese Side'nin ne kadar güzel bir yer olduğunu anlattım. Ayrıca Türklerin doğaya ne kadar güzel ve dikkatli davrandıklarını da anlattım. Biz, hepimiz bundan ders almalıyız. Dağıstan'da bizim de doğa koruma projelerimiz var."
Hangereyev ise "İstanbul'daki en tarihi camileri gezdik, onları çok sevdik. Dağıstan'da Türk dizileri çok fazla seviliyor. Kadınlar mutlaka her gün Türk dizileri izliyorlar. ‘Sultanları' çok seviyorlar. Dağıstan'da en büyük camii Türkler tarafından inşa edilmiş. Adı da Merkezi Cami. Çok fazla ortak noktalarımız var" diyor.
‘TÜRKLER SERACILIK VE İNŞAATTA ÇOK İYİ, BİRBİRİMİZE ÇOK KATACAK ŞEYİMİZ VAR'
"Türkler Dağıstan'da inşaat ve ziraat sektöründe iş yapıyorlar. Türkler sera kurma konusunda çok iyiler ve Dağıstan'da da bunu yapıyorlar. Dağıstan'da tekstil fabrikası kurulması üzerine Türkiye'yle bir anlaşma yapılıyor. Türkiye ile Dağıstan önce fabrikayı birlikte inşa edecekler, daha sonra ise beraber çalıştıracaklar. Biz de bu kültür gösterileriyle ekonomiyi ve etkileşimleri daha da arttırıyoruz. Birbirimize katacak çok şeyimiz var."
‘DİPLOMATLARIN ÇABALARI YETMEZ, BU GİBİ ETKİNLİKLERİN DOSTLUĞU PEKİŞTİRMEDE ROLÜ BÜYÜK'
Röportajın sonuna gelirken, kapanışı Rusya Federasyonu İstanbul Başkonsolosu Andrey Podyelışev yapıyor:
"Biz diplomatlar olarak bu iki milletin ilişkileri için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Fakat böyle kültür elçileri olmasaydı, çabamız işe yaramazdı. Bizim Rusya'da bir deyim vardır ‘Bir kere görmek yüz kere duymaktan daha iyidir' şeklinde. Bugün, yarın ve daha sonra olacak konserler bizim milletleri sadece birleştirmekle kalmayacak aynı zamanda dostlukta ve ilişkilerde büyük bir rol üstlenecektir."