Venezüella'da siyasi çalkantının nasıl bu aşamaya geldiğini ve meselenin aktörlerini Selçuk Üniversitesi'nden Latin Amerika Uzmanı akademisyen Esra Akgemci ile konuştuk.
‘MUHALEFET LİDERLERİNİN 2014'TEKİ ÇAĞRISI: ‘MADURO DÜŞENE KADAR SOKAKLARI TERK ETMEYİN'
Esra Akgemci'ye göre Venezüela'daki muhalefet Bolivarcı hareket ve Chavez'i uzun süre devirmeye çalıştı ancak bir türlü birlik sağlayamadı. Chavez'in ölümünden sonra Maduro'nun ayakta kalamayacağının düşünüldüğü ve bu yüzden muhalefetin ‘yıpratma savaşı' adını verdiği şiddetin tetiklendiğini anlatan Akgemci, buna karşılık muhalefetin genel anlamda orta sınıflarda görülen adalet gibi talepleri bulunmadığını, şiddetten yakınan, medyanın özgür olmadığını söyleyen tarzda olduğunu aktardı:
‘ASIL HÜKÜMETİN KENDİ SESİNİ DUYURAMAMA GİBİ BİR PROBLEMİ VAR'
Venezüela'da basının söylenenin aksine hükümetin kontrolünde olmadığını, hatta yüzde 80'e varan oranlarda büyük işadamlarının elinde bulunduğunu belirten Akgemci, bu yüzden Maduro'nun ‘ses duyurma' sorunu bulunduğunu aktardı. Akgemci, sokaklardaki şiddetin kurbanlarının da büyük ölçüde gecekondu mahallelerinde yaşayan insanlar olduklarını belirtti. ‘Gualindo' diye anılan sokak çatışmalarının daha çok orta sınıfların kışkırtmalarıyla yapıldığını kaydeden Akgemci, gıda yokluğunun sorun olduğunu ancak muhaliflerin gerçekte gıda depolarını sabote ettiklerini anlatırken, ironik olarak Batı basınında bunun ‘açlık isyanları' diye anıldığını belirtti. Akgemci'ye göre bu sabotajların amacı büyük ölçüde yoksul kesimlerin gıdaya ulaşmasını engellemek.
‘SADECE MADURO'YA DEĞİL CHAVEZ'E DE DİKTATÖR OLARAK BAKILIYORDU'
Chavez'in mirası olan Bolivarcı devrimin dünyada en yanlış anlaşılan siyasi süreçlerden birisi olduğunu belhirten Akgemci, ünlü yazar Eduardo Galeano'nun "Bu nasıl bir diktatörse o kadar demokratik anayasa yaptı ki zaten halk tek bir referandumla onu iktidardan düşürebilirdi" cümlesine atıf yaptı. Maduro'nun ise ekonomik sıkıntıdan faydalanan muhalefetin ilk kez 2015'de birleşmesi ve parlamento seçimlerinde çoğunluğu kazanmasıyla karşı karşıya kaldığını söyleyen Akgemci, Venezüela liderinin bu hamleye karşı ‘kurucu meclis' fikrini uzlaşma arayışıyla gündeme taşıdığını vurguladı. Ancak öncesinde referandum düzenlemesi gerekirken bunu yapmadığını anlatan Akgemci, bunun ‘en büyük hatası' olduğunu belirtti:
‘BÜYÜK BİR OLİGARŞİ VAR, CHAVEZ BUNU KIRAMAMIŞTI'
Akgemci'ye göre ekonominin kötü yönetimi konusundaki eleştiriler ise sıkıntılı. Latin Amerika'da sadece Venezüela'da değil pek çok ülkede ‘hafriyatçılık', bir ‘kaynak sömürüsüne' dayalı kalkınma modeli bulunduğunu, bunun kökenlerinin de sömürgecilik dönemine kadar gittiğini anlatan Akgemci, Chavez'in bunları değiştiremediğini vurguladı. Petrol bağımlılığının büyük bir sorun olduğunu ancak asıl meselenin oligarşik yapı olduğunu belirten Akgemci, bu kesimlerin Maduro'ya baskıları artırmaların ekonomik durumda rolünün büyük olduğuna dikkat çekti: