Barış Yarkadaş: AKP sandık mühendisliğiyle kazanamayacağı yerlere yığınak yapıyor

Seçimlere doğru zaman giderek kısalırken seçmen kütüklerinin durumu en önemli konulardan biri haline geldi. Muhalefet partilerinin yaptığı araştırmalarda seçmenlerin AK Parti'nin oy almakta zorlanacağı bölgelere kaydırıldığı ortaya çıktı. Top sahasında oturan 13 kişi, AK Parti bölge sorumlusunun evinde oturan 46 kişi gibi vakalara rağmen Yüksek Seçim Kurulu (YSK) hiçbir sorun olmadığını söyleyerek pembe bir tablo çizdi. Eski CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, Seyr-i Sabah programında durumun vahametini ve bundan sonra yapılacakları dile getirdi:

‘AKP'NİN AZ FARKLA KAYBETTİĞİ BÖLGELERE SEÇMEN KAYDIRILIYOR'

"YSK Başkanı Sadi Güven'in açıklamaları pembe bir tablo çizdi. Ortadaki gerçeklik onun söyledikleriyle uyuşmuyor. Üsküdar'da seçmen kütüklerine 7 bin kişinin eklendiğini gördük. Bunun 3500'ünün Üsküdar ile alakası olmadığını gördük. Bunlar adeta yerleştirilmiş ve çeşitli evlere dağıtılmış. Örgütümüz 2200 kişinin Üsküdar'a seçmen kütükleri belirleninceye kadar hiç gelmediklerini belirledi. Üsküdar'da CHP geçen seçimi 3 bin oy farkıyla kaybetti. Bu dönem yapılan araştırmalar Üsküdar'ın kazanılacağını ortaya koyuyordu. Hayır oyları da burada yüzde 53 çıktı. Bu yüzden buraya özel yığınak yaptılar. Buradaki bir AKP yöneticisinin evinde 46 kişi oturuyor gözüküyor. Bunun gibi 30 ev düzenlendiğinde seçim farkı ortaya çıkıyor. Biz buradaki 2200 kişinin isimlerini verince oradaki hakimler hiç değerlendirmeden konuyu kapattı. Mesela Beylerbeyi top sahasında 13 kişi kayıtlı gözüküyor. Belli ki o sokakta bir yığma yapmak istemişler. Orada sadece bir kulübe var insanların giyinip soyunması için. Orada 13 kişi yaşıyor gözüküyor.

Sadece Üsküdar'da yok bu. Adalar'da 24 Haziran'dan sonra 914 kişi geldi. Bu anormal bir artış. Çünkü buranın seçmen sayısı 7500. 900 kişi buraya gelince oylarda yüzde 12 fark ediyor. AKP bir önceki seçimi 800 oyla kaybettiği için şu anda 900 oy artışı var. O yeni gelen isimlere baktılar. Adalar'a ikamet ettiği söylenen kişiler Sultanbeyli ve Ümraniye'de oturuyor gözüküyor. 714 kişinin Adalar'da yaşamadığını ilçe seçim kuruluna gönderdiler. Ancak bir değişiklik olmadı. AKP Adalar ilçe başkanının evinde 26 kişi yaşıyor gözüküyor. Türkiye'de soyadı tutmayan 26 kişinin aynı evde yaşadığını gören var mı?

‘İNSANLAR BİR GÜNDE DEĞİL 7 AYDA BU BÖLGELERE GİZLİCE TAŞINIYOR'

Kaymakamlıklar ben sizi nasıl kaydederim demiyor. Bir günde olmuyor. Parça parça gidiliyor. 7 ayda taşıyorlar insanları. Yasal bir engel yok. Ben bir evde 40 kişi oturuyorum diyebilir. Kayıtları yapan nüfus memurunun yapacağı bir şey yok. Kanun bir evde 46 kişinin oturmasına karşı gelemiyor. Örneğin diyorlar ki Ümraniye'de güçlüyüz. Bunun 2-3 binin değişik yerlere kaydıralım. Bir kısmını Adalar'a bir kısmını Üsküdar'a kaydırıyorlar. Ümraniye'de kaybedilen oy seçim kaybettirmiyor ama zayıf oldukları yerlerde seçimleri kazanıyorlar. Ankara ve Hakkari'de, İzmir'de de aynı sorun var.

Bir kişi aynı anda iki yerde oy kullanmıyor. Ama Ümraniye'de oturduğu halde Adalar'da oy verecek 914 kişi kaydırıldı. Sadi Güven bence bilerek çarpıtıyor konuyu. Zayıf oldukları bölgelere güçlü oldukları bölgelerden seçmen kaydırıyorlar. Siz oturmadığınız bölgede oturuyormuş gibi gözüküp oy kullanıyorsunuz. Ben Sadi Güven'in yerinde olsam, kendisine halkın güvenmesi için Beylerbeyi top sahasına gelirim, burada 13 kişi nasıl yaşıyor diye bakarım. Sahte seçmen yoktur diyerek mesele çarpıtılıyor. Mesela Foça'da komando tugayı var. Burada Şubat Mart ayında kurs kondu ve 4200 asker kaydedildi. CHP bu isimleri tek tek tespit etti. İlçe seçim kuruluna itirazlar yapıldı. İlçe seçim kurulu sadece 600 kişiyi seçmen listesinden düşürdü. Tuncay Özkan tugay komutanı ile konuştu. Bunların oy kullanmaması gerektiğini, bunların kursiyer olduğunu, ilçenin kaderine karar veremeyeceklerini dile getirdi. Tugay komutanı ben oy verdirmem diyor ama o nasıl engelleyebilir ki? Foça'yı zaten CHP 4000 oyla kazanmıştı. Hangi bölge ne kadar farkla kaybedildiyse tam o kadar yeni seçmen kitlesi yaratılıyor. Seçim ve sandık mühendisliği yapılıyor.

‘PARTİLER BİR ARAYA GELİP TOPLUMSAL BASKI YAPMAK ZORUNDA'

24-25 Ocak'ta partilerin yeniden itiraz hakkı var. Ellerindeki belgelerle bu kişilerin sahte seçmenlerin düşürülmesi için çaba gösterecekler. Ancak Türkiye bir parti devleti, yargısından kolluk güçlerine kadar. Burada hakimler nasıl karar verecek ve değerlendirecek onu ben de merak ediyorum. Burada Saadet Partisi, HDP, LDP gibi partiler bir araya gelip toplumsal baskı yapmak zorunda. Hileli seçime karşı baskı oluşturulmalı. Muhalefet partileri seçimlere katılmak zorunda. Seçimlere katılmadıkları an AKP tüm belediyeleri kazanır. Doğru olan AKP ve MHP'nin de hilesiz bir seçimden yana olmasıydı. Muhalefet partilerinin yapması gereken şey bir toplumsal baskı oluşturup seçimleri adil ve hilesiz düzeye çekebilmeliydi. Tüm partiler aday belirleme ve belediye başkanlarının kendilerine yakın isimler olmasını sağlamak istediklerinden mevzunun gerçek yanını görmezden geldiler.

Özellikle muhalefete oy veren seçme o kadar büyük bir baskı altında ki: Bir yana oyunu bir yanda sandığı korumaya çalışırken adil bir seçim olsun diye uğraşıyor. Normalde oyunu verip rahatlıkla evine gitmesi lazım. AKP katılmazsanız katılmayın deyip Bakırköy, Beşiktaş ve Kadıköy'ü alabilir. Eğer muhalefet kendine oy verecek seçmenleri sandığa götürebilirse AKP'nin yaptığı yığınağın anlamı kalmaz. Her yıl sandığa gitmeyen 9.5-10 milyon yurttaş var. Muhalefet onları mobilize etmeli. Parti yöneticilerinin motivasyonu sağlaması lazım. Muhalefette Kırgın, kızgın ve küskün seçmen var. Bunlar 24 Haziran'dan sonra sandığa gidip gitmemeye karar vermiş değil. Onlara güven verilmesi gerekiyor. 70 günde sizin ortaya koyacağınız motivasyona bağlı. Her şey yapılabilir."