Türkiye ve Güney Amerika ülkeleri arasındaki işbirliği pekişmeye devam ediyor. 2018'in son günlerinde Venezüella ile ekonomi, savunma, madencilik, eğitim ve kültür alanlarında anlaşmaya imza atan Türkiye, şimdi de Küba ile kilit anlaşmalar imzalamaya hazırlanıyor. Bu alanlardan ilki sağlık. Sağlık Bakanlığı'nın 2018 yılında ilaçlar için euro kurunu 2.69 liraya sabitlemesi sebebiyle, yabancı ilaç firmalarının çeşitli ilaçları getirmediğinin tartışıldığı bir dönemde, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Küba Devlet Başkanı Miguel Diaz Canel ile görüşerek Küba ile ortak ilaç üretimi konusunu gündeme getirdi.
KÜBA'YLA ORTAK AŞI VE İLAÇ ÜRETİMİ İÇİN İMZALAR ATILABİLİR
Oktay, 13 Ocak'taki görüşmeye ilişkin "Birlikte çalışma yürütülecek sektörlerden birisi, sağlık. Küba bu alanda çok net bir işbirliği talep ediyor. Sağlık alanında ortak çalışma yürütebiliriz. Biyoteknoloji konusunda ortak çalışmalar yapmamız gerektiği Küba Başbakanı'nın teklifiydi. Aşı ve şeker hastalıklarıyla alakalı uzuvların kesilmesini önleyebilecek ciddi çalışmaları var. Bizde de var. Bunu birlikte götürebiliriz" dedi. Oktay, işbirliği başladığı takdirde bunun yalnızca sağlık alanıyla sınırlı olmayacağına, Türkiye'nin savunma sanayi ürünlerimizi de ihraç edebileceğine işaret etti. Ancak Türkiye'nin Güney Amerika'daki ortaklıkları ne bu iki ülkeyle, ne de sayılan alanlarla kısıtlı. Yakın zamanda, Türkiye ile Arjantin yakın zamanda, ‘çifte vergilendirmenin önlenmesi' için anlaşma imzalamış, iki ülke arasındaki aktarmalı uçuşların etkileşimi arttırdığına işaret edilmişti. Yine yakın zamanda Türkiye ve Brezilya arasında sivil havacılığın çeşitli konularında işbirliği içeren geniş kapsamlı bir anlaşmaya varılmıştı.
‘TÜRKİYE, GÜNEY AMERİKA ÜLKELERİYLE İŞBİRLİĞİNDE DAHA CESUR ADIMLAR ATMALI'
Türkiye-Küba arasındaki olası anlaşma ışığında, Türkiye ve Güney Amerika ülkeleri arasında artan işbirliğini siyaset bilimci ve AFAM Uzmanı Hüsamettin Aslan, Sputnik'e değerlendirdi. Türkiye'nin Küba'nın birikim ve jeostratejik öneminden faydalanması gerektiğine işaret eden Aslan "Bugüne kadar iki ülke arasındaki ilişkiler, Türkiye'nin Batı-Atlantik ittifakında olması sebebiyle çok fazla gelişememiştir. Türkiye-Küba'nın 2016 yılına kadar yıllık 6 milyon dolar ticaret hacmi vardı. Daha sonra Türk Hava Yolları'nın doğrudan uçuşlarının başlamasıyla bu rakam 34 milyonlara kadar çıktı. Türkiye'den Küba'ya sağlık turizmi sebebiyle 20 bin insan gidiyor. Küba, yaşadığı ambargodan dolayı, cilt kanseri, kolon kanseri, tavuk karası gibi hastalıklarla ilgili yeni bir teknikler ihraç ediyor. Küba'nın en önemli ihracat kalemi, sağlık personelidir. Küba'da yaklaşık 300 bin sağlık personeli personeli bulunmakta ve bunun 50-60 binini dünyaya ihraç etmektedir. Dolayısıyla Türkiye, Küba'yla işbirliğinde daha cesur adımlar atmalı. Türkiye, önemli sayıda iyi yetişmiş sağlık personelini kanser taraması ve sedef, tavuk karası gibi hastalıkların taranmasında rol oynamaları için ithal edebilir ve bunun karşılığında Küba'nın gıda, tarım ürünleri ve otomasyondaki eksiklerini giderebilir. Ayrıca TOKİ kanalıyla hastane, otel, konut yapılabilir, oraya otomotiv ve yedek parça ihraç edebilir" ifadelerini kullandı.
‘TÜRK DEVLETİ TÜRK FİRMALARI KÜBA'DA VE BÖLGEDEKİ DİĞER ÜLKELERDE YATIRIMA YÖNLENDİRMELİ'
Türkiye'nin ABD'nin Ortadoğu politikasına karşı Amerika'da atabileceği adımlar olduğuna değinen Aslan "15 Temmuz kalkışmasını, bir kırılma olarak kabul edersek Türkiye'nin o tarihten beri ABD'ye karşı sessiz bir çığlık içinde olduğunu söyleyebiliriz. Ancak Türkiye'nin, Türk firmalarının orada yapacağı yatırımlar sonucunda ABD'nin yaptırımlarına, gazabına uğramaması için de adım atması şart. Latin Amerika'da Çin ekonomik gücü temsil eder, Rusya askeri ve istihbarat gücü temsil eder. Türkiye ise orada sosyal politikaları temsil eden emperyal bir güç olarak yerini almalı. Türkiye'de özellikle son 16 yılda AK Parti'nin sosyal politikalarda geliştirdiği ivme ve bunun uluslararası alana ihracı, Türk dış politikasında da olumlu etki oluşturacaktır. Türkiye, Ortadoğu'daki ABD çevrelemesiyle karşı karşıya iken, buna mukabil olarak Latin Amerika'da sosyal politikalarıyla önemli adımlar atmalı. Türkiye, orada uygulayacağı politikalarla, Yunanistan'a, Suriye'ye askeri üs kuran Amerika'yı çevreleyebilir. Türk dış politikasının o bölgede bir üst akla ihtiyacı var. Mevcut Dışişleri Bakanlığı ve Türk kamu kurumlarının birikimleri ve bürokrasideki hantallıktan sıyrılıp bölgeyle ilgili özel temsilci atamalı" diye ekledi.