Gülaçar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatı doğrultusunda tevazu, samimiyet ve gayret ile yola koyulduklarını aktararak şöyle devam etti:
"İşte ben o tevazudan hareketle diyorum elbette ki biz mütevazıyız, tevazu ehliyiz. Kibir, gurur ve kendini beğenmek bize ait değil, şeytana ait bir haslettir. Tevazu başımızla gözümüz üstüne, mütevazılık bizim işimiz ama bir yerde de hakikati ifşa etmek, haykırmak da bizim görevimiz. İşte bundan dolayı diyorum ki Recep Tayyip Erdoğan sadece Türkiye'nin değil, dünyanın lideridir".
'AK PARTİ BİR MİLAT'
Gençlere seslenen Gülaçar, şunları söyledi:
'MERHAMET TİMSALİ BİR LİDER ÇIKIVERDİ'
Türkiye'nin karanlık yıllardan AK Parti ile aydınlık döneme eriştiğini dile getiren Gülaçar, şöyle konuştu:
"Bu ülkede gençler bilsin diye söylüyorum 1980'lı yıllarda anarşi, terör ve sağ-sol kavgası vardı. Gençler birbirlerini katlediyorlardı. Bazen aynı silah 2 farklı cinayette kullanılıyordu. Sağın adamlarını vuran silahlar solun elinde, solun adamlarını vuranlar da sağın elinden çıkıveriyordu. Bir kaos, anarşi ve kargaşa, bir güvensizlik ortamı vardı. Tabii 1990'lı yıllar bu ülke için en acı ve kayıp yıllardır. Ayrışmaların, kin ve nefret tohumların ekildiği yıllardır. Sonra Allah bize merhamet etti, içimizden bizi bilen merhamet timsali bir lider çıkıverdi. İşte bu liderin adı Recep Tayyip Erdoğan'dır."
'BELEDİYECİLİK ERDOĞAN'DAN SONRA KONUŞULMAYA BAŞLANDI'
Gülaçar, belediyeciliğin 1994 yılında Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olmasıyla konuşulmaya başlandığını anlatarak "Sonra İstanbul gibi devasa bir kentte çöplüğün, pisliğin ve yolsuzluğun hakim olduğu, sokaklarının, caddelerinin yürünemez olduğu, suyunun bazen günde bir iki saat akabildiği bir şehirden bahsediyoruz. Bir lider ve bir belediye başkanı çıktı ve bunların tamamını 3-5 yıl içinde bitiriverdi. İstanbul adına yakışır bir şehre dönüşüverdi. İşte o günden sonra belediyecilik bütün Türkiye'de konuşulmaya başlandı" değerlendirmesini yaptı.