‘SİLAHLANMA PROBLEMİ EN ÇOK BÜYÜK İLLERDE'
İşin pratiği böyle değil. Bu silahlar alınıyor ve yaşadığı çevre içinde kullanılıyor. Tüm silahlı suçlar tanıdık bildik kişilerin o anlık öfke ve problemlerin sonuçları yüzünden oluyor. Her an ulaşılabilir ve yaygın olması belirleyici. Biz TBMM'deki siyasi iradeye bunun pratikle örtüşmediğini söyledik, hiç olmazsa kent yaşamında olmasın diyoruz. 2018 raporuna baktığımızda hareketli büyük illerde problem görüyoruz. İstanbul'da başladı Konya Kocaeli Antalya Bursa gibi illeri içine aldı. Bu hareketli endüstrisi iş alanı yüksek olan nüfus yoğunluğu çok olan bölgelerde yaşanıyor silahlı şiddet.
İki erişkin erkekten biride silah var. Herkesin birbirini vurmasının bir problem olarak algılanması lazım. Siyasi iradenin bunu görmesi lazım. Silahlı şiddet yaşamı tehdit ediyor. Gençlerin eline silah geçmeye başladı. Hemen her gün ciddi bir sorun çıkıyor. Herkes bayının çaresine baksın dememek lazım. İlla psikopat birinin çıkıp 15-20 kişiyi öldürmemesi lazım sosyal problemi görmek için. Hem iktidar hem muhalefet bir şeyler yapılması gerektiği konusunda hemfikir. Ama neyin nasıl yapılacağı konusunda şüpheler var. Ruhsat altına almakla problem çözülmüyor. Eğer devletin görevi insanların malını canını güvence altına almaksa ciddi adımlar atılmalı. Bir sürü canlar yanıyor.
‘SİLAH SAHİBİ OLMAYI BİR HAK OLARAK GÖRÜYORLAR'
Silah kullanmak sıradanlaştırılıyor. Zeka problemi olan, vicdan merhamet duygusu gelişmemiş gençlerde bu çok büyük bir risk. Ateş ettiğinde karşısındakinin ölmeyeceğini düşünüyorlar. Yasada silahın evdeki kasada saklanması gerektiğini söylüyoruz. Silah kanunu tasarısı vardı, k dönem önce kadük oldu. O zaman da yine taraf olarak baskı unsuru olduk. Reklam yasağı ve imha getirilmişti. Silah edinmede sınırlandırma getirilmişti. Öfke kontrolü zorunluluğu getirilmişti. Eş rızası, bekleme süresi zorunlu denetim, otomatik iptal gibi özellikler getirilmeli. Akıl hastası ve depresyon gibi şeyler olduğunda belirli bir süre el konmalı. Ama sonuç konusunda hep bir problem var. Bir yerde buluşamadık. Sonuçta Türkiye'de sivil halktaki silahların yasaklanması, polis ve jandarma dışında silah olmaması gerektiğini söylüyoruz.
Türkiye'de silahların toplanması iki dönemde yapıldı. Birisi 1960 diğeri 1980 ihtilalinden sonra. Devlet o dönemlerde silahların sivil halk için tehdit olduğunu algılamış. Bu yine yapılabilir. Siyasi iradenin vereceği bir karardır. Özellikle kadınların bu konuda sorumluluk alması lazım. Brezilya'da kadınlar ya ben ya silah kampanyası yapmışlardı. Bu tehdit bir problem mi sorun mu diye devletin karar vermesi lazım. 15 Temmuz'da hiç bizim onaylamadığımız olaylar yaşandı. O zamanlarda yaşananlar ortadan kalkmış değil. Bunun bir çözüm olmadığını, kaos yaratacağını anlamamız lazım. Toplamak ve imha etmek çok önemli."