İbrahim Karagül, "*ABD Başkanı değil DEAŞ lideri sanki.. *Bu söz savaş ilanıdır ama nihayetinde Trump söylüyor! *Türkiye, Fırat'ın Doğu'suna girecek ve hiçbir şey yapamayacaksınız" başlığıyla yayımlanan yazısında "ABD Başkanı Donald Trump'ın; 'Kürtlere saldırırsa Türkiye'yi ekonomik olarak çökertiriz, mahvederiz' açıklaması siyasi tarihin en büyük şantajlarından biridir. Hiçbir siyasi dille, gerekçeyle, mantıkla açıklanabilecek bir yanı yoktur" görüşünü dile getirdi.
— Hiçbir devlet, Türkiye'ye böyle bir tehditle iş yaptıramaz. Hiçbir güç Türkiye'yi bu şantajlarla kontrol altına alamaz. Terör örgütleriyle müttefik olan, DEAŞ'ı kurup işgale zemin hazırlayan, PKK'yı silahlandırıp Türkiye'ye saldırtan, ülkemizi Suriye'nin kuzeyinden çevreleyip kuşatmaya çalışan, coğrafyayı paramparça eden, yeni ve çok daha büyük bölgesel çatışmaların zeminini hazırlayan bir ülkenin lideri, bize kendi coğrafyamızı, kimlerle nasıl iş tutacağımızı öğretemez. Hiçbir ülke, terörü etnik bir kimliğin arkasına gizleyerek koruyamaz, bu gizli niyet üzerinden "müttefik" tanımı içinde yer alan bir ülkeyi tehdit edemez. Yakın komşularını Türkiye aleyhine kışkırtamaz. Arap-İslâm dünyasını Türkiye aleyhine provoke edemez. Bu ülkeyi Anadolu'ya hapsetmeye dönük gizli amaçlarını bir takım ilişkiler arasına gizleyerek sürdüremez.
— Türkiye harita dayatılacak ülke değildir: Bir daha asla 20. yüzyıl yaşamayacağız. Türkiye için o tehditler dönemi çoktan kapanmıştır. Öyle bir twitle, bir Ankara ziyaretiyle, ABD medyasında yayınlatılan bir yazıyla ayar verilen, onlar olmazsa terörle şehirlerine girilen ülke yok artık. Bu blöfleri yiyecek, dolar operasyonlarıyla diz çöktürülecek, ekonomik terörle esir alınacak bir ülke yok. S. Arabistan ve BAE üzerinden para hareketleriyle köşeye sıkıştırılacak ülke yoktur. Türkiye artık harita dayatılacak ülke değildir. Yeni Suriye haritalarına, Irak haritalarına, yarın S. Arabistan ve Körfez haritalarına zorlanacak bir ülke değildir ve olmayacaktır. Çünkü Türkiye vesayetle yönetilen bir ülke olmaktan çıkmış, bu mücadelede çok büyük bedeller ödemiştir. Gerekirse daha da ödeyecek ama bir daha asla 20. yüzyıl tekrarlanmayacaktır.