Bu kadınların bakışı ve hareketlerinin kendisini yargılar ve taciz eder şekilde olduğunu aktaran Çakır, "Yaptığım iş gereği insanların bana bakmasına alışkın olmama rağmen bu iki bayanın davranışı sıra dışı olduğu için rahatsız olmuştum. Sonra bu iki bayanın arkadaşları da gelince bizden rahatsız olduklarını hissettirip arka masaya geçmeleri ve bana aynı şekilde bakmaları üzerine ben de 'Ne oluyor?' der gibi onlara baktım. Bu şekilde böyle bir gerginlik oldu ancak sonrasında olayı önemsemeyip masamıza tekrar döndük. Kutlama esnasında fotoğraf çektik, sohbet ettik" dedi.
Fotoğraf çektirme sırasında yine arka masadaki kadın grubunun, kendilerinin fotoğrafının çekildiğini düşündüğünü belirten Çakır, şöyle devam etti:
"Kadın grubu, 'Bizi mi çekiyorsunuz?' dediler. Biz kendilerini çekmediğimizi söyledik. Hatta arkadaşım H.C. telefonu götürerek kendilerine gösterdi. Fotoğrafların olmadığını görünce ikna oldular ve bir süre her iki masadaki kişiler kendi eğlencesine devam etti. Bu arada kafenin garsonlarından birine neden kendi fotoğraflarının alındığını söylemişler ancak garson da gelip bize söylediğinde fotoğraf almadığımız konusunda bilgi verdik. Yine bayanların ısrarla fotoğrafını aldığımızı söylemeleri ve rahatsız etmeleri nedeniyle telefonumu hızlıca masaya koyduğumda camı kırıldı."
Çakır, telefonunun evde olduğunu ve savcılığa da ulaştıracağını dile getirerek, "Sonrasında konu kapandı, yarım saat, 40 dakika kadar daha sakince oturduktan sonra ayrıldık. Ayrılırken herhangi bir tartışma veya olay çıkmadı. Ben kesinlikle kafeye girerken bu bayanlara bakarak Euzu Besmele çekip jest ve mimik yapmadım. Zaten bu bayanlar benden sonra kafeye girdiler. Bu bayanlara bağırarak, 'Ben Atatürkçüyüm. Burası Atatürk Türkiye'si, burası Arabistan değil. Siz Arabistan'a gideceksiniz, İran'a gideceksiniz' gibi herhangi bir cümle kullanmadım. Tüm hayatım boyunca da ayrımcılık yapılmasına karşı durmuş bayanlar ile ilgili sosyal destek projelerinde yer almış bir insanım. Böyle bir konudan dolayı ifade vermek durumunda bırakıldığım için üzgünüm" ifadesini kullandı.
Olayın 30 Aralık 2018'de meydana gelmesine rağmen, hakkındaki şikayetin 4 Ocak 2019'da yapıldığına vurgu yapan Çakır, şunları kaydetti:
"Kafeden ayrılırken herhangi bir tartışma ortamının olmaması ve olayın orada bitmiş olması gibi hususları düşündüğümde müştekilerin iyi niyetli olmadığı kanaatindeyim. Arabistan kelimesinin geçtiği tek cümle, kendi masamdaki arkadaşlarımın duyacağı şekilde bir ses tonu ile 'İçkili bir mekanda içtiğim içkiye, çektiğim fotoğrafa karışılıyor, yargılanarak bakılıyor. Burası Arabistan mı? Burası Atatürk'ün Türkiye'si' şeklinde söyledim. Ancak bu söylemimi kesinlikle karşı tarafın duyacağı ses tonuyla veya onlara hitaben söylemedim. Yanımda garsonların olup olmadığını bilemiyorum. Üzerime atılı hiçbir suçlamayı kabul etmem."