‘BEN ÇIKTIĞIM YOLDAN GERİ DÖNMEM'
Yıldırım, "Bir kere ben çıktığım yoldan geri dönmem. Belli ki arkadaşımızın benim kazanacağım içine doğmuş; ‘seçilse de geri dönecek' diyor. Ben çıktığım yoldan geri dönmem. Onlar da kabul etmişler ki kazanacağım" dedi. Seçimle ilgili kararı ne muhalefetin ne de kendisinin verdiğini kaydeden Yıldırım, kararı seçmenin İstanbulluların vereceğini söyledi.
‘HERHANGİ BİR HUKUKİ SIKINTI YOK'
Anayasa'nın 94. Maddesinin tamamen yasama faaliyetleri ile ilgili olduğunu kaydeden Yıldırım, siyasi partiler ve seçim yasalarındaki bazı düzenlemeleri hatırlattı. Yıldırım, bu yasalara göre de Meclis Başkanı'nın istifa etmesi gerekmediğini ifade ederek, "İşin özeti Anayasa 94'ü ve diğerlerini bir arada düşündüğümüzde Hukuki açıdan Meclis Başkanı'nın aday olmasında herhangi bir sorun, hukuki bir sıkıntı yok" dedi. Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü:
‘SEÇİM BİR SİYASİ FAALİYET DEĞİLDİR'
"Zaten tartışma da burada da değil, tartışma Anayasa 94'e göre siyasi faaliyetler yapılır mı, yapılmaz… Bizim yaptığımız bir siyasi faaliyet yok. Seçim bir siyasi faaliyet değildir. Seçim aday olduğunuz işle ilgili vatandaşlara ne yapacaksınız, niye aday oldunuz bunu anlatmaktır. Ben şimdi işin mahiyeti olarak soruyorum, eğer Meclis başkanı bağımsız bir milletvekili olsaydı ne olacaktı, belediye başkan adayı olsaydı ona ne diyecektik? Partili değil bağımsız. Bir milletvekili Meclis başkanı da olabilir. Zaten Anayasa 94'ün gerekçesine baktığınız zaman orada mesele anlaşılıyor. Bu işin bir yasama kürsü faaliyeti olduğu. Meclis Başkanı çok kürsü faaliyeti yapmaz geleneğimizde ya iki ya üçtür.
‘BU TARTIŞMA SİYASİ BİR TARTIŞMADIR, HUKUKİ ALTYAPISI YOKTUR'
‘HUKUKSUZLUK İDDİASI VARSA MERCİİ YSK'DIR'
Dolayısıyla bizimle ilgili anayasa bakımından diğer kanunlar bakımından bir hukuksuzluk iddiası varsa, bunların mercii YSK'dir. YSK de önüne konu geldiğinde kararını verecektir. Konu bu kadar basittir. Onun dışındaki bütün değerlendirmelersiyaseten bizi yormaya yöneliktir. Ama ben ne yaptığımı biliyorum. Hukuka saygısızlık edecek hiçbir işin içinde olmam."
‘BUYURSUN BÜTÜN ADAYLAR BULUNDUKLARI POZİSYONU BIRAKSIN'
Binali Yıldırım, TBMM Başkanı sıfatı nedeniyle diğer adaylarla eşit şartlarda bir yarış olmayacağı yönündeki eleştirileri de yanıtladı. "İyi ki bu soruyu sordunuz" diyen Yıldırım, "Seçim meydanında belediye başkanlığı yarışında belediye başkanı mı avantajlı yoksa dışardaki biri mi avantajlı, bunun cevabını verir misiniz bana? Belediye başkanı kendi makamında oturuyor ve o makam için yarışıyor. Bir başkası da dışarıdan gelip, kazanmak için yarışıyor. Hangisi daha avantajlı. Aşikar, çünkü belediye başkanlığından ayrılmıyor" dedi. Yıldırım, bir gazetecinin "Siz de devlet imkanlarını kullanıyorsunuz" şeklindeki sözleri üzerine de, şunları söyledi:
‘GAZETECİLİK FAALİYETİ DEĞİL'
TBMM Başkanı Binali Yıldırım, gazetecilik faaliyetleri nedeniyle hapis cezasına çarptırılan gazetecilerle ilgili bir soruya da, ‘Paradise Papers' belgelerini haberleştiren ve hapis cezası alan gazeteci Pelin Ünker'e gönderme yaparak yanıt verdi. "Sadece gazetecilik faaliyeti sebebiyle bir insanın bir gazeteci arkadaşımızın, herhangi bir ceza alması hiçbir zaman bizim tasvip ettiğimiz bir şey değil" diyen Yıldırım, şöyle devam etti:
‘BUNLARI GAZETECİLİK GİBİ GÖRÜRSEK O ZAMAN BAŞKA BİR DÜNYADAYIZ DEMEKTİR'
‘SUSKUN KALMAK KABUL ETMEK ANLAMINA GELİR'
Gazetecilik faaliyeti olarak eleştirebilir, başbakan ülkeyi iyi yönetemiyor diyebilir, yanlış işler yapıyor diyebilir. Asla dava konusu olmaz. Ama diğeri şahsımı hedef alıp, iftira eden, gerçek olmayan şeyleri gerçekmiş gibi kamuoyuna yansıtırsanız kimse kusura bakmasın bunun altında da kalmayız. Suskun kalmak bunu kabul etmek anlamına gelir."