‘Türkiye, Rusya'ya ihracatını Kırım limanlarından yapabilir'

Ukrayna'nın hem Kerç Boğazı'nda Rusya sınırını ihlal ederek hem de Ukrayna'da yeni Ortodoks Kilisesi kurmak suretiyle Ortodoks dünyasının son bin yıldaki en büyük ayrılığını tetikleyerek Rusya'yla gerilimi tırmandırdığı bir dönemde, Moskova'dan kilit önemde bir hamle geldi. Rusya, Ukrayna üzerinden 150'den fazla ürünün ithalatına yasak getirdi. Söz konusu yasak, Türkiye'yi yakından ilgilendiriyor. Zira, Türkiye Rusya'ya TIR'lar ile yaptığı ihracatın yüzde 25'lik bölümünü Ukrayna üzerinden gerçekleştiriyor. Hatta, bir kaç gün önce, Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) yetkilileri, Dünya gazetesine verdikleri demeçte, Türkiye'nin 2018'de Ukrayna üzerinden Rusya'ya yaklaşık 12 bin sefer yaptığına işaret etti ve bu denli yüksek sayıda sefer yapılmasının da, Türkiye'nin Rusya'ya tekerlekli nakliye araçlarının naklini sağlayan bir Ro-Ro hattı olmaması olduğunun altını çizdi. Peki, Türkiye'yi de etkileyen bu denklemde Ankara nasıl bir hamle yapabilir? Konuyu Sputnik'e Kırım Tatar Kültür Dernekleri Federasyonu ve Kırım Kalkınma Vakfı Genel Başkanı Ünver Sel, değerlendirdi.

‘TÜRKİYE RUSYA'YA İHRACATINI KIRIM LİMANLARINDAN YAPABİLİR'

Geçen hafta Suriye ile Kırım arasında bu ay gemi seferleri başladığını ve Ocak ayı itibariyle Suriye, Kırım'dan tahıl ithal edecek ve karşılığında Kırım'a zeytinyağı, zeytin, narenciye, çeşitli sebze, meyveler, pamuklu kumaşlar ve fosfat verilmesinin önünü açan anlaşmanın hayata geçtiğini Sputnik'e anlatan Sel'e göre Türkiye, ticaretini Kırım limanları üzerinden gerçekleştirerek, ihracatta sıkıntı yaşanmasının önüne geçebilir:

"Türkiye, Rusya'ya TIR'larla yaptığı ihracatın, yüzde 60'ını doğrudan Rus limanları, yüzde 25'ini Ukrayna, yüzde 15'ini ise Gürcistan üzerinden gerçekleştiriyor. Bu tabloya göre Türkiye, eğer çözüm bulmazsa, Odessa üzerinden göndermiş olduğu TIR'ların Rusya'ya girememesi sonucunda büyük bir kayıp yaşayacak. Türkiye İhracatçılar Birliği, DEİK gibi bir takım ticari kuruluşların bir araya gelerek bir yol bulması gerekiyor. Ancak bizim teklifimiz, Türkiye'nin Rusya'ya ihracat süreci içerisinde Kırım limanlarını kullanarak Ro-Ro taşımacılığını yapması. Türkiye, bu şekilde olası kaybını gidermiş olacaktır."

‘TÜRKİYE KIRIM'A LOJİSTİK TAŞIMACILIK YAPMAYARAK 5 YILDA 1.250 MİLYAR ZARAR ETTİ'

Kırım'ın ihracat ve ithalat konusunda yaşadığı sorunların üstesinden gelebilmek adına yakın zamanda Şam'la da anlaşmaya vardığını hatırlatan Sel, Türkiye'nin de Kırım'a lojistik taşıma yaparak, taşıma yapmadığı yıllardaki ettiği zarara ‘bir dur diyeceğine' işaret etti:

"Türkiye Kırım'la ticaret yapmadığı her yıl 250 milyon dolar zarar etti. Aslında Türkiye'nin Kırım'a yönelik lojistik taşımacılığını yapmamasından dolayı beş yılda ettiği zarar 1.250 milyar dolar. Türkiye böyle bir ekonomik kriz sürecinde özellikle Kırım'la da lojistik yaparak ticaretini geliştirmeli. Ama bunun ötesinde, Türkiye Rusya'ya ihracatının yüzde 25'ini Ukrayna üzerinden yaparken, bunun durması sürecinde Ro-Ro taşımacılığını bir an önce Kerç veya Sivastopol gibi limanları kullanarak yapması, Türkiye'nin Rusya'ya yük taşımacılığını sürdürmesinde büyük bir avantaj sağlayacak. Türk üreticileri son dönemde zaten sebze ve meyve ihracatında da kapıdan girişlerde de bazı sıkıntılar yaşıyor. Dolayısıyla Kerç Limanı'nın kullanılması, limanın deniz derinliğinin yüksek olması, buraya Ro-Ro gemilerinin rahatlıkla yanaşabilmesi büyük bir avantaj sağlayacak. Böylelikle yük taşımacılığında daha fazla sayıdaki Türk TIR'ı buradan taşımacılık yapmış olacaklar. Türkiye büyük bir ekonomik kazanç sağlayacak" değerlendirmesinde bulundu.

‘TÜRKİYE İTİDALLİ OLMALI VE RUSYA'YA DENGESİNİ BOZMAMALI'

Türkiye'nin "Ukrayna Devlet Başkanı Pyotr Poroşenko'nun ABD destekli ve ülkesindeki seçimlere dönük" politikalarına mesafeli yaklaşması gerektiğini savunan Sel "Türkiye'nin Ukrayna'daki iç kriz sürecinde çok fazla müdahil olmaması gerekiyor. Örneğin, Fener Rum Patrikhanesi'nin milli Ortodoks Ukrayna Kilisesi'ne izin vermesi, Türkiye'ye de bir sıkıntı yarattı. Tabii, böyle bir süreçte Amerika ve NATO'nun Türkiye üzerindeki politikaları ve Suriye'deki süreci birbirine paralel olarak düşünmek gerek. Türkiye, hem ticari hem siyasi hem ekonomik süreçlerini daha itidalli, dengeli, Rusya'yla da dengesini bozmayacak şekilde sürdürmeli" diye ekledi.