Al Monitor yazarı gazeteci Semih İdiz, Seyr-i Sabah programında, ABD'nin Türkiye ziyaretini ve Türkiye'nin atması muhtemel adımlarını değerlendirdi. Türkiye'nin Suriye krizini olması gerektiği gibi değerlendiremediğini söyleyen İdiz, şu anda Rusya'nın onayı olmadan bir şey yapamayacağını dile getirdi:
‘ANKARA ABD'NİN ÇEKİLME KARARINI İHTİYATLA KARŞILADI'
Türkiye sevincini ifade etti ama çekilmeye karşı yüzde 100 güven yoktu. Bu sefer ihtiyatlı bir iyimserlik vardı. Ankara'daki değerlendirme Trump'ın kararı dış politika olduğu kadar iç politikayla da ilgili. Trump iç sorunlarla da uğraşıyor. Bir taraftan Rusya ve Meksika duvarıyla da uğraşıyor. Askerleri geri getirme söylemi hep kamuoyunda pozitif geri dönüşe neden olmuştur. Suriye'den çekilme kararı kendi kabinesini bile şaşkına çevirdi. Savunma bakanı istifa etti. Suriye'deki temsilcisi istifa etti. Bolton bu meseleyi sevmedi ve Trump üstünde çalışmaya başladı. Bolton perspektifinden bakınca oradaki asıl dert İran ve İsrail'in güvenliği. Trump bu kararı alırken bunları düşündü mü diye tartışılıyor. Ankara'nın çekilme sevinci ihtiyatla bezeli.
Türkiye açısından Suriye meselesi tek bir konuya indirgenmiş bulunuyor. Esad'ın gitmesi bile arka plana itildi. Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri elçiliklerini açtı. Suriye'nin tekrar Arap Birliği'ne girmesi tartışılıyor. Türkiye çok faktörlü meseleyle başa çıkmaya zorlanıyor. ABD 5-6 faktörlü konuyu yürütmek zorunda. ABD'nin çelişkileri burada başlıyor. Türkiye'nin tek bir meselesi var o da YPG. Ama bu diplomatik esnekliği Türkiye'nin elinden almış bulunuyor. Türkiye Kürtlere saldırmaya hazırlanıyor deniyor. Türklerin Kürtleri katletmesini engelleyeceğiz sözlerini yakında Avrupa'dan da duymaya başlarız. Bu mesele önümüzdeki günlerde farklı boyutlarda tartışılacak.
10 gün önce ABD dışişleri bakanlığı Patriot füzelerinin Türkiye'ye satışı onayını verdi. Bu da gösteriyor ki Türkiye ABD ile Suriye'de zıt konumda olsa da başka düzlemlerde ABD ile ilişkileri var. Türkiye'nin konumunu zorlaştıran şey bu. FETÖ meselesi var, Hakan Atilla ve Halkbank meselesi var. Bu çok dikkatli ve hassas yönetim gerektiren bir durum. Türkiye bunu yapmaya çalışıyor. NE kadar başarılı, o tartışılır. Rahip Brunson meselesinde Türkiye geri adım attı. Türkiye ABD ile ilişkilerde geri adım atıyor sürekli.
‘DAHA ESNEK POLİTİKALAR GEREKİYOR'
Türkiye'nin otosefal kilisesinde bir dahli yol Ukrayna konusunda. Bu mesele bile Türkiye'nin bölgesel konumundan dolayı yaşadığı zorlukları gösteriyor. Bir yandan ABD ile uğraşırken Rusya ile yakınlaştık bütün beklentilerimizi Rus sepetine koyduk. Bu kilise meselesi sadece bir tanesi. Bir operasyon yapacaksan bunu Rusya'nın izniyle yapmamız lazım. Astana süreci Rusya'nın istekleri doğrultusunda gidiyor. Esas lokomotif gücün Rusya olduğunu görüyoruz. Rusya'nın oradaki varlığı olmasa işler çok daha fazla zorlayacak. Afrin ve benzeri operasyonlarda Rusya'nın göz yumduğu ama hoşnutsuzluğunu beyan ettiği konumda yapıldı. Rusya'nın onayı olmadan başka şeyleri yapamayacağız. Türkiye'nin yumurtaları Rusya sepetinde gözüküyor."