Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin tamamında söz konusu yasanın bulunduğuna işaret eden Depboylu, "Yavru vatan Kıbrıs'ta var, Türkiye'de yok. Ruh sağlığı yasasının olmaması hem alanın hem de hizmet alanların istismarına sebep oluyor" ifadesini kullandı.
Alanın disiplin altına alınması gerektiğini vurgulayan Depboylu, eğitim psikolojisiyle ilgisi olmayan, ruh sağlığı alanında eğitim almamış kişilerin 3-5 günlük eğitimlerle terapi yapmaya kalktığına işaret etti.
Bu hizmet alanlarının özel sağlık sigortaları tarafından desteklenmediğine dikkati çeken Depboylu, tasarıda yer alan bazı maddeleri şöyle sıraladı:
"Ruh sağlığı hizmetleri hiçbir sağlık sigortasında kapsam dışı tutulamaz. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, ruh sağlığı hizmeti ile ilgili özel ya da sosyal sigorta mevzuatını düzenlemek ve geliştirmekten sorumludur. Ruhsal hastalığı nedeniyle çalışma gücünü yitirmiş ve sağlık sigortası olmayan kişilerin ayakta veya yatırılarak tedavisi ile ilaç ya da ilaç dışı tedavilerinin ücretsiz olması Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca sağlanır. Sağlık Bakanlığı bu kişilerin tedavi kurum ve olanaklarına erişimini kolaylaştırıcı önlemleri alır.
TASARININ HAZIRLANMASI
Deniz Depboylu, tasarının, aralarında Türk Çocuk ve Genç Psikiyatrisi, Türkiye Psikiyatri ve Türk Psikologlar ile Ruh Sağlığında İnsan Hakları Girişimi derneklerinin de bulunduğu meslek dernekleriyle birlikte hazırladıklarını ifade etti.
Tasarının tamamen hizmet alan odaklı olduğuna vurgu yapan Depboylu, "En büyük katkısı hizmet verenden çok hizmet alanlara odaklanması ve onları koruma altına almasıdır. Tasarı en kısa zamanda TBMM'nin gündemine alınarak yasalaşmalıdır" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin talimatıyla çalışmalarına başlanan ve 1.5 yılda hazırlanan tasarının tamamlandıktan sonra derneklerde askıya çıktığına değinen Depboylu, "Derneklere üye olan tüm meslek elemanları bu tasarıyı okudu, eleştirdi ya da katkıda bulundu" diye konuştu.