İngiltere merkezli kuruluşun Hollywood ve diğer Batılı sinema sektörlerinin Rusya ve Çin karşıtı propaganda yapmasına, Oscar, Bafta gibi ödülleri manipüle etmesine yönelik belgesinde şöyle deniliyor:
"Dünya çapında eğilimlerin giderek otoriterleşmesi ve liberallikten uzaklaşmasıyla mücadele için Batılı eğlence sektörüne yeniden odaklanmalı, yeniden canlılık kazandırmalıyız. Peki ama bu propaganda olmadan yapılabilir mi?"
Amerikan medya varlıklarının Çin'in eline geçmesinden duyulan endişeyle konuya giren belge, son 10 yılda Çinli yatırımcıların kelepir fiyata satın aldıkları eğlence devlerine dikkat çekiyor: ABD'nin ikinci büyük sinema zinciri AMC Theaters, Amerikan film stüdyosu Legendary Entertainment, pek çok önemli ödül törenini organize eden Dick Clark Productions.
Integrity Initiative'in (Bütünlük Girişimi) kardeş kuruluşu Institute for Statecraft'ın (Devlet Yönetimi Enstitüsü) önde gelen araştırmacılarından Victor Madeira'nın imzasını taşıyan belge, liberal demokratik değerleri satmanın artık çok zor bir iş olduğunu kabul ederken, bunu Hollywood'un kar odaklılığının yanısıra 'kutuplaşmış bir dünyada izleyicilerin artık böylesi içerikleri ilginç bulmamaması ya da almaya açık olmamasıyla' gerekçelendiriyor.
Batı'nın kendi yaydığı kapitalist sistemin öngörülemeyen ve istenmeyen sonucu olarak araçların Çin'in eline geçmesi ve Batı'ya karşı kullanılmasına odaklanan belge, buna çare olarak özellikle yapımcıların ve yazarların, filmlerine 'doğru' mesajları koyabilmeleri için kanaat önderi rolü oynayarak toplumu etkileyen ajanlar tarafından siyaseten eğitilmelerini tavsiye ediyor.
"ABD ve diğer küresel eğlence güçleri ya her biri tek başına ya da beraberce işbirliği içinde nasıl kendilerini düzeltip koordine olur, nasıl hem yerelle alakalı içerik sunup hem de bunu paylaşılan demokratik değerlerin güçlendirilmesiyle kaynaştırır? İşte bu meselelere dair yazar Martha Bayles ve akademisyen Nick Cull gibi gerçek uzmanların görüşlerini açıklamasını sağlayın."
Integrity Initiative’in çıkarlarını temsil eden ajanların ilgili hükümet komisyonlarının karşısına çıkıp brifing verebileceğini de ekleyen belge, sadece sonuç ürüne değil aynı zamanda bunun çevresindeki olaylar, kurumlar ve komisyonlardan oluşan devasa ağa da odaklanılmasını tembihliyor.
Sadece ABD'ye odaklanmak yerine paraya daha az odaklı, ama yabancı seyirciler nezdinde daha saygın olan yükselişteki yabancı film sanayilerine eğilmek yönünde nasihatta bulunuyor.
"Batı'nın desteği için Rus ve hatta Çin eğlence toplulukları yasak bölge olmamalı" diyerek 2014 tarihli Leviathan filmini anıyor. İronik biçimde kısmen Rus hükümeti tarafından finanse edilen 2014 tarihli Leviathan filmi, 87. Oscar Ödülleri'nde Yabancı Dilde En İyi Film dalında aday gösterilmiş, 67. Cannes Film Festivali'nde En İyi Senaryo dalında ödüle layık görülmüştü.
Belgenin yazarı, kültürel ağ oluşturup kültürel ajanlık yapma faaliyetlerinin, kuruluşun İngiltere Dışişleri'nden aldığı 2 milyon sterlinlik (2.5 milyon dolarlık) bütçeyle finanse edilebileceği görüşünde. Ancak Integrity Initiative’in ayrıca NATO'dan da para aldığı ortaya çıkarıldı.
"Farz edin ki bunun eşdeğeri olarak Rus güvenlik servisi FSB, ABD'deki siyasi filmlerin yapımcılarına destek sağlıyor. Ya (Rusya'nın ABD seçimlerine müdahale ettiğine dair kanıtlanamamış iddiaları soruşturan) Özel Savcı Robert Mueller, Michael Moore'un Amerikan müesses nizamını eleştiren son belgesel filminin Kremlin'in mali yardımıyla çekildiğini keşfetseydi, ne olurdu? Aynı şekilde adil oyun olarak değerlendirilebilir miydi?"
Kaide'nin Suriye kolu Nusra'nın 'sivil' kolu olan ve Suriye'de hükümete mal edilen kimyasal saldırılar gibi pek çok komployu tezgahlayan Beyaz Miğferlerin Batılı hükümetler ve medya organları tarafından iyilik melekleriymişçesine dikkat çeken RT, Amerikan film-dizi devi Netflix'in dağıtımcılığını yaptığı, 2016 tarihli İngiliz yapımı Beyaz Miğferler belgeselinin 89. Oscar Ödülleri'nde En İyi Kısa Belgesel Film dalında ödüle layık görüldüğünü hatırlattı. Ve bunda Integrity Initiative'in ya da benzer kuruluşların rolünü sorguladı.