İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özdağ, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) düzenlediği basın toplantısında, Merkez Bankası'nın nisan ayında yapılması gereken genel kurulunun bu aya alınması kararının tepkilere neden olduğunu söyledi.
Özdağ, uygulamanın bu şekilde devam edecek olmasının Merkez Bankasının banknot matbaasının seçim öncesinde para basarak bir siyasi partinin seçim harcamalarına ve dağıtılacak yardımlara kaynak yaratması anlamına geleceğini savundu.
Yapılan değerlendirmelerin gerçeği yansıtmadığını öne süren Özdağ, şunları söyledi:
— Enflasyonu eğip bükünce, istatistik kurumlarına yalan söyletince ne oluyor? Seçmenin tamamı bu oyunun farkında. Yaşanan gerçek enflasyon yüzde 100'ün üzerinde. Kimse halkı kandırmaya kalkmasın. Elektrik, su, doğalgaz ile tüm gıda ve tarım ürünlerinde fiyat artışını yaşayarak gördük. 2019 yılı başında yaşanan yüzde 10'luk indirim, fiyatı yüzde 100 artmış bir malın fiyatının yüzde 10 düşmesidir. Artık Türkiye'de sıkı para politikası yok. Damat Bey'in 'kafana göre takıl' ekonomi politikası var. Cumhuriyet tarihinin en büyük finans krizi ile karşı karşıyayız. Başarılı gibi gösterilmeye çalışılan birinci 100 Günlük Acil Eylem Planı fiyasko ile sonuçlandı. İlk 100 günde ülkenin parası resmen pul oldu. Cumhuriyet tarihinde ilk defa bu boyutta bir kriz yaşanıyor. Hem finans kesimi hem reel kesim zor durumda.
— Onlar da aslında ne olacağını görüyor, biliyor ama AKP'nin tercihi yerel seçimlere kadar halkı uyutmak olduğu için hala inatla bu zor durum ile gerçek mücadele yapılmıyor. 31 Mart 2019 yerel seçimleri yapıldı, bitti; sıra ekonomiye geldi. Finans kesimini mi reel sektörü mü kurtaracaksınız? Piyasaya dağıtılan yardımlar, bol keseden dağıtılan ve geri dönmeyen KOBİ kredileri, bol keseden yandaş şirketlere yapılan vergi operasyonları, ihale kıyakları bitmedikçe, israfa, saray inşaatına, uçak ve araba saltanatına son verilmedikçe ekonomide iyileşme olmayacağını bir an önce görmeniz lazım. Suriyeli sığınmacılara harcadığınız 40 milyar doların bu krizi tetikleyen en büyük unsur olduğunu görmemek nasıl bir körlüktür. 2011'den bu yana harcanan 40 milyar dolar olmasaydı 2015 ve sonraki yıllarda bütçe açığı olmayacaktı. Hala Suriyeliler konusunda adım atmamak Türkiye'nin geleceğini yok ediyor.