‘SONUÇLARIN AÇIKLANMAYACAĞINA KANAAT GETİRİNCE YAZI YAZDIM'
"Cumhuriyet gazetesinde geçtiğimiz yıl Nisan ayında 4 günlük bir yazı olarak yazdık. Sağlık bakanlığı koordinasyonunda yürüyen bir proje yaptık üniversite bünyesinde. Ergene havzasının tamamında, Kocaeli ilinin tamamı ve Antalya'da çalışmalar yapıldı. Bunlar genelde kanser vakalarının sıklığı yüksek olan iller. Birkaç yıl sürdü. Akdeniz Üniversitesi'nde görevliydim. Gıda güvenliği araştırma merkezi var bu üniversitede orada sorumlu müdürdüm. Yeraltı suları akarsular gibi ortamları oradan gelip beslenen insanlara kanser geçiyor mu geçmiyor mu gibi bir araştırmaydı bu.
Aslında bu tip çalışmalar, bir akademisyenin kendi başına yürüttüğü değil de bu tip projelerde açıklama sorunu olmaz. Burada projenin sahibi fon sağlayıcısı bakanlık. Biz bakanlığın bizden talep ettiği şeyi yerine getirdik. Bu çalışmanın bütün analizleri benim çalıştığım kurumda yapıldı. Projenin içine ben de dahil edildim. Bakanlık bütün bilim insanlarıyla benzer çalışmalar yaptı. Benim yaptığım bütün verilerin sahibi benim denebilir. Ama bu projenin bir özelliği var: Burada kamuya karşı bir sorumluluk var. Çevre sağlığı sorunu var burada ve sonuçlar kamu sağlığını ilgilendiriyorsa bunları halkla paylaşmak gerekiyor.
‘AVRUPA'DA BU TİP BULGULARLA HEMEN HAREKETE GEÇİLİR'
Normalde olsa böyle bir çalışma, Avrupa'da mesela, genele ilgili çalışmalar yapılır. Bu konuda genel işleyiş çok kötü. Burada şu yapılsaydı kendimi rahat hissedecektim. Bu tip çalışmaların sonuçlarının açıklanması bazen çok uzun sürebiliyor. Burada elde edilen bulgular dikkate alınarak ara önlem raporları açıklanabilir, acil eylem planları açıklanabilir. Kirliliğin yoğun olduğu yerlerde insanların içmemesi gereken sular açıklanabilirdi. Bunlar yapılmadı. Devlet konuyla ilgili önlemler alabilirdi almadı. 2015 yılı itibarıyla bunlar elde ediliş bulgulardı. Sonraki süreçte kamu kurumlarını önlem almaya davet edici şeyler olmadı. Tarım bakanlığının yaptığı çeşitli çalışmalar vardı onların sonuçlarıyla ilgili ne yapıldığını da bilmiyoruz. Kamusal işleyişin ne olduğuna ilişkin genel olarak bilgimiz yok.
Bir akademisyen yaptığı çalışma ne olursa olsun hangi bağlamda olursa olsun, üniversitelerin asli niteliği kamusal faaliyet göstermektir. Biz bilgi üretiriz. Peki bunu niye üretiriz? Ülkenin refahına insanların iyiliğine hizmet etmiyor yarar sağlamıyorsa biz niye bilgi üretiyoruz? Biz bu araştırmaları hobi olarak yapmıyoruz. Bunların topluma yönlendirilmesi kritik, ama tolumun bunu sorgulaması da önemli. Bunun için bizim yaptığımız bulguların açıklanmasında herhangi bir sınırlama olmamalı. Bilimsel çalışmaların dışında da düşünce ve ifade özgürlüğünün olması önemli."