RS FM'de yayınlanan Yavuz Oğhan'dan Bidebunudinle programına konuk olan deneyimli avukat Bahri Belen, 2018 yılında Türkiye'de hukukun işleyişini değerlendirdi.
'ADALET MÜLKÜN TEMELİ İSE ÖNCE HUKUKUN DOĞRU İŞLEMESİ LAZIM'
"Adalete açlığımız var. Avukatlar adalet için nöbet tutuyor. CHP'nin genel başkanı adalet için yürüyor… Adaletle ilgili ne zaman birileri ağzını açsa savcılar emir telakki ediyor. Sadece soruşturma açılmıyor gece yarısı emniyete götürülüyorlar" diyen duayen hukukçu Belen, "Adalet mülkün temeli ise bu ülkede önce hukuk ve hukukun doğru işlemesi sonucu adaletin hayata geçmesi lazım. Herkesin adaletli bir karar veriliyor duygusunu yaşaması lazım" ifadelerini de kullandı.
ÇHD DAVASINDA SKANDAL
Bahri Belen, hukuka ilişkin tespitlerini ve değerlendirmelerini aktarırken Çağdaş Hukukçular Derneği davasına ilişkin aldıkları bir duyumu da aktardı. Eylül ayında ilk duruşması görülen 20 sanıklı davada tutuklu bulunan tüm avukatların tahliyesine karar veren mahkeme, aradan 10 saat geçtikten sonra 'tutuklamaya yönelik yakalama kararı' çıkarmıştı. O karar çok büyük tartışmaları ve itirazları da beraberinde getirmişti.
Belen aldıkları duyumu şu sözlerle aktardı: "20 avukatın yargılandığı, 17 avukatın tutuklu olduğu bir davada, siyasi iktidar bu döneme ilişkin kendi tarihi belgesini kendisi yaratmıştır. Selçuk Kozağaçlı ve 17 avukat arkadaşın yargılandığı davada mahkeme; 'AİHS'deki kararlar ve bunların kriterleri, sanıkların avukat olması, delillerin toplanmış bulunması ve sorgularının yapılmış bulunması nedeniyle tahliyeye karar verdi. Aynı hakimler, bu tahliye olan kişilerle ilgili yakalama kararı verdi ve bu kararları hakimlerin kendileri değil, elektronik imzalarıyla verildiğini duyduk biz. Yani hakimler bizim kararımız doğru demişler ama elektronik imza diye bir şey var. Onların adına birileri kararı yazmış ve elektronik imzaları kullanılmış. Biz böyle duyduk. Bu da yetmedi, bu hakimler o mahkemeden alındı."