RS FM'de yayınlanan Yavuz Oğhan'dan Bidebunudinle programına konuk olan İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, ÇHD davasını ve gizli tanık kullanılmasının yargılamada yarattığı sorunları anlattı.
'TANIK YÜZÜNÜN GİZLENMESİNİ İSTEDİ'
Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan ve İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel ile birlikte duruşmayı izleyen Durakoğlu, "Gizli tanıktan önce kimliğini bildiğimiz tanık SEGBİS usulüye dinlendi. Tanık yüzünün gizlenmesini istedi, tehdit altında olduğunu söyledi. İddia makamı uygun buldu mahkeme heyeti de yüzünü gizlemeye karar verdi. Avukatlar bizim görüşlerimizi neden dinlemiyorsunuz yüzü niye gizleniyor nasıl böyle karar aldınız dediler. Yargıç aynı kararı verdi" diyerek sözlerine başladı.
Mahkeme heyetinin önyargılı olduğunu ifade eden Durakoğlu, geçen duruşmada avukatlar tahliye edildikten 10 saat sonra yeniden tutuklama kararı verildiğini hatırlatarak, mahkeme heyetinin değiştirildiğini ifade etti.
"İzmir Baro Başkanı'na yapılan saldırı da hakimlerin gözleri önünde gerçekleşti ve en küçük bir müdahale olmadı" ifadeleriyle sözlerine devam eden Durakoğlu, "Bütün güvenlik güçleri sanki saldırıya uğrayanlar avukatlar değilmiş gibi avukatların üzerine geldiler" ifadelerini kullandı.
'YÜZYÜZELİK İLKESİ OLMAZSA OLMAZDIR'
Duruşmada gizli tanığın hayali bir kişiyi tanıdığını söylemesine değinen Durakoğlu, "Yargıda delillerin tarafların yüzyüze gelmesi esasıyla değerlendirilmesi esastır. Yüzyüzelik ilkesi bir yargılama için olmazsa olmazdır. Bunun istisnaları kanunla düzenlenmiştir. Ağır tehlike varlığı herkes tarafından kabul edilmiş olmalıdır" diye konuştu.
'ADİL YARGILANMA İLKESİNİN İHLAL EDİLDİĞİ BİR DAVAYLA KARŞI KARŞIYAYIZ'
Gizli tanık beyanının tek başına yeterli olmadığını ve başka deliller olması gerektiğini de belirten Durakoğlu, "Burada adil yargılanma ilkesinin ihlal edildiğinin çok açık bir şekilde görüldüğü bir dava türüyle karşı karşıyayız" dedi.
'BİR MAHKEME BAŞKANININ…'
Durakoğlu, sanıkların avukatlarının gizli tanığa soru sormasının mahkeme heyeti tarafından engellenmesine ilişkin ise, "Bir mahkeme başkanının avukatların gizli tanığa soru sormasından ve cevaplardan etkilenmesini anlayabilmek de mümkün değil" yorumunu yaptı.