Ekrem İmamoğlu: Halkın katılımcı ruhunu destekleyeceğiz

Türkiye'nin büyük illerindeki adaylar, ittifaklar ve karşılıklı açıklamalarla bir satranç maçı haline dönüştü. AK Parti, İstanbul için henüz kesinleştirmediği Binali Yıldırım'ın ismini verirken CHP'de birçok farklı isim ön plana çıktı. Dün CHP toplantısının ardından Ekrem İmamoğlu ismi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için kesinleşti. Seyr-i Sabah programına katılan İBB adayı Ekrem İmamoğlu, kentin değerleri ve yaşayan insanlarıyla sürece bakacağını söylerken hem şehrin sorunlarını ortadan kaldıracağını hem de ekonomik olarak Ankara'ya destek olacağını vurguladı:

‘YÖNETİCİ VE BELEDİYECİ KİMLİĞİMLE TANINMAK İSTİYORUM'

"Öncelikle bu göreve layık görüldüğüm için çok gururluyum. Başta ailem olmak üzere partinin tüm kurullarına teşekkürü borç biliyorum. İstanbul çok büyük bir mesele. Bunlar megapol diye tanımlanıyor. Dünyadaki ilk 10 kent arasında İstanbul. Ama 350 bin nüfuslu kenti yönetmekle 16 milyon nüfuslu bir kenti yönetmek arasında fark var ama baktığınızda bir izdüşümünü yönetiyorsunuz. Ben yaparım iddiasında tek başınıza olursanız dünyanın en zor işi. Ama anlayışınız o kentin değerleriyle, yaşayan insanıyla sürece bakıyorsanız işiniz kolaylaşıyor. Ben 5 yıl süreyle sadece bulunduğum bölgeyi değil tüm İstanbul'u dert ederek işimi yaptım. İstanbul Türkiye'nin en zengin kentlerinden biri. Onlarla süreci yönetmek işimi kolaylaştıracak.

Kabiliyetleri açısından İstanbul'un çok bağımlı bir kent olduğunu düşünmeyenlerdenim. İstanbul'u şöyle tanımlıyorum: Merkezi yönetimin yükünü hafifleten bir anlayışa sahip. Eğer burası tek başına bir ekonomi olsa dünyanın 25. ekonomisi olurdu. Burayı yönetirken ilişki anlamında hiçbir sorun yaşamayacak, ekonomik olarak da Ankara'ya destek olacağız.

İstanbul'un sorunlarını herkes biliyor. Sokakta sorsanız, yarısına yakını trafik ve ulaşım diyor. Bu günlük hissedilen sorun. Ama bunun ötesinde her gün hissedilmese de can güvenliği açısından dikkat etmemiz gereken deprem ve kentsel dönüşüm var. Ama hiç gündeme gelmeyen 0-4 yaş arası 1.2 milyon çocuk var. Bunların 2 milyondan fazla anne babası var. Bunların büyük kesiminin dar gelirli olduğunu düşünecek olursak bunlar için kreş eğitimi sorunu var. Ülke geleceği açısından çok değerli bir sorun bu. Görev geldiğiniz an ne yapacaksınız dediğinizde, bu kentin artık partiler üstü bir kavramla yönetildiğini topluma hissettirmek lazım. Halkın katılımcı ruhunu destekleyen bir yönetim sistemi gerekiyor İstanbul'a.

Biz sürecin zorlu olacağını biliyoruz. Türkiye'deki siyaset dilinin, çatışmacı üslubun siyasi ortamlarda mevcut olduğunu biliyoruz. Bu tehdidi görüyoruz. Kendimden şüphem yok. Ben İstanbul'un odak ilçelerinden birinde 5 yıl hizmet verdim. Devletin farklı kurumları bizi defalarca soruşturdu. Davaya dönüşmüş ceza alınmış tek bir şey yok. Parti içinde bana destek olunmasında en ufak bir sorun görmüyorum. Ben iyi biliyorum ki diğer adaylar bana destekçi olacaktır. Ben partide 10 yıl çalıştım ve herkese çok iyi destek oldum.

Hasan Karakaya konusunda Beylikdüzü'nde yaşayan birine başsağlığı diledim. Bu tamamen insanidir. Onun hayat felsefesine yorumlarım da çok bellidir. Toplumun bu tip olaylara saygı göstermesi de önemlidir ve herkes de bunu yapmalıdır. Fenerbahçelilerin bana oy vermeyeceği söyleniyor ama benim onları ne kadar sahiplendiğimi herkes biliyor. Spor yöneticiliği dönemimde de spor yaptığım dönemde de bu tavrımla var oldum. Benim en başta Fenerbahçeliler olmak üzere Galatasaraylılar ve Beşiktaşlılar ve herkes beni çok sevecekler çünkü sporu sahiplenen bir kişiyim.

İletişim araçları çok kuvvetli, bunlarla tanınma arasını kapatacağım. Önemli olan nasıl tanınmak istediğiniz. Ben belediyeci ve yönetici kimliğimle tanınmak istiyorum. Çok yakın bir dönemde tanınmak istediğim bir biçimde tanınacağıma eminim."