Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu'nca yapılan açıklamada, son günlerde Kur'an-ı Kerim'in mahiyeti ve burada yer alan kıssaların gerçekliği konusunda kamuoyunda tartışmalara yol açan birtakım iddiaların gündeme geldiği belirtildi.
Kur'an'ın, sadece manasının bir öz olarak Hz. Peygamber'e indirildiği, onun da bunu kendi kültürünün kelimeleriyle söze dönüştürdüğü ve Kur'an kıssalarının tarihsel gerçekliğinin bulunmadığı, sadece bazı mesajların verilmesi için kurgulanmış anlatımlar olduğu iddiasının gündeme getirildiği hatırlatılan açıklamada "Bu iddialar hem bizzat Kur'an-ı Kerim'in kendi ifadelerine hem onu insanlığa duyuran Hz. Peygamber'in açıklamalarına hem de tarih boyunca benimsenen İslam ilim geleneğindeki temel kabullere açık bir aykırılık taşımaktadır" ifadesine yer verildi.
BASIN AÇIKLAMASI
— Diyanet (@diyanetbasin) 19 Aralık 2018
Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı, son zamanlarda Kur’an-ı Kerim’in mahiyeti ve Kur’an’da yer alan kıssaların gerçekliği konusunda kamuoyunda tartışmalara yol açan birtakım iddialara ilişkin bir açıklama yayınladı.https://t.co/al62pgDeUw pic.twitter.com/sOOZPFjZ9f
Birçok ayetin onun hem manası hem de lafzıyla Allah'a ait olduğunu açıkça gösterdiği vurgulanan açıklamada, Kur'an-ı Kerim'in Allah tarafından indirildiğine ve sözlerin Arapça olarak belirlendiğine yönelik ayetler hatırlatıldı.
Kur'an-ın gerek indiriliş keyfiyeti gerekse indirildiği lafız örgüsüyle ilgili bu doğrultuda pek çok ayet ve hadis bulunduğu anımsatılarak, İslam ilim geleneğinin temel kabulleri doğrultusunda Müslümanların da tarih boyunca böyle inandığı vurgulandı.
‘LAFIZ DEĞIL MANA VE MEFHUM OLARAK İNDİRİLDİ'
Açıklamada, "Kur'an'ın sadece mana olarak nazil olduğu, lafzının ise Hz. Muhammed'e ait olduğu şeklindeki bu şaz (ayrık, kural dışı, müstesna) görüş, hiçbir İslam mezhebi tarafından kabul edilmemiştir. Bu görüşlerin bazı kitaplarda yer alması bunların benimsendiği anlamına gelmez. Nitekim İmam Maturidi, bu şaz görüşü 'Te'vilatü'l Kur'an' adlı tefsirinde eleştirmiş, reddetmiş ve Kur'an'ın hem lafız hem de mana olarak Allah tarafından Cebrail vasıtasıyla Hz. Muhammed'e indirildiğini net bir şekilde ifade etmiştir" değerlendirmesinde bulunuldu.
'TEREDDÜT UYANDIRABİLECEK SÖYLEMLERDEN UZAK DURMAK ORTAK SORUMLULUK'
Kur'an kıssalarının gerçekliği olmayan kurgusal anlatılardan ibaret olduğu iddiasının ise bizzat Kur'an'ın kendi ifadelerine ters düştüğüne işaret edilerek, Kur'an-ı Kerim'de yer alan kıssalar için 'öncekilerin masalları/uydurmaları' nitelendirmesinin, birçok ayette reddedildiği, anlatılanların "gerçek ve yaşanmış olduğu" vurgusunun yapıldığı ifade edildi.
Din İşleri Yüksek Kurulunun açıklamasında, şunlar kaydedildi:
"Kur'an'ın bu apaçık beyanları da gösteriyor ki Kur'an-ı Kerim hem lafzıyla hem de manasıyla Yüce Allah'ın katındandır ve her şeyiyle ona aittir. Anlatılan kıssalar da gerçekten yaşanmış olaylara aittir ve gayb haberleri olarak vahyedilmiştir. Sonuç olarak Kur'an-ı Kerim, lafız ve manasıyla Allah'ın kelamıdır. Allah'ın koruması ile tek harfi bile değişmeden günümüze kadar gelmiştir ve kıyamete kadar da baki kalacaktır. Nitekim geçmişten günümüze dünyanın her tarafındaki mushafların hiçbirinde herhangi bir farklılığın olmaması da bu hakikatin ve mucizenin en somut göstergesidir. Hz. Peygamber'den bu tarafa mucizevi bir şekilde Müslümanların zihninde yer etmiş olan Kur'an'ı Kerim'in lafız ve manasıyla Allah'ın kelamı olduğu hususunda tereddüt uyandırabilecek söylemlerden uzak durmak bütün Müslümanların ortak sorumluluğudur."