Rus uzman, Türkiye'nin ağır silahların çekilmesi gibi anlaşmanın bir kısmını yerine getirdiğini şu sözlerle ifade etti:
"Türkiye elinden gelen her şeyi yapıyor, ancak oradaki durumdan kaynaklı her şey ona bağlı değil. Ankara, ılımlı muhaliflerin bu bölgeden ağır silahlarını çekmelerinde etkili oldu. Hatta, Hayat Tahrir el Şam (HTŞ) bile silahlarını geri çekmeye başladı. Ancak, silahlar geri çekilince, başka grupların ılımlı muhalif gruplara karşı eylemleri başladı. Aynı zamanda, Ceyş el İzz, İdlib'in güneyinde Hama'da saldırıya uğradı. Yine ılımlı gruplardan Nurettin Zengi Hareketi, Halep'te saldırıya uğrayan bir başka grup oldu". Uzman, silahlardan arındırılmış bölgeden HTŞ'yi çıkarmak için ılımlı muhalefeti etkilemedeki zorluklara dikkat çekiyor. Kirill Semenov'a göre, ılımlı muhalefetin HTŞ'yi 20 kilometrelik silahlardan arındırılmış bölgeden sıkıştırmaya başlaması durumunda, bu, Türk ordusu için belirli riskler doğurabilir. Uzman'a göre, HTŞ'nin bulunduğu bölgelerden çıkarılabilmesi için, ılımlı muhaliflere zaman ve hükümet güçlerinin askeri operasyon başlatmayacağı garantisi gerekiyor.
'TÜRKİYE, SEÇİMLERE KADAR MUHALİFLERİN İDLİB'DE KALMASINI İSTİYOR'
'SINIR ÇİZGİSİNDE ORTAK DEVRİYE KARARI KISMEN UYGULANIYOR'
Semenov'a göre, anlaşmanın diğer maddeleri, örneğin, sınır çizgisinde ortak devriye kararı kısmen uygulanıyor: "Ilımlı muhaliflerin baskısı nedeniyle, Türkiye, Rusya'nın gözlemcilerini silahlardan arındırılmış bölgeye sokmak istemesine karşı çıktı. Devriye şimdilik hangi silahların geri çekildiği ve hangi güçlerin gittiğini izleyen İHA'larla sınırlı tutuluyor".