Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı'na Üye/Gözlemci Devletlerin Anayasa ve Yüksek Mahkemeleri Birinci Yargı Konferansı'na katıldı.
— Verdikleri cevap; 'Şu anda 18 kişiyi tutukladık, daha sonra 22'ye çıkardık.' E şimdi failini ortaya çıkarın. Önce bu suçu buraya yıkmanın gayretine girdiler. 'İşlemleri yaptı ve çıktı' dediler, yalan. Bu sıradan bir insan değil, kalemi olan bir insan. Oradan nişanlısını almadan gitmesi mümkün değil. Daha sonra ileri gittiler, 'Yerli işbirlikçilerle bunu yaptık'. Peki kimdir yerli işbirlikçi, bunu söyleyin. Bunu söylemedikleri gibi 'Böyle bir ifade kullanmadım' diyerek yine yalan söylediler. Bize gelen ses kayıtlarına göre şu andaki veliaht prensin en yakınında olanlar bu işin aktif rol üstlenicisi.
'FIRAT'IN DOĞUSUNU HUZURA KAVUŞTURMAKTA KARARLIYIZ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye ve Irak'ta yaşanan çatışmalı ortama dair de konuştu. "Irak'ı ve Suriye'yi DEAŞ'la mücadele görüntüsü altında yakıp yıkanlar ne kadar suçluysa, onlara bu fırsatı verenler de aynı derecede vebal altındadır. Suriye topraklarının 3'te 1'ini işgal altında tutan terör örgütü, ABD ve bazı Avrupa ülkelerinin desteğiyle her türlü hıyaneti gerçekleştiriyor" diyen Erdoğan, devamında şunları kaydetti:
Erdoğan, ABD'ye yönelik olarak da birtakım uyarılarda bulundu. "Bizden yeni bir plan istiyorlar. 'Cambaza bak cambaza' oyunu haline getirdikleri Münbiç hikayesiyle bizim dikkatimizi dağıtmaya, kararlılığımızı bozmaya çalışıyorlar. Münbiç Arapların yaşadığı bir bölgedir" diyen Erdoğan, ABD'ye atıfla "Ama terör örgütlerine vermiş durumdalar. Şimdi de diyoruz ki, temizlediniz temizlediniz, çıkarmadığınız takdir de Münbiç'e de gireceğiz. Türkiye Fırat'ın doğusundaki terör batağına müdahalede yeterince zaman kaybetmiştir" diye konuştu.
'ADALET, ASIL GÜÇLÜDE OLURSA ANLAMLIDIR'
Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
— Adalet kavramı üzerinde en çok konuşulan kavramlar arasındadır. Filozoflar adaletin sadece erdemlilere mahsus bir özellik olduğunu söyler. Vicdanlarda karşılığı olmayan adaleti sadece kanunlarla ve kolluk gücüyle sağlamak mümkün değildir. Adalet, asıl güçlüde olursa anlamlıdır. Güçlülerin erdemli, erdemlilerin güçlü olmadığı dünyada yaşadığımızı kabul etmek durumundayız. Güçlü olanlar sadece kendi çıkarlarını daha ileriye taşıma gayretindedir.
'EN UFAK BİR BİLGİYİ, BELGEYİ VERMEDİLER'
— Kısa bir süre önce önemli bir basın dünyasından malum Cemal Kaşıkçı'nın İstanbulumuzda Suudi Arabistan başkonsolosluğunda öldürülmesi olayı bir kenara atılacak konu değildir. Konu her yönüyle açıktır. Failinin kim olduğu da bana göre belli. Zira İstanbulumuza gönderilen 15 kişinin içinde olduğu çok açık net. Olayın işlendiği yer de belli. Biz, bize gönderilen yetkililere şunu sorduk; Bu 15'in içinde fail var, biliyorsunuz ve siz bu faili çıkarmakta da mahirsiniz. Verdikleri cevap; Şu anda 18 kişiyi tutukladık, daha sonra 22'ye çıkardık. E şimdi failini ortaya çıkarın. Önce bu suçu buraya yıkmanın gayretine girdiler. İşlemleri yaptı ve çıktı dediler, yalan. Bu sıradan bir insan değil, kalemi olan bir insan. Oradan nişanlısını almadan gitmesi mümkün değil. Daha sonra ileri gittiler, 'Yerli işbirlikçilerle bunu yaptık'. Peki kimdir yerli işbirlikçi, bunu söyleyin. Bunu söylemedikleri gibi 'Böyle bir ifade kullanmadım' diyerek yine yalan söylediler. Biz ses kayıtlarından gelenlerin içinde şu andaki veliaht prensin en yakınında olanlar bu işin aktif rol üstlenicisi.
'PETROL ZENGİNİ DURUMUNDA OLAN BU ÜLKE, NE YAZIK Kİ HALA KARARINI VEREMEDİ'
— Petrolün zengini durumunda olan bu ülke ne yazık ki hala kararını veremedi. Hak yerini bulacak. Dün, ABD Senatosu'ndaki gelişmeleri duydunuz. Daha gelişerek devam edecek. Biz ABD'lilere bütün bilgileri verdik. İngilizlere verdik, Almanlara verdik, Suudi Arabistan'a verdik, Fransızlara verdik. Adalet mülkün esasıdır, adalet yerini bulsun diye verdik. uluslararası hukukta da suçun işlendiği yer burası olduğu için 'Verin biz yargılayalım' dedik. Zerre kadar adalet anlayışı olsa 'Ne demek buyurun siz yargılayın' derlerdi. Neden veremiyorlar; bu işin sıçrayacağı yer ortaya çıkıyor. Bizim temennimiz de bu işin gerçek manada ortaya çıkmasıdır.
'ADALET OLMAYINCA GÖREN GÖZLER GÖRMEZ OLUYOR'
— Irak'ı ve Suriye'yi DEAŞ'la mücadele görüntüsü altında yakıp yıkanlar ne kadar suçluysa, onlara bu fırsatı verenler de aynı derecede vebal altındadır. Suriye topraklarının 3'te 1'ini işgal altında tutan terör örgütü ABD ve bazı Avrupa ülkelerinin desteğiyle her türlü hıyaneti gerçekleştiriyor. Biz bu terör örgütüyle çok etkili şekilde mücadele ediyoruz. Aslında tüm İslam dünyasının bu örgütle mücadele etmesi gerekiyor. Bizim böyle bir terör örgütüne izin vermemiz düşünülemez. Daha önce Cerablus'ta, Afrin'de, İdlib'de yaptığımız gibi Fırat'ın doğusundaki bölgeleri huzura kavuşturmaya kararlıyız. Nitekim dün akşam Irak'ta operasyonumuzu yaptık. Sincar'da ve Mahmur'un eteklerinde atılan adımlara karşı operasyonumuzu yaptık. Gerisi gelecektir. Oradan tehdit varsa, cevabı verilecek.
— Bizden yeni bir plan istiyorlar. 'Cambaza bak cambaza' oyunu haline getirdikleri Münbiç hikayesiyle bizim dikkatimizi dağıtmaya, kararlılığımızı bozmaya çalışıyorlar. Münbiç Arapların yaşadığı bir bölgedir. Ama terör örgütlerine vermiş durumdalar. Şimdi de diyoruz ki, temizlediniz temizlediniz, çıkarmadığınız takdir de Münbiç'e de gireceğiz. Türkiye Fırat'ın doğusundaki terör batağına müdahalede yeterince zaman kaybetmiştir. Afrin operasyonunda sahada karşılaştığımız manzara tescillidir. Bu manzara Fırat'ın doğusunda neler yapıldığını, harekete geçmezsek neler olacağının göstergesidir.
Türkiye, YPG'yi, PKK’nın Suriye’deki uzantısı olarak görüyor ve bu yapıyla ilişkili DSG gibi örgütlerin de 'terör örgütü' olarak kabul edilmesini istiyor. Ancak, Başta ABD olmak üzere Batılı güçler, Ankara’nın bu görüşünü kabul etmiyor. Ankara, ayrıca YPG'ye silah verilmesine de sert bir şekilde karşı çıkıyor.