Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD'nin desteklediği PYD'nin bulunduğu Fırat'ın doğusunu hedef alan operasyonun 'birkaç gün içinde başlayacağı' yönündeki açıklamasının ardından olası harekat, an meselesi haline geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan "Münbiç yüzde 80-85'i ile tamamen Araplara ait olduğu halde şu anda orada terör örgütleri bulunuyor. O zaman biz çıkaracağız, iş başa düştü" dedi.
Erdoğan'ın açıklamasının ardından Moskova'dan da "Türkiye'yle temas halindeyiz" açıklaması geldi. Rusya Dışişleri Sözcüsü Mariya Zaharova, Türkiye'nin birkaç gün içinde Fırat Nehri'nin doğusunda YPG'ye yönelik başlatmayı planladığı operasyona ilişkin olarak, Ankara ile temas halinde olduklarını söyledi.
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) ise "Suriye'nin kuzeydoğusunda özellikle de ABD askerlerinin bulunduğu veya yakınlarında olduğu bölgelere yönelik herhangi bir tarafça atılacak tek taraflı bir adım büyük bir kaygıdır ve bu tür adımları kabul edilemez olarak addederiz" açıklamalarıyla operasyona itirazını belirtti.
Cumhurbaşkanı'nın duyurusunun ardından an meselesi olan bu operasyon hangi noktadan başlar? ABD'nin "kaygı duyduğu" bu operasyonun gidişatı ve sonuçları neler olur? Konuyu Gazeteci-Yazar Ceyhun Bozkurt, Sputnik'e değerlendirdi.
Operasyonun 'Kürtlere değil PYD'ye yönelik' olduğunun altını çizen Bozkurt "Öncelikle şunu vurgulamak gerekiyor. Türkiye, Suriye'deki Kürtlere değil, terör örgütüne yönelik bir operasyon gerçekleştirecek. Çünkü PKK/PYD bütün halklara olduğu gibi Kürtlere de düşman bir örgütlenme. PKK'nın eylem tarihçesine bakın, Kürt katliamlarıyla doludur. Hiçbir örgütlenme bu kadar Kürt katletmemiştir. Kendisinden olmayan büyük çoğunluğa yönelik saldırılar vardır o tarihte. PYD açısından da geçerli bu. Suriye'de kendileri gibi düşünmeyen çok sayıda Kürt'ü katleden bir örgütlenme var karşımızda. Türkiye, işte bu örgütlenmeye karşı bölgedeki tüm halkların çıkarı için bölgeye operasyon yapmayı planlıyor" değerlendirmesinde bulundu.
'OPERASYONUN ZORLUKLARI OLACAK, ABD'NİN BÖLGEDE ÇOK SAYIDA ÜSSÜ VAR'
Operasyonda ABD'nin bölgedeki varlığı sebebiyle zorluklar yaşanabileceği ve bu sebeple harekatın uzun sürebileceğine işaret eden Bozkurt "Gelelim Fırat'ın doğusu meselesine… Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasından sonra merak edilen konuların başında operasyonun nasıl yapılacağı var. Sizinle daha önce yaptığımız konuşmada aktarmıştım: Kimse 'başlayalım, 2-3 ayda bitirelim' gibi bir şey beklemesin. Askeri anlamda değil ama siyasi anlamda zorlukları olan bir operasyon. Çünkü NATO'da müttefiki iki ülkenin karşı karşıya gelme ihtimali söz konusu. Malum ABD'nin bölgede çok sayıda üssü var. Son olarak sınır hattına gözlem noktaları oluşturma planlarını açıklamışlardı. Hatta inşaatlarına da başladılar. Ancak Türkiye buna karşı. Çünkü Washington'un amacı "Türkiye'ye saldırıları önlemekten" çok PYD terör örgütünü Türkiye'den korumak. Son olarak ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey Türkiye'deydi. Ona da bu rahatsızlık iletildi. Jeffrey'in istediğini alamadan Ankara'dan ayrıldığı ortada" dediBir önemli boyut da Fırat'ın doğusu dediğimiz bölge ile Türkiye'nin yaklaşık 550 kilometrelik bir sınır hattı olan bir bölge. Uzun bir sınır hattı. Ayrıca derinliği de var. Çok geniş bir coğrafya. Bu nedenle bir anda kapsamlı bir harekattan söz etmek mümkün görünmüyor" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin neler yapabileceğini de ele alan Bozkurt "Şunu söyleyeyim, aynen Zeytin Dalı Harekatı'nda olduğu gibi, ilk başta belli bölgelerde cepler oluşturmanın planlanması yüksek ihtimal. Bu bölgeler Ayn el Arap başta olmak üzere Fırat Nehri'nin doğu kıyısı, Tel Abyad ve Rasul Ayn. Eğer Fırat Nehri'nin doğu kıyısına giriş yapılırsa, bu hat üzerinden adım adım güneye ilerlenerek örgütün Münbiç hariç Fırat Nehri ile bağlantısı kesilebilir. Eş zamanlı olarak da Münbiç'te terör örgütünü sıkıştıracak hamleler yapılabilir. Çünkü Cumhurbaşkanı'nın açıklamalarında Münbiç konusunda ABD'nin tavrından duyulan rahatsızlık açıkça yer aldı. Zaten Haziran ayı başında ABD ile varılan Münbiç mutabakatının işlemediği çok net görülüyor. Bu nedenle Münbiç'te de bir hareket söz konusu olabilir. Bu harekatlar yoğun piyade unsurlarıyla değil, hava harekatları ve yoğun topçu atışıyla başlayacaktır. Günlerce sürebilir. Ayrıca Türkiye'yle işbirliği içindeki ÖSO unsurları da harekata destek verecektir. Bu bölgelerin bir özelliği de PYD terör örgütünün işgalinden önce bu yerlerde Türkmen ve Arapların da yaşıyor olması. Malum, terör örgütü bu bölgeleri işgal ettikten sonra Türkmen ve Arapları bu kentlerden ve bölgelerden çıkarmış, yerlerine de kendilerine yakın Kürtleri getirip yerleştirmişti. Yani demografik yapıyı değiştirmişti. Türkiye'nin böyle bir hamlesi, bölgenin asli sahiplerinin de evlerine dönmesinin önünü açar. Sonrasında terör örgütü ve arkasındaki güçler askeri, lojistik ve psikolojik anlamda baskı altına alınmış olur. ABD'nin buna resmi olarak fazla reaksiyon gösterebileceğini sanmıyorum" dedi.
'WASHINGTON, RAHATSIZLIĞINI BELİRTMEKTEN ÖTE BİR ÇIKIŞ YAPAMAZ'
Pentagon'un olası harekattan rahatsızlığını "doğal" diye nitelendiren Bozkurt "Rahatsızlıklarını iletmekten başka bir resmi çıkış yapacaklarını sanmıyorum. Ancak gayri resmi anlamda hamleleri olacaktır. Bunlar, ABD'nin kontrolündeki terör örgütlenmelerinin, hücrelerinin harekete geçirilmesi şeklinde söz konusu olabilir. Her zaman yapmaya çalıştığı etnik ve mezhepsel kışkırtmaları körüklemeye çalışabilir. Ayrıca siyasi kutuplaşmaları derinleştirip, karşılıklı provokasyonlar üzerinden sokak hareketlerini kışkırtabilir. Ancak Türk milleti bu konularda tecrübeli. Bu konuda küçük azınlıklar haricinde oyuna geleceğini sanmıyorum. Ek olarak ekonomiyi bir silah olarak kullanabilirler" şeklinde konuştu.
Rusya Dışişleri Sözcüsü Mariya Zaharova'nın ‘Türk meslektaşlarımızla, terör karşıtı operasyonlar düzenlenmesi de dahil olmak üzere Suriye'yle ilgili her konuda temas halindeyiz' açıklamasını "anlamlı" diye nitelendiren Bozkurt "PYD/YPG ile ilgili bir soruyu ‘terör karşıtı operasyon' ifadesiyle yanıtlaması, Rusya'nın Türkiye'nin bakış açısına verdiği desteği gösterir nitelikte. Bu konuda önemli bir ayrıntı da şu: ABD'nin Astana Üçlüsü'nü bozmasına yönelik açıklamalar ve hamlelerine rağmen Ankara Fırat'ın doğusu adımını atıyorsa, Astana sürecine bağlılığını gösteriyor demektir. Çünkü bölgede ABD emperyalizmine karşı atılacak her adım Astana birlikteliğini güçlendirecektir" dedi ve ekledi:
'OPERASYON UZUN VADEYE YAYILIR VE RUSYA'YLA TEMAS KESİLMEZ'
"Bu harekat çok uzun vadeye yayılarak yapılacaktır. Yani Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatları gibi sürekli bir hareketlilik söz konusu olmayabilir. Adım adım ilerlenecektir. Yer yer diplomasi öne çıkacaktır. Çünkü aktardığımız gibi bölgede Amerikan unsurları da söz konusu. Yine Rusya ile yoğun bir diplomasi yürütülecektir."
Türkiye, YPG'yi, PKK’nın Suriye’deki uzantısı olarak görüyor ve bu yapıyla ilişkili DSG gibi örgütlerin de 'terör örgütü' olarak kabul edilmesini istiyor. Ancak, Başta ABD olmak üzere Batılı güçler, Ankara’nın bu görüşünü kabul etmiyor. Ankara, ayrıca YPG'ye silah verilmesine de sert bir şekilde karşı çıkıyor.