Partisinin TBMM grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, enflasyon hesaplamasını eleştirdi. Otomobil gibi kalemlerde düşen enflasyonun vatandaşın gıda harcamasına etki etmediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Ali efendi her sabah otomobil mi yiyor?" diye sordu.
Ergenekon davasına ilişkin açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, "11 yılda bir fırtına estirdiler. Kim konuştuysa Ergenekoncu diye suçladılar. Savcı en sonunda 'Ergenekon'un varlığı tespit edilememiştir' dedi. Şimdi efendim biz yanlış yaptık diyorlar. Ölenlerin hesabını kim soracak?" ifadelerini kullandı.
'TÜRKİYE MADEN KAZALARINDA AVRUPA BİRİNCİSİ'
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
— En çok ölümlü kazalar neden Türkiye'de oluyor? Soma'daki, Zonguldak'taki olayı düşünün, bütün bunların nedeni tedbir alınmadan işçinin yer altına indirilmesidir. Biz işçiyi aşağı indiririz, işçi öldükten sonra önlem alırız.
TBMM’de partimizin grup toplantısında konuşuyorum… https://t.co/l6w5bOU9AO
— Kemal Kılıçdaroğlu (@kilicdarogluk) 4 декабря 2018 г.
— 'Neden hak arıyorsunuz?' diyorlar. Hak aramanın suç olduğu ortamlar dikta yönetiminin olduğu ortamlardır. Hak aramak diktatöre boyun eğmemektir. Biz esnafın da çiftçinin de memurun da işçinin de hakkını savunuyoruz. Bizim görevimiz halkın çıkarlarını savunmaktır, birilerinin çıkarlarını savunmak değil. Sarayı değil halkı savunuyoruz, biz saraydan yana değil halktan yana tavır alıyoruz.
'SAHTE DELİLLER ÜRETEN SAVCI SARAYDA OTURUYOR'
— Sarayda oturan zat 'bizi kandırdılar' dedi, 'aldatıldık' dedi, bir dönem önce 'ne istediyseniz size vereceğiz' diyorlardı. 'Ergenekon' dediler, Ergenekon'u verdiler, 'hapse atın' dediler hapse attılar. Sahte deliller üreten savcı sarayda oturuyor. Şimdi yargı aşamasını bekleyeceğiz.
— Bizim derdimiz otomobil alanlar değil, onların durumu iyi. Bizim derdimiz asgari ücretle geçinen. Asgari ücretin altında da aylık alan var mı? Evet. 1 milyon 800 bin kişi asgari ücretin altında ücret alıyor.
'MUHALEFET BİRBİRİNİ ELEŞTİRİRSE EN BÜYÜK AVANTAJI İKTİDAR SAĞLAR'
— Hiç kimseyi özel olarak suçlamadım. Yanlışı varsa yanlışını hatırlattım. Özellikle bir şeye özen gösteririm. Muhalefet partilerini eleştirmem. Hedefleri iktidar olmalı, iktidarın yanlışlarını söylemeleri lazım. Muhalefet partileri birbirini eleştirirse en büyük avatandajı iktidar sağlar.
— Sayın Bahçeli diyor. Sayın Bahçeli, şimdi kimin gölgesindesin? Ben sana şimdi ne söyleyeyim? Ben sana bir şey söylemiyorum, senin sözlerini sana hatırlatıyorum. Ama ülkücü kardeşlerime sözüm var. Ülkücü kardeşlerimin bayrak sevgisi vatan sevgisi benim gönlümde de yüreğimde de aynen var. Biz kimsenin gölgesine sığınmayız. Bizim sevgimiz vatan sevgisidir. Bizim sevgimiz bayrak, insan sevgisidir. Birilerinin önünde diz çöküp yalvarmayız. Ülkücü kardeşlerim bilsinler onların başımın üzerinde yeri var. Ama partisine sahip çıkmayanları, kusura bakmayın onun sözleriyle vurmak zorunda kaldım.
'ERDOĞAN DUT YEMİŞ BÜLBÜL GİBİ'
— Ülkemizde bir cinayet işlendi. Kaşıkçı cinayeti. G-20 zirvesine gidildi. Suudi Arabistan'dan da yetkililer vardı orada. Kaşıkçı cinayetini dile getiren Erdoğan değil, Kanada Başbakanı. Erdoğan hiç konuşmuyor, dut yemiş bülbül gibi. Neden konuşmuyorsun? Hani sen 'One minute' demesini biliyordun?