Habertürk yazarı Nagehan Alçı, Kanal D'nin yayınladığı o videoyu köşesine taşıdı. "Kanal D Haber'de yayınlanan Sıla-Ahmet Kural haberi bu utanç tablosunun ilanıydı. Açın, izleyin o haberi. Sıla'nın darp raporu almasından bir gün sonraki görüntülerine ulaşmışlar da, darp izi yokmuş da, arkadaşlarıyla eğleniyormuş da! Bu sözde haberi bizzat Ahmet Kural yapsa ancak bu kadar anti-kadın bir haber yapabilirdi" diye yazan Nagehan Alçı, Kanal D'de yayınlanan bu görüntülerden sonra Sıla ile telefonda yaptığı görüşmeyi yazdı.
"Kanal D'nin bu apaçık ‘Ahmet Kural operasyonu' kokan haberini izleyince Sıla'yı aradım. Türk müziğinin efsane ismi sevgili Sezen Aksu'nun yanında çıktı. Sıla'nın sesi son derece kararlı ama kırgındı" şeklinde yazan Nagehan Alçı, "Bu arada ben görüntüleri izleyince şaşırıp kaldım. Zira orada mutlu bir kadın değil, aksine feryat eden bir kadın gördüm. Bu haberi yapanlar buldukları ya da ellerine tutuşturulan görüntüleri izlememişler herhalde" ifadelerini kullandı.
Nagehan Alçı'nın yazısının ilgili bölümü şöyle:
Bu ülkede kadın bilincinin b'si, kadına şiddete yönelik hassasiyetin h'si yok. Olmayınca hiçbir ilerleme sağlanamıyor. Sonuç olarak da maalesef kendilerine yönelik şiddeti cesaretle afişe eden kadınlar alkışlanacağına, susturuluyor ve hatta cezalandırılıyor!
Cumartesi akşamı Kanal D Haber'de yayınlanan Sıla-Ahmet Kural haberi bu utanç tablosunun ilanıydı. Açın, izleyin o haberi. Sıla'nın darp raporu almasından bir gün sonraki görüntülerine ulaşmışlar da, darp izi yokmuş da, arkadaşlarıyla eğleniyormuş da! Bu sözde haberi bizzat Ahmet Kural yapsa ancak bu kadar anti-kadın bir haber yapabilirdi. Önce "flaş flaş" diye verdikleri görüntüler, üzerine de Ahmet Kural'ın samimiyetten uzak şovmen açıklamaları yerleştirilmiş habere… "Haksız olmak haksızlığa uğramaktan kötüdür" gibi ucuz romanlardan çıkma replikler, lafı dolandırmalar, gevelemeler, somut olarak yapılan suçlamaların etrafından dolaşmalar…
'ESAS AHMET KURAL ŞİDDET GÖRDÜ' DEYİN, TAM OLSUN'
Utanmayın, bir de "Esas Ahmet Kural şiddet gördü" deyin de tam olsun! Üstelik bunu bir kadın sunucu yapıyor. Buket Aydın'ın tavrı beni bir kadın olarak çok üzdü. Bu çirkin "sözde haber"in yayınlanmasına izin vermemeliydi. O görüntüleri yorumsuz yayınlayabilir ama zaten şiddet görmüş kadını bir kez daha hedef alması kabul edilemez.
Eğer Buket gerçekten anchorwoman ise tüm yetki onda demektir. Kadına şiddeti aklayan bu haberin tüm sorumluluğu kendisinde demektir. Tavrını koymalıydı ve "Bu çirkin haber girmeyecek arkadaşlar" demeliydi.
Gelin ben size istismar edilen bu görüntülerin aslını Sıla'nın ağzından anlatayım…
SILA: O AKŞAM HEM SOHBETE HEM MUAYENEYE GİTTİM
Bu arada ben görüntüleri izleyince şaşırıp kaldım. Zira orada mutlu bir kadın değil, aksine feryat eden bir kadın gördüm. Bu haberi yapanlar buldukları ya da ellerine tutuşturulan görüntüleri izlememişler herhalde.
CEM MUMCU BENİ TESELLİ ETMEYE GELDİ
Sıla'ya "Nedir bu görüntüler?" diye sorunca şunları söyledi:
"Olayın ertesi günü berbat bir ruh halindeyim. Arkadaşlar beni teselli etmek için geliyor, gidiyor. Psikiyatrist Cem Mumcu 2 yıl boyunca benim psikolojik danışmanlığımı yaptı. Daha sonra ahbap olduk. O akşam da hem dertleşmek hem de muayene olmak için Cem'i de davet etmiştim. Zaten görüntülerde yanımda var. Bir ara o akşamdan anları story olarak koymuş. Sonra hemen sildi ama herhalde oradan almışlar.
BEN ORADA AĞIT YAKIYORUM
Sıla'nın hatırlattığı bu nokta çok önemli. Açın bakın görüntülere… "Yazıklar olsun sana!", "Yazıklar olsun inşallah!", "Bu aşktan hayır yok" diye haykırıyor. Yani o görüntülerde eğlenen bir kadın yok, feryat eden bir kadın var.
MORLUKLARI BUZLAMIŞLAR
Morluklar meselesine gelince… Orada da yayınlanan kısımda buzlama yapıldığını söyledi Sıla. Zaten bulanık, pek bir şey görmek mümkün değil. Sizinle bunu daha net göreceğiniz 2 fotoğraf paylaşıyorum.
O gecenin buzlanmamış karelerine gazeteci Bilal Özcan ulaşmış.
Bu haber hem kadına karşı şiddeti desteklemesi, hatta teşvik etmesi hem de tahrif edilmiş görüntüler üzerine uydurma hikaye yazılması ile iletişim fakültelerinde okutulmayı hak ediyor. Pes doğrusu Kanal D Haber!"
BUKET AYDIN'DAN ALÇI'YA YANIT
Buket Aydın'ın Nagehan Alçı'ya verdiği yanıt şöyle:
"Kamuoyuna Ahmet Kural'ın Sıla'yı darp etmesi iddiasıyla yansıyan davanın sadece bir izleyicisiyken adeta bir aktörü haline getirilmeye çalışmaktan çok büyük bir rahatsızlık duyuyorum.
Olay ilk ortaya çıktığında Ahmet Kural'ın Kanal D habere yapmış olduğu açıklanmanın ardından tepkilerin odağına oturtulmak istendim. Sonrasında Sıla hanım ile telefonda görüşüp habercilik etiği çerçevesinde bu görüntüyü yayınladığımızı anlattım.
Ardından en son bu Cuma günü soruşturma dosyasına giren "olaydan sonra çekildiği iddia edilen görüntüleri" kamuoyuna sunduk. Sıla hanımın Pazartesi günü gazeteci Nagehan Alçıya yaptığı açıklamada çok net görebileceğiniz gibi görüntülerin olaydan sonra çekildiği doğrudur.
Kanal D haberin görüntüyü buzladığı iddia edilmiş. Oysa ki biz soruşturma dosyasındaki halini yayınladık. Yüce adaletin elindeki bir delili alarak Herhangi bir buzlama yapmamız ve böyle yayınlamamız söz konusu değildir. Kanal D haberin anchorwoman'ı olarak bana ‘gerçek anchor' yok ‘gerçek anchor değil' diyenlere şu soruyu sorarım: Burada ben tek başıma mı çalışıyorum?
Bu davada diğer tüm davalarda olduğu gibi sadece bir haberci hassasiyetindeyim. Kimseyle bir yakınlığım her hangi birini aklama veya yerme çabam Yok. Yargıya intikal etmiş bu konu çözümünü yargıda bulacaktır.
Ahmet Kural'ı tanımam. Tanısam da savunmazdım. Buradaki sıkıntı haber merkezimizin kararının benim üzerimden sorgulanmasıdır. Bu da iyi niyetin çok dışında bir tutumdur. Haber Emrullah Erdinç'in özel haberidir. Yayınlandığından da en tepeden en aşağıya herkesin haberi vardır. Kanal D haberin yönetim anlayışı bu şekildedir. Esasen etik olmayan ise dostluklar arkadaşlıklar üzerine bir yönetim tarzını benimsememizin istenmesidir."