Suudi Arabistan'ın petrol üretimi Kasım ayında 11.2 milyon varille tarihi rekor seviyesine ulaştı. OPEC anlaşması çerçevesinde belirlenen kota 10.5 milyon varil.
Tüm bunlar, ABD'de benzeri görülmemiş miktarda petrol üretimi yapılmasıyla aynı zamana denk geliyor. ABD'de petrol üretimi bu yılın başında günlük iki milyon varil artırıldı ve bugün 11.6 milyon varile ulaşmış bulunuyor.
Yatırım bankası JPMorgan'a göre sonuç olarak, üretilen petrol dünya talebini günlük 1.2 milyon varille aşıyor. Uzmanlar 2015 yılında da arz ve talep arasında buna benzer bir fark olduğunu ve varil fiyatının 30 doların altına düştüğünü hatırlatıyor.
IMF analistleri, bunun Riyad için oldukça düşük bir fiyat olduğunu düşünüyor. Onlara göre, varil fiyatının 88 doların altına düşmesi durumunda Suudi devlet bütçesi açık verecek. Bu durumda Riyad'ın petrol üretimini artırmak yerine azaltması gerekiyor. Suudiler de bunun böyle olması gerektiğini biliyor.
OPEC İzleme Komitesi'nin 12 Kasım'da düzenlediği toplantı sonrası El-Falih, "Piyasadaki durum, sevkıyatların ekim ayına kıyasla günde 1 milyon varil azaltılması gerektiğine işaret ediyor" demişti.
El-Falih, Suudi Arabistan'ın aralık ayında petrol üretimini günlük 500 bin varil azaltacağı sözünü verdi. Ancak Riyad'ın eylemleri bu ifadelerin samimiyetinin sorgulanmasına neden oluyor.
Öyle görünüyor ki, Suudiler OPEC ortaklarını değil, Donald Trump'ı dinlemeye zorlanıyor.
ABD Başkanı defalarca OPEC'e üretimini artırma ve fiyatları düşürme çağrısı yaptı. Özellikle eylül ayında Cezayir'de düzenlenen OPEC İzleme Komitesi toplantısı öncesinde Trump, katılımcılara petrol fiyatlarını düşürme çağrısı yaparak, kartel üyesi ülkelerin güvenliğini ABD'nin sağladığını vurguladı.
Kartel üyeleri yakın zamana kadar Washington'dan gelen talep ve tehditleri pek dikkate almadılar. Özellikle Cezayir'deki toplantıda Trump'ın taleplerinin tersine, gelecek yıl petrol üretimini azaltacaklarını belirttiler.
Ancak, Washington Post yazarı Cemal Kaşıkçı'nın ekim ayı başında İstanbul'daki Suudi Arabistan konsolosluğunda öldürülmesi sonrası durum değişti. Türk ve Amerikan istihbarat teşkilatları, Suudi Arabistan üst düzey yetkililerinin ve hatta bizzat veliaht prens Muhammed Bin Selman'ın da bu cinayete karışmış olabileceğini resmi olarak açıkladılar.
Ancak Trump bundan şüphe duyduğunu ve Riyad'ın ortakları olarak kalacağını söyledi.
Trump 20 Kasım'da yaptığı açıklamada, "Suudi Arabistan'la ilişkileri koparırsak, petrol fiyatları varil başına 150 dolara yükselebilir. Rusya da bu durumdan büyük memnuniyet duyar. Fiyatları kontrol edebilmem için Suudi Arabistan bana yardım edecek. Suudi Arabistan'a karşı aptalca eylemlere girişerek küresel ekonominin ve bizim ekonomimizin yıkılmasına izin veremem" dedi.
Trump bu şekilde Suudi Arabistan'ı birçok ABD'li senatörün yaptırım tehditlerinden korudu. Riyad da bunun için kendisine minnet duyuyor.
Suudiler, Trump'ın 2020 yılındaki başkanlık seçimlerini kazanmasını istiyor ve bu konuda yardım etmeye hazırlar. Özellikle petrol fiyatlarını düşürmek için mümkün olan her şeyi yapıyorlar.
OPEC ülkeleri kasım ayında Abu Dabi'de yaptıkları toplantıda ekim ayına kıyasla günlük üretimi 1.4 milyon varil düşürme konusunu ele aldılar. Ancak, bu planın uygulanması şimdi tehdit altında gibi görünüyor.
Bu, resmi olarak üretim düşürülmeyecek, ancak fiili olarak petrol arzı azaltılacak anlamına geliyor. Çünkü, kartel üyeleri günlük 1 milyon varillik üretimle belirlenen kotayı aşıyorlar.
Wall Street Journal, böyle bir seçeneğin hem petrol üreticileri hem de Trump'ın işine geleceğini belirtiyor.
Societe General Bank analistleri, OPEC'in petrol üretimini günlük 1 milyon varil azaltması durumunda, Brent fiyatının 70-80 dolar aralığına tekrar ulaşma şansı olabileceğini tahmin ediyorlar.
Eğer kartel üyeleri yapılan anlaşmalara uymak istemezlerse, petrol varil fiyatları 5-10 dolar daha düşebilir.