Netflix'in 2018 yapımı Sabrina dizisi üzerine değerlendirmede bulunan Sultan Polat, "Bu dizinin alt metni tüyler ürpertici. ‘Vaftiz'den sürekli kara vaftiz olarak bahsediyorlar. Oysa vaftiz denilen şey aslında bir arınmadır. Bizim inanışımızda abdeste karşılık gelir" dedi.
Polat, yayında sözlerini şöyle sürdürdü: "En dikkatimi çeken şey, dizide Tanrı'dan ‘sözde Tanrı', ‘sahte Tanrı' olarak bahsedilmesi oldu. Kiliseden de ‘sahte kilise' olarak bahsediliyor. Buradaki Tanrı kavramı bizim Allah kavramımıza uymuyor."
‘İYİ VE KÖTÜ KAVRAMLARI DİZİDE TEPETAKLAK OLDU'
"Dizinin önceki versiyonlarında Sabrina, cennet, cehennem, Tanrı inancı kavramlarına pek girmezken, tatlı yaramazlıklar yapan bir cadıyken, dizideki karakterle birlikte şeytan da evrildi. Burada kötü olan şu: Sabrina dizinin başında masum, aşık bir genç kızken arkadaşlarının kafasını kesen, her türlü kötülüğü yapan ve bunları yaparken haklı olduğunu düşünen bir karaktere dönüştü. Sabrina, hırsızlık yapabilen, cinayet işleyebilen bir karaktere çok kısa bir sürede dönüştü ve hala dizinin iyi karakteri. İyi ve kötü kavramları dizide tepetaklak oldu."
‘TARİHİN HİÇBİR DÖNEMİNDE İNSANIN ŞEYTAN TAHAYYÜLÜ BU KADAR GÜÇLÜ OLMAMIŞTI'
Vatikan'ın şeytanı neden ‘Kara Tanrı' olarak konumlandırdığına da değinen Polat, "Paganizm, Hristiyanlığın içine sızıp orada varlığını sürdürmeye çalışınca Kilise, yeni Hristiyanları korkutmak için şeytanı o kadar kötü tasvir etti ki şeytanı kilise güçlendiriyor. Hristiyanlıktaki şeytan o kadar güçlendirilmiş ki adeta anti-Tanrı olarak çıkıyor. Bu filmlerde yakında şeytan, Tanrı'dan daha güçlü bir yaratıcı şekline büründürülecek. Tarihin hiçbir döneminde insanın şeytan tahayyülü bu kadar güçlü olmamıştı" diye konuştu.
Polat, "İslam'da asla ne böyle bir şeytan, ne böyle bir cennet-cehennem, ne böyle bir kıyamet tahayyülü var. Bu kavramların hepsi Paganizme, Hristiyanlığa ait" dedi.