TBMM Başkanı Binali Yıldırım, Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA) 8. Genel Kurulu'nun İzmir'de düzenlenen toplantısının ikinci gününde yaptığı konuşmada, "Bugün 10. yılını tamamlamış bulunan TÜRKPA'nın gelecek onlarca yıl çok daha güzel hizmetlere imza atacağına inanıyorum" dedi.
Yıldırım, bugün yapılacak genel kurulla beraber TÜRKPA dönem başkanlığının Türkiye'ye geçeceğini ifade ederek, gelecek yıl TÜRKPA Genel Kurulunun Azerbaycan'da yapılacağını söyledi. Azerbaycan Milli Meclisi Başkanı Oktay Asadov'un kuruluşundan bu tarafa TÜRKPA içerisinde büyük emekleri ve hizmetleri bulunduğunu anlatan Yıldırım, Asadov'a teşekkür etti.
Yıldırım kuruluşundan beri TÜRKPA'nın müstakil bir hizmet binasında çalışmalarını sürdürmesi konusunda Azerbaycan hükümetinin katkılarına, kuruluşundan itibaren TÜRKPA'ya destek veren Kazakistan ve Kazakistan Meclis Başkanına Nurlan Nigmatulin'a ve Türk dünyasının birliği, kardeşliği, dayanışması için her türlü katkıyı sağlayan kurucu ülkeler Türkiye, Kazakistan, Azerbaycan, Kırgızistan cumhurbaşkanlarına ve genel kurulun katılımcılarına teşekkürlerini iletti.
Bağımsız Türk devletlerinin toplam nüfusunun 155 milyon, bu ülkelerin gayri safi milli hasılasının da yaklaşık 1 trilyon 200 milyar dolar civarında olduğunu kaydeden Yıldırım, şöyle devam etti:
"TÜRKPA üyesi ülkeler olarak kurulduğumuz günden bu yana pek çok faaliyet gerçekleştirdik. Bunu yeterli görmüyoruz. Hedefe ulaşmak için daha gideceğimiz çok mesafe var. Ülkelerimizi gelişmişlik standardını yükseltmek için yapmamız gereken çok iş var. Parlamenter diplomasinin geliştirilmesi çerçevesinde meclisler arası ilişkilere önem verdik. İkili ilişkilerimizde çok taraflı bir zemin kazandık. Böylece ortak mirası korumak ve zenginleştirmek için adımlar attık."
Türk dünyası mensuplarının aynı tastan su içmiş, bir ekmeği bölüşüp yemiş ecdadın torunları olduğunu vurgulayan Yıldırım, "Aramızda tarih, kültür, dil ve inanç birliği vardır, aynı atanın evlatları olarak uzun yıllar birbirimizden uzak kalmanın hasretini yaşadık. Tarihi şartlar sebebiyle aramızda bazı farklılıklar oluştu. Bu farklılıklar her zaman bizim zenginliğimize dönüştü şimdi ümitlerimize, hedeflerimize ulaşmak için birlikte çalışıyoruz" diye konuştu.
Sosyal, kültürel, ekonomik iş birliğini artırmayı ve yeni bir sinerji meydana getirmeyi hedeflediklerine dikkati çeken Yıldırım, şöyle konuştu:
"Bugüne kadar yakın devletler olarak dillerimiz arasında büyük fark olmadığını biliyoruz. Mesela bir, iki, üç, dört, beş diye saydığımızda hepimiz aynı şeyi anlıyoruz. Et, süt, su, dağ, taş, kuş, at, gök gibi doğal hayata dair kelimeler en doğudaki Türklerden en batıdaki Türklere kadar aynıdır. Türk dilinin lehçeleri ayrı bir dil kadar zengin ama tek dilin lehçeleri kadar birbirine yakındır. Tek heceli kelimelerin neredeyse aynı temel üzerinde."