MEB, Danıştay 8. Dairesi'nin Öğrenci Andı'nın tekrar okullarda okutulması yönündeki kararına yönelik itiraz dilekçesini Danıştay'a gönderdi.
Cumhuriyet'ten Ozan Çepni'nin haberine göre, dilekçede MEB, ‘Milli Kimlik, Uluslaşma ve Öğrenci Andı' başlığı altında Bozkurt Güvenç ve Süleyman Yıldız'dan alıntılar yaparak Osmanlıcılık ve Fransız İhtilali'ni anlattı.
Dünyada eğitimde 1910'dan itibaren davranışçı modelin benimsendiğin ve bu modelin 70'li yıllardan itibaren terk edildiğini vurgulayan MEB, bu süreci ‘bir şeyin tekrar ettirilerek dikte edilmesi, empoze edilmesi, bir anlamda kafasına vura vura belletilmesi' olarak tarif etti. 2000'li yıllardan itibaren kabul gören eğitim bilim anlayışının bilişsel olduğunu Türk Milli Eğitim Sistemi'nin 2005 yılından itibaren ‘yapılandırmacı' yaklaşımı benimsediğini belirtti.
‘Andımız‘ın 1900'lü yılların ilk yarısında yaygın olarak kullanılan uygulamalardan biri olduğunu ve askeri ağırlıklı rejimlerde görüldüğünü anlatan MEB, "Gerek faşizm gerekse komünizm bu ve benzeri uygulamaları sıkça kullanmıştır. Bunun bir yansıması olarak da okullarda da kullanılmaya başlanmıştır. Bu aynı zamanda okulların ideolojikleşmesi ve askerileşmesi anlamına gelmektedir. Oysa günümüzde bu yaklaşım terk edilmiştir. Okullarımızda aleni hiçbir ideoloji savunulmamaktadır, askeri bir disiplin uygulaması da bulunmamaktadır" dedi.
'SÖZLERİ PAPAĞAN GİBİ TEKRARLIYORLAR'
— Günümüz eğitim bilimi anlayışına göre öğrencilerin her gün ‘papağan gibi' tekrarlayacakları sözler yerine, konuşup tartışarak ve yaşayarak edinecekleri özellikler günümüz eğitiminin önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Her sabah öğrencilerin sıraya sokulup tekrarlatılarak bir takım değerlerin kazandırılmaya çalışılması hem Türk Milli Eğitimi'nin benimsediği eğitim anlayışına hem de dünyada genel kabul gören eğitim bilim anlayışına uygun değildir.
— Andımızı 1933 yılından itibaren söyleyen kuşakların And'daki ifadelere ne denli uygun yurttaşlar olarak geliştikleri, etkisini anlamak açısından konu bir bütüncül yaklaşımla değerlendirilmelidir.
— Yapılan değişiklikle (Andımız'ın kaldırılmasıyla) toplumumuzun geçirmiş olduğu sosyo-kültürel değişimler neticesinde Andımız'da yer alan ifadelere dair yanlış anlaşılmalara sebep olacak yaklaşımların önüne geçilmesi amaçlanmıştır.
‘Kaldırmak, Atatürk ilkeleriyle bağdaşır'
— Eğitimin her tür ve kademesinde Atatürk milliyetçiliği ve Cumhuriyetin temel nitelikleri pekiştirilmektedir. Toplumsal dönüşümler sürecinde bu tür düzenlemeler yapılması Atatürk İlke ve İnkılapları ile de bağdaşmaktadır.
— Zamanın getirdiği dünya gerçekleri bu değişimi zorunlu kılmıştır. Nitekim Cumhuriyetin kurulduğu 1923 yılından 1933 yılına kadar okullarımızda Andımız okunmamıştır.