Kaşıkçı'nın ölümünün üzerinden 40 gün geçtiğini hatırlatan Aktay, "Cemal Kaşıkçı'nın şehadetinin nasıl bir dönüşüme neden olduğunu hep birlikte gördük. Tam da şehitliğin en güçlü anlamını bulduğu şahitlik boyutu onun bu şehadetiyle bütün dünyanın şahit olduğu bir hadise haline geldi. Gerçekten şehitle birlikte gelen bir mucizeyle karşı karşıyayız. Ne yapmak istediler ama neden oldu? Ne yapmak istediler ama neyle karşı karşıya geldiler?" diye konuştu.
'KAŞIKÇI'NIN CESEDİNİ ERİTSELER DE KALEMİNİ ERİTEMEDİLER'
Yasin Aktay, Kaşıkçı'nın cesedini eritseler de kalemini eritemediklerini aktararak, şöyle devam etti: "Yok edemediler. Bilakis o, şehadetiyle bütün cahilliklerini, zalimliklerini, gaddarlıklarını, çirkinliklerini ve komplolarını gözler önüne serdi. O bütün kötülükleri hepimizin gözünün önüne serdi. Kötülüklerine, komplolarına ve cahiliyelerine şahit kıldı. Yok edeceklerini ve onun fikirlerini bastırabileceklerini zannettiler. Onun kalemini kırabileceklerini zannettiler. Kendi cahilliklerinin kurbanı haline geldiler. 40 günün sonunda hala onun cesedine ulaşamadık. Bütün detaylarıyla ona ne yaptıklarını itiraf etmiş değiller. Her şey ortaya döküldü. Hiç kimsenin görmezden gelemeyeceği bir hadise haline geldi Cemal Kaşıkçı. Korktular. Onun fikirlerinden korktular."
'HEM BU DÜNYADA HEM ÖTEKİ DÜNYADA BUNU KARŞILIĞINI GÖRECEKLER'
Aktay, 40 gündür cesedi saklanan Kaşıkçı'nın onu katledenler üzerindeki baskısının devam edeceğini anlatarak, cinayeti işleyenlerin hem bu dünyada hem öteki dünyada bunun karşılığını göreceğini söyledi. Cemal Kaşıkçı'nın Batı'da radikal olarak gösterilmeye çalışıldığına dikkati çeken Aktay, Kaşıkçı'nın insanlık onuru, fikir ve ifade özgürlüğü dışında bir talebi olmadığını kaydetti.
'TÜRKİYE SUUDİ ARABİSTAN'IN DÜŞMANI DEĞİL'