Haberde, Washington Post gazetesinin, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın, Cemal Kaşıkçı'nın İstanbul'daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğunda öldürülmesinin ardından Beyaz Saray ile yaptığı bir telefon görüşmesinde Kaşıkçı için "tehlikeli bir İslamcı" dediği iddiaları anımsatılarak, Trump yönetiminin konudan haberdar olduğu vurgulandı.
'BEYAZ SARAY'DA ÇÖZÜM ARAYIŞLARI'
Beyaz Saray içindeki yetkililere dayandırılan haberde, ABD ve bölgedeki güçlerin kendi çıkarlarını düşündüklerine işaret edilerek, Trump yönetimindeki yetkililerin Veliaht Prens bin Selman'ın yönetimdeki yerini muhafaza etmek için çözüm arayışına girdiği belirtildi.
Trump yönetimindeki yetkililerin, Kral Selman bin Abdülaziz'e ülkenin günlük yönetimi ve dış politikasını gözetleyecek güçlü bir başbakan ya da üst düzey yetkili atamasını teklif etmek gibi seçenekleri düşündükleri ancak daha sonra bu düşünceyi gerçekçi bulmadıkları kaydedildi.
'POMPEO VE MATTİS'İN YEMEN ÇAĞRILARI PLANIN BİR PARÇASI'
Kaynaklar, ABD'nin Kaşıkçı konusunda Veliaht Prens bin Selman'ın yanında durarak topluma verdiği kötü görüntüden kurtulmak için de Suudi Arabistan'a Katar'a yönelik tecritinin kaldırılması ve Yemen'deki iç savaşa son verilmesi gibi konularda baskı yapmayı planladığını söyledi. Kaynaklar, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve Savunma Bakanı Jim Mattis'in "Yemen'de 30 gün içinde ateşkes sağlanması" çağrısının da bu planın bir parçası olduğunu kaydetti.
Bazı Batılı diplomatlar da Kaşıkçı cinayetiyle bin Selman'ın aldığı kararların sorgulanmaya başladığı ve böylece Batılı ülkelerin gözünde eskisi kadar etkili bir lider olamayacağı görüşünü paylaştı. Diplomatlar, buna rağmen ABD ve Batılı devletlerin Suudi Arabistan'la güçlü bağlarından dolayı bir anda bu ülkeden kopamayacaklarını da sözlerine ekledi.