‘MART AYINA KADAR TADIMIZ BOZULMASIN İSTİYORLAR'
"Krizin adını koyamıyorlar fakat bunu yapamayan bir tek kendileri. Onların dışında herkes bir krize, hatta stagflasyon dediğimiz yüksek enflasyon ve işsizliğe tutulduğunu söylüyor ülkenin. IMF ve uluslararası birçok otorite Türkiye'nin kriz tüneline girdiğini söylüyor. Birbiriyle tutarlı olmayan önlemler alınıyor yönetmeye çalışıyorlar. Siyasi kaygıları ön planda tutarak pozisyon almaya çalışıyorlar çünkü Mart ayında yerel seçimler var. O zamana kadar kimsenin ağzının tadının bozulmaması gerekiyor özellikle AKP'ye oy vermiş kişilerin. Ama her atılan adım biraz daha çöküşe yol açıyor, Türkiye'ye zaman kaybettiriyor.
Daha düşük bir tahminde yönetse sarayı mutlu etmek için, realite başka bir yere gelse o zaman doğru tahminde bulunmamış olacaklar. Bir yandan böyle bir enflasyon öngörüp faiz enflasyonu yapmıyorsun bakışı var. Burada kalacağını düşünmüyorum. Pazartesi günü Ekim enflasyonu açıklanacak. Kasım ve aralık var. Buralardaki fiyat artışlarıyla yüzde 28-30'u bulur. Bu çok yapışkan bir enflasyon. Yapıştan çünkü, gıda enflasyonu var. Tarım çökmüş. Tarımda arz olmadan, bu alanı ayağa kaldırmadan enflasyonu aşağı çekemezsiniz. Eğer enflasyonu kontrol etmek istiyorsanız hem para hem maliye politikalarıyla talebi düşürüp kemer sıkmanız lazım ve bir yandan kuru aşağı çekmeniz lazım. Döviz kuru yükseldiği için ithalat maliyetlere yansıdı. Döviz kurunu aşağı çekmek için TL'yi değerli yapmanız lazım. Bunlar metinlerde yer aldı. Dünkü ÖTV KDV indirimi disiplinden uzaklaşmak anlamına geliyor. Gelirler azaldığında borçlanmak zorunda kalacaksın. Hazine açığın büyüyecek. Maliye politikan gevşer.
Şimdi işçi çıkarmaları başlayacak. Enflasyon kadar zam yapmadıkları için reel getiri azalacak. İşverenler iş çıkmadığı için daha mutsuz olacak. Dışardan para gelmiyor, kimse bize güvenmiyor. Ekonomi küçülüyor. Dış ticaret verileri ekonomik güven endeksi ekonominin küçüldüğünü gösteriyor. Nereye kadar küçülme? 2019 yılında ancak yüzde 0.4 büyüyecek deniyor. Biz en azından 4-5 mevsim küçülerek gideceğiz. Yeniden büyümeye nasıl gireriz bir ışık gerekiyor. Onu da göremiyoruz.
‘VATAN GAZETESİNİN KAPANMASININ AYAK SESLERİ GELMİŞTİ'
Bunun devamı olarak Doğan Grubu'nun dağıtım şirketinin kapatılarak Sabah grubunun dağıtım şirketinden servis alma yoluna gidilecek. Tek dağıtıcı demek özellikle ayakta kalmış Cumhuriyet, Birgün, Evrensel gibi gazeteler buradan dağıtılacak. O tarafa tek dağıtımlı bir medya ortamı olacak. Bu çok tehlikeli. Damadın kardeşinin yönettiği Turkuvaz grubunun doğru dürüst dağıtıp dağıtmadığı belli olmayan tekelci bir durum oluşacak. Buna rekabet kurumunun el koyması lazım. Hiç olmazsa kamunun bu durumda bir dağıtım şirketi kurması lazım. Böyle tek bir şirkete mecbur bırakılmış bir medya ortamı çok tehlikeli olur. Bunun basında örnekleri var. PTT gibi kurumların bu hizmeti vermeleri gerekiyor. Mutlaka bir kamu kuruluşunun bulunması gerekiyor. Zaten bunlar az basılıyor birçok yere gitmiyorlar. Dağıtımcı iyi niyetli olsa bile bunlar dağıtmıyorlar söylentisi çıkacak. Buna bir hal çare bulunmalı. Muhalefet partileri buna karışmıyorlar. Bunlara karşı bir duruş yok. Çağrıldıklarında da hemen ekranlara arz-ı endam ediyorlar. Bir tutarsızlıktır gidiyor. Yargı nasıl araçlaştırıldıysa medya da öyle oldu. Bu planlı ve bilinçli bir biçimde yapıldı. Doğan grubu en azından belli zamanlara kadar dik durmayı denedi."