Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamaya göre, Sağlık Bakanlığı'nca beslenmeye bağlı kronik hastalıkların önlenmesi çalışmaları kapsamında, Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü ile Türkiye Gıda Dernekleri Federasyonu arasında protokol imzalandı. 2018-2023'ü kapsayan protokole göre firmalar, ambalajlı gıda ve içeceklerde her yıl tuz miktarını kademeli olarak azaltmayı kabul etti.
İmzalanan protokol, iş yerlerinde aşırı tuz tüketiminin azaltılmasına yönelik çalışmaların ve fiziksel aktiviteyi destekleyen faaliyetlerin gerçekleştirilmesine de imkan tanıyor. Tuz azaltma çalışmaları kapsamında başarılı örnekler, Sağlık Bakanlığınca hazırlanacak bir internet sayfasından duyurulacak.
'TÜRKİYE'DE TÜKETİLEN TUZ MİKTARI, TAVSİYE EDİLENİN 2 KATI'
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), günlük kişi başı tuz tüketiminin 5 gramın altında olmasını öneriyor. Bu miktar bir tatlı kaşığı veya tepeleme bir çay kaşığına denk geliyor. Aşılmaması önerilen bu miktar, yemeklere sonradan eklenen tuzu değil gün içinde tüm besinlerle alınan toplam tuz miktarını ifade ediyor.
Öte yandan, yine Sağlık Bakanlığı-DSÖ iş birliğinde hazırlanan Türkiye Bulaşıcı Olmayan Kronik Hastalıkların Önlenmesi ve Kontrolü için Yatırım Gerekçeleri Raporu'na göre, tuz azaltma müdahalelerine harcanan her 1 lira için 15 yıllık dönemde beklenen tasarruf miktarı 88 lira.
Birçok bilimsel araştırma, tuzun aşırı tüketiminin kan basıncını yükselttiğini, hipertansiyon sonucunda inme, kalp krizi, kalp yetmezliği ve böbrek hastalıklarının görülme sıklığını artırdığını ortaya koyuyor.
Aşırı tuz tüketiminin mide kanseri riskini artırdığı, vücuttan kalsiyum atımını kolaylaştırarak kemik sağlığını olumsuz etkileyebildiği, şekerli gıdalarla beraber obezite sorununa sebep olabildiği biliniyor. Bu nedenlerle beslenmeye bağlı kronik hastalıkların önlenmesinde diyetle sodyum/tuz alımının azaltılması öneriliyor.