‘MERKEL'DE BİR İSTEKSİZLİK VAR'
Merkel'in kararının beklenilen bir durum olduğunu ifade eden Varlı, kadın liderin koşullar nedeniyle artık önceki dönemlerdeki gibi liderliğe hevesli olmadığını söyledi. Aslında Almanya'nın ekonomik ve siyasi anlamda en iyi dönemlerinden birini yaşadığına dikkat çeken Varlı'ya göre bu kararın alınmasındaki ana etken Merkel'in kişisel yorgunluğu:
"Belli bir şaşkınlık var. Ama esasında çok da sürpriz olmadı. Beklenilen bir karardı. Çok da şaşırmış değiller. Çünkü Merkel'de bir isteksizlik vardı. Önceki dönemlerde olduğu gibi hevesli değildi. Bir metal yorgunluğu vardı Merkel'de. Alman medyası bunun üzerine düşmüş durumda Alman medyası. Ana etkenin Merkel'in kişisel yorgunluğunun olduğunu düşünüyorum. Almanya'nın ekonomik göstergeler ve siyasi olarak da hiç olmadığı kadar iyi bir durumda. İşsizlikten tutun, enflasyon oranlarına. Ekonomik krizden etkilenmeyen belki de tek Avrupa ve dünya ülkesi olması. Çünkü sürekli cari açık fazlası veriyorlar, sürekli bir yatırım yapıyorlar ve ticaret hacmi artıyor. Bu etkenleri bir araya getirdiğimizde bir lider niçin bırakır? Ama Merkel'de hakikaten bir yorgunluk, bir isteksizlik var. Çünkü tek başına yönetmenin verdiği bir yorgunluk vardı. 13 yıldır yönetiyor, 18 yıldır da parti başında."
‘BAVYERA EYALETİNDEKİ DÜŞÜŞ HESSEN'E YANSIDI'
Bavyera ve Hessen eyaletlerinin Almanya'nın en önemli iki eyaleti olduğunu belirten Varlı, Merkel'in partisi CDU'nun Bavyera'da yaşadığı düşüşün Almanya'nın finans kapital merkezi Hessen eyaletine de yansıyarak oy oranlarına olumsuz etki ettiğini anımsattı:
‘ALMANYA'DA MÜLTECİ MESELESİ CİDDİ ANLAMDA MERKEL'İ SARSIYOR'
Almanya'da neo-faşist parti AfD'nin yükselişine dikkat çeken Varlı'ya göre sığınmacılar meselesi ciddi anlamda Merkel'i sarsan önemli sorunlardan birisi. Bir diğer sorunun da ABD ile yaşandığına dikkat çeken Varlı, Almanya'nın Trump'ın dayatmalarına karşı önlem almaya çalıştığını diğer yandan ABD ile kopamadığını dile getirdi:
"Tepede bıraktı derken kastettiğim, daha fazla yıpranacaktı ve hırpalanacaktı. Bunun önüne geçti. Almanya'daki sol kamuoyu araştırmalarına göre, hem Brexit hem de Alman neo-faşistler, şu anda ana muhalefet partisi konumuna yükselmiş durumdalar. Sosyal demokratları zaten geçtiler. Şu anda Yeşiller ile birlikte ikinci parti kim yarışına girmiş durumdalar. Bu katlanarak devam edecektir. Bu mülteci meselesi, göçmenler ciddi anlamda Merkel'i sarsıyor. Bununla birlikte dış politikadaki birtakım açmazlar, sıkıntılar var. Brexit sonrası Avrupa Birliği'ni nasıl yeniden şekilleneceğine dair ciddi sıkıntılar var. O yüzden Avrupa Birliği, Avrupa Komisyonu açıklamalar yaptılar. ‘Aman Almanya krize sürüklenmesin. Sürüklenirse bütün Avrupa kaybeder. Avrupa'nın dengeleri yerinde oynar' diye peş peşe açıklamalar yaptılar. Normalde çok da bu kadar acil açıklamalar yapmazlardı. Söz konusu Almanya ve Merkel olunca bunu yapmak zorunda hissettiler. Ciddi bir basınç var. Trump sonrası Transatlantik ilişkiler, Avrupa Birliği'nin yeni yöntem arayışları, Rusya ile ilişkiler, Trump ile sorunlu ilişkiler, yönünü yüzünü nereye dönecekler. Nasıl bir dış politika oluşturacaklar. Trump sıkıştırıyor bir taraftan. İran'a karşı yaptırımlar konusunda, Rusya'ya karşı sürekli ipleri gerdikçe geriyor. Almanya, ABD ile o ittifak yapısı içerisinde ama diğer taraftan da ciddi anlamda hem İran hem de Rusya ile hem ticari ilişkiler hem enerji ilişkileri konularında farklı bir noktada durmak zorunda hissediyor. Bir çıkmaz içerisinde ABD'den tam olarak kopamıyorlar diğer taraftan Trump'ın dayatmalarına karşı da bir şeyler yapma gereği hissediyorlar. Putin ve Rusya ile ilişkileri tam olarak koparmak istemiyorlar. ABD'nin uyguladığı yaptırımların tamamını benimsemek istemiyorlar. Diplomatik, ticari, ekonomik bir şeyler olsun ama bu derecede olmasın diyorlar. Ama Trump orayı gerdikçe geriyor. Bunlar hep Merkel'in uğraşmak, çözmek zorunda olduğu krizlerdi. Bunların daha da arayacağını hissettiği için içeriden de AfD, mülteci sorunu derken iki eyalette de oylar düşmüşken Merkel, diğer eyaletlerde bunlar olmadan ben yokum dedi."
‘MERKEL, BİR ANLAMDA AKP'YE CAN SİMİDİ OLDU'
"Merkel, referandum öncesinde, 1 Kasım seçimleri öncesinde hep iktidara bir anlamda can simidi oldu; Saray'a gitmesi, İstanbul'da Erdoğan ile o koltuklarda poz vermesi… Ne zaman AKP hükümeti içeride ve dışarıda ciddi bir sıkıntı yaşadıysa Merkel her seferinde gelip o Erdoğan ile o pozu verdi. Bunu sadece Alman medyası değil Alman Sosyal Demokratlar sağdan sola, liberallerine kadar muhalefeti de çok ciddi bir şekilde Merkel'in bu tavrını eleştirdi. Erdoğan'ın kendisi ve politikaları ciddi anlamda yerden yere vuruluyor ama Merkel buna rağmen ticari, ekonomi ve mülteciler dolayısıyla siyasi nedenlerle her seferinde Erdoğan ile birlikte sıcak, samimi pozlar veriyor. ‘Her ne kadar o görüşmelerde itirazlarını dile getirsen de bu yaptığın doğru değil, bu yaptığın Erdoğan ya da AKP hükümetini cesaretlendiriyor', diye çok ciddi eleştiriler var. Bu son zirve dolayısıyla da vardı hem parlamento içinde ve dışında hem de medyada. Merkel son 4-5 yıldır bunu sürekli yaptı. Herhâlde Merkel'in Erdoğan ile olan bu 8. ya da 9. pozu olmalı. Her seferinde ya İstanbul'a geldi ya Almanya'ya çağırdı. Söz konusu ticaret olunca Merkel biraz daha orada işlerin bozulmaması için azami gayret gösteriyor. Havalimanı meselesinde de olduğu gibi ‘Almanlar istemiyor', Frankfurt havalimanına alternatif olacak deniliyor ama 3. havalimanının bütün altyapı ihaleleri Alman şirketlerde. Çok ciddi kazançta elde ediyorlar. Ankara'ya geçen hafta ciddi bir çıkartma yaptılar. CEO'lar, şirket başkanları, ekonomi bürokrasisi Ankara'ya adeta yığınak yaptılar. 3 gün boyunca orada birçok ihaleyi bağladılar. Türkiye'nin yüzyıllık demiryolu ihalesinin geliştirilmesi ihalesi dahil birçok şeyi bağladılar. Bu anlamda bir taraftan eleştirirken diğer taraftan da ekonomik anlamda tıkırında gittiği için bunu bozmak istemiyorlar. Karşılıklı bir çıkar ilişkisi söz konusu. Alman medyası ve muhalefet de bunu biliyor."
‘MERKEL SONRASI BURADA BİR SÜRPRİZ YAŞANABİLİR'
Merkel'in görevi bırakmasının ardından yerine kimin gelebileceği ile de ilgili değerlendirmelerde bulunan Varlı'ya göre parti içerisinden daha muhafazakar bir kesim, eski milletvekili Friedrich Merz'i aday gösterebilir. Varlı, CDU'nun koalisyon ortağı Sosyal Demokrat Parti'sinin (SPD) şimdiye kadar ortaklığa son vermemesinin hata olduğunu belirtti. Varlı'ya göre bunun nedeni koalisyonun bütün artılarının Merkel'e gitmesi, eksilerininse Sosyal Demokratlar'ın hanesine yazılması: