Çelik'ten 'Türkiye ne olmuşsa onu açığa çıkartacak', Kurtulmuş'tan 'Türkiye bu işin arkasını bırakmayacak' açıklaması

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik şu açıklamaları yaptı:

* Suudi Arabistan'da birtakım gelişmeler oluyor. İstihbarat yetkilileri görevden alındı. 18 Suudi vatandaşı gözaltına alındı. Suudi Başsavcılığı, Kaşıkçı'nın öldüğünü teyit etti, İstanbul Konsolosluğu'nda bulunan birtakım Suudi vatandaşlarıyla arada çıkan arbede yüzünden ölmüştür diye. Aradan bu kadar zaman geçtikten sonra bu şekilde teyit edilmesinin bundan sonraki süreci daha da hızlandıracağını düşünüyoruz. Burada tabii bu eylemi gerçekleştirmiş kişiler söz konusu olduğu kadar, bu emri kim verdi, dolayısıyla sorumluları kimlerdir? Bütün dünya bunun üzerinde duruyor. Bugün Birleşmiş Milletler Sözcüsü de bir açıklama yaptı, şeffaf bir şekilde bu sonuçlara ulaşılması gerektiğiyle ilgili.

* Olayın başından beri, "Türkiye'nin bu soruşturmayı nasıl yürüttüğü, hadiseyi örtbas mı edeceği" şeklinde maalesef birtakım kara propaganda merkezlerinden yayınlar yapıldı. Başından beri söyledik. Cumhurbaşkanımızın Kızılcahamam'da ifade ettiği gibi, gerçek neyse o ortaya çıkarılacak. Ne herhangi bir kimse, herhangi bir odak peşinen suçlanacak, spekülasyonlarla, yanlış haberlerle ya da herhangi bir şeyin üstü örtülecek. Ne bir kelime fazla ne bir kelime az. Bu, çok vahim bir olaydır. Bütün insanlığı infiale uğratmış bir olaydır. Dünyada herkes büyük bir ilgiyle bunu izliyor. Burada takdir edilen konu Türk otoritelerinin, Başsavcılığın bu şekilde titiz bir çalışma yürütmesidir.

* Türkiye ne olmuşsa onu açığa çıkartacaktır. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.

* (Kaşıkçı'nın arbede sırasında öldüğüne yönelik açıklamaların zamanlamasına ilişkin bir soru üzerine…) Herkes bunun ilk günlerde yapılmasını, yani gerçek neyse açık bir şekilde söylenmesini bekliyordu. Dünya medyasını, bizim medyamızı gördüm. Bu sorular soruluyor. Yani, 'İlk günler niye bu açıklamalar yapılmadı, sonuç niye ortaya koyulmadı' diye. Bu sorular sorulacaktır. Çeşitli ülkelerdeki yöneticiler de aynı şeyi söylüyorlar. Evet bu açıklamayı kaydettik, ama soracağımız sorular var diye.

* Netice itibarıyla Suudi Arabistan tarafında nasıl bir çalışma yürütülüyor, biz bunu bilmiyoruz. Biz, biliyorsunuz iki tane çalışma yürütüyoruz. Suudi tarafıyla beraber koordinasyon halinde bir çalışma ve kendi bağımsız soruşturmamızı yürütüyoruz. Bununla da ilgili eleştiriler geldi. Yani 'Suudi tarafıyla yürütüyorsunuz, sağlıklı olur mu?' gibisinden. Biz müstakil soruşturmamızı da yürütüyoruz.

* Dediğiniz sorular sorulacaktır. Kuşkusuz Suudi Arabistan makamlarından bunlara cevap beklenecektir. Dediğim gibi biz peşinen kimseyi suçlamıyoruz, ama hiçbir şeyin örtülü kalmasına da razı değiliz. Bu, vahim bir olaydır. Konsolosluk Suud toprağı sayılsa da Türkiye Cumhuriyeti topraklarının sınırları içinde olmuştur. Bunun açığa çıkması bizim namus borcumuzdur. Elinde sonunda elimizdeki bütün imkanlar kullanılarak bu açığa çıkarılacaktır. Cumhurbaşkanımızın iradesi bu şekildedir. Şimdiye kadar da bu şekilde gelmiştir.

AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş da şu açıklamalarda bulundu:

* Ne yazık ki dünyanın gözü önünde fevkalade ürkütücü ve korkunç bir hadiseyle karşı karşıya kalındı. Dünyanın da bir numaralı gündem maddesi haline geldi. Bu elim hadiseye 'Cemal Kaşıkçı olayı' yerine, 'İstanbul'daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu olayı' denilmesi daha doğru olur.

* İlk andan itibaren Türkiye Cumhuriyeti olarak ilgili tüm birimlerimiz, ayrıntıların ortaya çıkartılması için olağanüstü dikkatle, titizlikle bu süreci yürütüyor. Soruşturma faslına geçildi. Burada deliller, bilgiler, bulgular hepsi elde ediliyor. Şunu çok açık ifade etmek isteriz ki, Türkiye, kesinleşmiş delil ve bulgular ortaya çıktığında, bunları dünya kamuoyuyla paylaşmaktan asla imtina etmeyecektir. Türkiye,ortaya konulan çirkin, ürkütücü, korkunç, insanlık dışı, uluslararası hukuka aykırı bu işin arkasını bırakmayacak. İstanbul'da olsa bile uluslararası hukuk bakımından Suudi Arabistan toprağı olan konsolosluk binasında işlenen bu suçun örtülmesine asla müsaade etmeyecektir.

* Bu olayın İstanbul'a gelen bazı infaz timindeki insanlar tarafından işlendiği, bu işin bir iki kişinin üzerine atılarak bir şekilde Suudi yönetimine sıçratılmaması için bir gayret sarf edildiği yönünde haberler var. Haberlerin doğruluğunu net bir şekilde delillerle ispat etmediğimiz için haberlerin doğruluğu konusunda konuşmak istemiyorum.

* Herhangi bir ülkenin konsolosluğunda işlenen bir suçun, oradaki resmi görevlilerin bilgisi olmaksızın işlenmesi mümkün değildir. Dolayısıyla suç kesinleşirse, 'falanca işledi' diyerek Suudi yönetiminin bir şekilde sıyrılmasının mümkün olmadığını düşünüyorum. Burada hem uluslararası hukuk bakımından hem de insanlığın vicdanının bir şekilde teskin edilmesi bakımından suç bütün unsurlarıyla bütün taraflarıyla ortaya konulmalı, uluslararası hukuka aykırı bu insanlık suçunun üstünü asla örtmemeliyiz. Uluslararası camianın da buna müsaade edeceğini sanmam.

* Suudi Arabistan gibi bazı ülkelerin artık açık, şeffaf ve demokratik kuralları olan halka hesap verebilen ülkeler haline dönmesinin ne kadar önemli olduğunu göstermesi bakımından bu olay son derece ciddidir. 21. yüzyılda yaşıyoruz ve herhangi bir ülkenin hangi yönetimle yönetilirse yönetilsin açık, şeffaf ve hesap verebilir olmasının zaruri olduğunu görüyoruz.

* Uluslararası camianın artık tamamıyla kabul ettiği şekilde ortada bir cinayet var, suç var ve bu suçun arkasında kimler varsa bunu ortaya çıkarılması da uluslararası camianın önemli bir vazifesidir.