'İRAN'A AMBARGO İÇİN KÖTÜ BİR ZAMANLAMA'
Beyaz Saray'da ismini vermek istemeyen yetkililere dayandırılan makalede, yetkililerin, Trump yönetiminin, 5 Kasım'da İran'ın tüm petrol ihracatını durduracak sert önlemler almayı düşündükleri bir dönemde Suudi Arabistan'ın, Kaşıkçı'nın öldürülmesi olayında ana fail durumunda olmasının kendileri için kötü bir zamanlama olduğunu söylediği kaydedildi.
Habere göre, ABD'nin İran'a karşı planlanan kapsamlı ambargo stratejisinin işe yaraması için Trump yönetimi, İran'ın petrol satışlarını engelledikten sonra küresel fiyatları yükseltmeden petrolün dolaşımını sağlamak ve İran Körfezi'nde İran'ı kuşatma altına alacak yeni bir politika üzerinde çalışmak amacıyla Suudi yönetimine güveniyordu.
'ACIMASIZ MÜTTEFİK SUUDİ ARABİSTAN ÇELİŞKİSİ'
Makalede Beyaz Saray yetkililerinin, Yemen'de dünyanın tepkisini çeken ölümcül askeri kampanyanın öncülüğünü yapan ve şu anda Kaşıkçı'nın ortadan kaybolmasından sorumlu tutulan Suudi Arabistan'ın acımasız bir müttefik görüntüsü verirken, yetkililer, ABD Başkanı Donald Trump ve Dışişleri Bakanı Pompeo'nun İran'ı bölgenin "zorbası" gibi göstermeye çalışmasının çelişki olduğunu ifade etti.
Cumhuriyetçi birçok ABD başkanıyla çalışan Dış İlişkiler Konseyi Başkanı Richard N. Haass'ın, "Bir ülkeye hem ambargo uygulayıp hem de beraber çalışabilmek özel bir durum gerektirir. Suudiler Yemen'de çocukları bombalarken, muhaliflere ve gazetecilere korkunç şeyler yaparken İran'ın davranışları üzerinde odaklanmak hiç de kolay değil" yorumuna yer verildi.
'ABD'NİN İRAN STRATEJİSİ TEHLİKEDE'
Kaşıkçı'nın evlilik evrakları almak için gittiği Istanbul Suudi Başkonsolosluğunda ortadan kaybolmasının Suudi Arabistan'ın Türkiye ve ABD ile ilişkilerinde tansiyonu yükselttiği vurgulanan makalede, Beyaz Saray'ın, Kaşıkçı olayının İran konusunda uygulamaya koymayı planladıkları stratejileri üzerine yol açtığı zararları ölçmeye çalıştığı kaydedildi.
Makalede, "Trump yönetiminin, 5 Kasım'da İran ile dolar üzerinden para transferi dahil petrol ticareti, ülkede proje finanse etme ve yatırım yapma gibi birçok alanda iş tutan tüm şirketlerin ABD ile iş yapmasını yasaklamayı duyurmayı bekliyordu. Bu yaptırımlar ile ABD Suudilerle ortak bir cephe oluşturarak İran'ı Ortadoğu'da bütün istikrarsızlıkların müsebbibi olarak göstermeye çalışacaktı" değerlendirmesinde bulunuldu.
'ABD VE SUUDİ YÖNETİMİ GÜNDEM DEĞİŞTİRMEYE ÇALIŞACAK'
Ortadoğu uzmanları ise gündeme ilişkin Trump ve Suudilerin hedefinin açık olduğunu belirterek, bunun "Kaşıkçı'nın ortadan kaybolmasında Suudi rolünü gazete başlıklarından çekerek tekrar İran'a odaklanmak" olarak değerlendiriyor.
Makalede, Brandeis Üniversitesinde Ortadoğu alanında çalışmaları yapan Crown Merkezinin Başkanı ve aynı zamanda eski ABD Başkanı Barack Obama'ya Beyaz Saray'da nükleer konularda danışmanlık yapan Gary Samore'in, "Onların (Trump yönetimi) ortaya yeni bir hikaye atarak bizi bu (Kaşıkçı) olayının dışına çekmeye çalışacaklarına dair çok güçlü istekleri var. Muhammet bin Selman'ın, Kaşıkçı hakkında emir verdiğine dair haberlerle devam edemezler. Bu emir yanlış sonuçlandı ya da serseri bir operasyon gibi daha kabul edilebilir bir hikaye bulmak zorundalar" ifadelerini kullandı.
Başkan Trump, önceki gün yaptığı açıklamada, Kaşıkçı'nın ortadan kayboluşunda Veliaht Prensin adını çıkarmaya çalıştığı izlenimi veren "Belki serseri katiller Kaşıkçı'yı öldürmüş olabilir" ifadeleri, ABD medyası tarafından eleştirilere neden olmuştu.