Makalesinde Kaşıkçı, "Freedom House" adlı düşünce kuruluşunun "2018 Dünyada Özgürlük Raporu"nu incelediğini ve burada "özgür" olarak sınıflandıran tek Arap ülkesinin Tunus olduğunu, Ürdün, Fas ve Kuveyt'in "kısmen özgür", diğer Arap ülkelerinin ise "özgür olmayan" olarak sınıflandırıldığına dikkati çekti.
Cemal Kaşıkçı, "Sonuç olarak, bu ülkelerde yaşayan Araplar ya bilgilendirilmiyor ya da yanlış bilgilendiriliyor. Bölgeyi ve günlük yaşamlarını etkileyen meselelere değinemiyorlar, toplum içinde konuşamıyorlar. Devlet yönetimindeki bir anlatı, kamu aklına hükmediyor ve bazıları buna inanmazken, toplumun büyük bir çoğunluğu bu yanlış anlatıya kurban gidiyor. Ne yazık ki bu durum değişecek gibi durmuyor" değerlendirmesinde bulundu.
In print tomorrow, Jamal Khashoggi's final column: "What the Arab world needs most is free expression" https://t.co/yyBJJE18Nv pic.twitter.com/4BEMjvx6Kp
— Washington Post (@washingtonpost) 18 Ekim 2018
ARAP BAHARINDAN BEKLENTİLERİNİ ANLATTI
Kaşıkçı, Arap dünyasının 2011'de başlayan "Arap Baharı" boyunca umutla dolu olduğuna vurgu yaptı.
Cemal Kaşıkçı, "Suudi basınındaki en ünlü makalelerden birini yazan kişi" olarak tanımladığı arkadaşı Suudi gazeteci Salih el-Shehi'nin, Suudi karşıtı yorumları nedeniyle kanuni bir dayanağı olmadan 5 yıl hapis cezasına çaptırıldığını hatırlattı.
Mısır hükümetinin de "al-Masry al Youm" gazetesinin yayımını ele geçirmesinin meslektaşlarından bir tepki görmediğini belirten Kaşıkçı, şöyle devam etti:
"Bu tür eylemler artık uluslararası toplumdan bir ters tepki almıyor. Bunun karşılığında, bazı eylemler kınamayı tetikleyebilse de ardından yine sessizlik oluyor. Sonuç olarak Arap hükümetlerine gittikçe artan oranda basını susturma yetkisi veriliyor. Gazetecilerin, internetin bilgiyi sansür ve basılı medyayla ilgili kontrollerden kurtaracağına inandığı zamanlar vardı ama varlıkları büyük oranda bilginin kontrol edilmesine bağlı olan bu hükümetler, agresif bir şekilde interneti engelledi. Ayrıca yerel gazetecileri tutukladılar ve reklamcıları özel yayımların hasılatına zarar vermeye zorladılar".
"Arap Baharı ruhunu somutlaştırmaya devam eden birkaç vaha" olduğunu ifade eden Kaşıkçı, Katar hükümetinin "eski Arap düzenini" desteklemek için bilginin kontrolünü elinde tutan komşularının aksine uluslararası haberlere destek vermeye devam ettiğini vurguladı.
'ARAP DÜNYASININ, ESKİ ULUSLARARASI BASININ MODERN BİR VERSİYONUNA İHTİYACI VAR'
Kaşıkçı, makalesini şu ifadelerle sonlandırdı:
"Arap dünyasının, eski uluslararası basının modern bir versiyonuna ihtiyacı var, böylece vatandaşlar küresel etkinliklerden haberdar olabilir. Daha da önemlisi, Arapların seslerini duyurmak için bir platforma ihtiyacımız var. Yoksulluk, yanlış yönetilme ve yetersiz eğitimden muzdaribiz. Propaganda yoluyla nefret yayan milliyetçi hükümetlerin etkisinden arındırılmış bağımsız bir uluslararası forumun oluşturulmasıyla Arap dünyasındaki insanlar toplumlarının karşı karşıya kaldığı yapısal sorunlara değinebilir".
GAZETE EDİTÖRÜNDEN NOT: MAKALEYİ DÜZELTMESİ İÇİN BEKLEDİK AMA BU MUHTEMELEN OLMAYACAK
Kaşıkçı İstanbul'da ortadan kaybolduktan sonra, asistanı ve tercümanın söz konusu makaleyi kendisine gönderdiğini belirten Attiah, şunları kaydetti:
"Gazete bu makaleyi yayımlamak için bekledi çünkü Cemal'in bize geri dönüp bu makaleyi birlikte düzenleyebileceğimizi umut ettik. Şimdi şunu kabul etmeliyim: Bu olmayacak. Bu onun Washington Post için düzenleyeceğim son eseri olacak. Bu makale, Cemal'in Arap dünyasındaki özgürlüğe bağlılığı ve tutkusunu çok güzel bir şekilde ortaya koyuyor. Muhtemelen kendi hayatını feda ettiği bir özgürlüğe. Ona, bir yıl önce gazetecilikte son yuvası olarak Washington Post'u seçtiği ve bize birlikte çalışma şansı verdiği için sonsuza kadar minnettar kalacağım".