Melih Altınok'un 'Kim bu gizli tanıklar' başlığıyla yayımlanan yazısı şu şekilde:
"Üç yıl ceza alan Papaz Andrew Brunson, yattığı süre göz önünde tutularak serbest bırakıldı.
Yargının kararına herkes saygı göstermeli diyorlar. Ben ortada saygı duyulacak bir yargı kararı görmüyorum. Zira soruşturma ve kovuşturma sürecinde neydi ki sonuç sağlıklı olsun!
Kamuoyunun da farklı düşündüğünü sanmıyorum… Vatandaş doğal olarak soruyor… Madem ortada 3 yılla geçiştirilebilecek bir yardım yataklık suçlaması vardı, mahkeme neden bir önceki duruşmada ev hapsine almak yerine tahliye etmedi papazı?
'YARGININ İŞİNİ LAYIKIYLA YAPTIĞINI SÖYLEMEK KOLAY OLMASA GEREK'
Brunson hakkında istenen ceza ve verilen hüküm arasındaki uçuruma bakınca da yargının işini layıkıyla yaptığını söylemek kolay olmasa gerek.
Dünkü tahliyede etkili olduğu belirtilen 'gizli tanıkların ifade değiştirmesi' konusu bile başlı başına bunun kanıtı gibi… Kim bu gizli tanıklar? Şimdi, bir önceki duruşmada söylediklerinin tam aksini söyleyebildiklerine göre güvenilir değiller. Peki, o halde bir ülkenin ekonomiden dış politikaya kadar pek alanda kaderini etkileyen bir dava nasıl olur da bu çürük temeller üzerine kurulur?
Türk yargısı, gizli tanık sitemi başta olmak üzere kendini ciddi şekilde sorgulamalı.
HAKAN ATİLLA NE OLACAK?
Dün ABD Başkanı Donald Trump Papaz Brunson'un duruşmasını ardı ardına tweetler atarak takip etti.
Trump, kasım seçimleri öncesi elini güçlendirecek bu gelişmeye sevindiğini gizlemedi.
Zira aylardır mağdur edilen Atilla'nın davasında ABD yargısının argümanlarının hukuki olarak elle tutulacak yanı yok."