Taburcu olduktan sonra 10 gün sonra tekrar aynı şikayetlerden hastaneye gitti. Tekrar hastaneye yatışı yapılan Kızıloğlu'nun koltuk altı ve boyun bölgesinde değişik büyüklükte şişlikler oluştu.
UYGULANAN 4 KÜR KEMOTERAPİ SONUCUNDA VÜCUDUNDA ÇEŞİTLİ HASARLAR OLUŞTU
Birçok doktorun muayene ettiği Kızıloğlu'nun boyun bölgesindeki şişlikten örnek alınarak patolojiye gönderildi. 'Lenf bezi kanseri' teşhisi konulan Kızıloğlu'na, hastaneye çağrılarak pet filmi çekildi ve 2 gün sonra kemoterapi verilmeye başlandı.
Toplam 4 kür alan Kızıloğlu'nun kardeşi patolojik örnekleri alarak Ankara Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi'ne götürdü. Ankara'da yapılan tahlil sonucunda ise hastaya yanlış teşhis konulduğu ortaya çıktı.
SAĞLAM RAPORUNA SEVİNEMEDİ
Yanlış tedavi yüzünden vücudunun zarar gördüğünü belirten Kızıloğlu, sağlam raporuna sevinemediğini söyledi.
SAVCILIK RAPORU ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ'NE GÖNDERDİ
Kızıloğlu, sağlıklı olmasına rağmen kendisine kanser teşhisi koyan Doktoru B.G ve hastane hakkında 20 Kasım 2015 tarihinde Erzurum Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu.
Savcılık, olayda kusur tespitinin ve soruşturma izninin verilmesi için dosyaya görevsizlik kararı vererek Atatürk Üniversitesi Rektörlüğü'ne gönderdi. Rektörlük, aradan geçen 3 yıla rağmen ön soruşturmasını tamamlamayıp Atatürk Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi çalışanları ile ilgili savcılığa bilgi vermedi.
Yılmaz Kızıloğlu ve avukatı, Rektörlüğün soruşturma izni vermemesi üzerine Danıştay'a başvurdu.
'HAYATIM ZİNDANA DÖNDÜ'
"Hayatım zindana döndü" diyen Kızıloğlu, "Kanser teşhisi koyup, kemoterapi vermeye başladılar. Dört kez kemoterapi aldım. Bu sırada Ankara'da raporu alan ağabeyim müjdeyi bana verdi. Fakat aldığım kemoterapi nedeniyle fiziksel zayıflık ve güç kaybına uğradım. Saçlarım döküldü, aynaya bakmak istemiyordum. Çocuklarım yüzüme ağlayan gözlerle bakıyordu. Uyurken yanıma gelerek nefes alıp almadığımı kontrol ediyorlardı. Ailece perişan olduk. Bana göre sağlık skandalına imza atan sorumluların başka canları yakmaması için Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunduk. Ancak üniversite doktorların yargılanmasına izin vermedi. Danıştay'a müracaat ettik. Şimdi oradan cevap gelmesini bekliyoruz. Belki benim gibi kanser olmayan birçok kişi kemoterapi alıyordur" dedi.
Kızılığlu'nun avukatı Muhammet Tetikçi ise müvekkilinin görmüş olduğu tedavilerin hekimin tıbbi sorumluluğu kapsamında hukuka aykırı eylemler içerdiği gerekçesiyle ve bu eylemler neticesinde kendisinin kanser olmadığı halde 'lenfoma' teşhisi ile 4 kür kemoterapi aldığını söyledi.
TETİKÇİ: HATALI TEŞHİŞ VE MÜDAHALENİN MÜVEKKİLİM ÜZERİNDE YARATTIĞI FİZİKSEL, BİYOLOJİK VE RUHSAL SORUNLAR GÖRÜLEBİLMEKTEDİR
Avukat Tetikçi, "Bu sürecin sonunda müvvekilim Ankara'dan farklı bir hastaneden tahlil istemiş ve bu tahlil sonuçlarında müvekkilimin kanser olmadığı anlaşılmıştır. Hatalı teşhis ve tedavi sonucunda müvekkilimin kemoterapinin ağır etkilerini görmüş, fiziksel, biyolojik ve ruhsal olarak hatalı kemoterapinin etkilerini halen daha görmektedir. Müvekkilimin saçları ve kaşları dahil, vücudundaki bütün tüyler dökülmüş olup ciddi psikolojik sorunlar yaşamıştır" diye konuştu.
Erzurum'da 'lenf bezi kanseri' teşhisi konulduktan sonra kemoterapi alan ve Ankara'dan gelen raporlarda kanser olmadığı ortaya çıkan Yılmaz Kızıloğlu'nun şikayetiyle ilgili Atatürk Üniversitesi Rektörlüğü yazılı bir açıklama yaptı.
Açıklamada, " Atatürk Üniversitesi şikayet sonrası süreçte hukuki süreci titizlikle yürütmüştür. Tamamı Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp fakültesi hekimlerinden müteşekkil bilirkişi heyeti konuyu incelemiş ve tanı ve tedavi sürecinde görev yapan hekimlerin kusurlarının bulunmadığı yönünde kanaat belirtmişlerdir. Bugün itibarıyla dosya Danıştay incelemesinde olup hukuki süreç titizlikle takip edilmektedir" denildi.