‘KATİLLERİ, RÜŞVET VE HIRSIZLIKTAN TUTUKLANANLARI KAPSIYOR'
Affın her zaman toplumsal bir karşılığı olduğunu ifade eden Tanrıkulu şunları söyledi: "Siyasi nedenlerle gündemde tutuldu. Organize suç örgütü lideri üzerinden bu af Türkiye'nin gündemine gelmiştir. Bunlar üzerinden sokağa bir mesaj verilmeye çalışılmıştır. Kapsamı da maalesef bir toplumsal ihtiyacı karşılamaktan yoksundur. Evet cezaevinde 220 binin üzerinde tutuklu ve hükümlü vardır, kapasitenin çok üstünde tutuklu ve hükümlü vardır. Ama ağırlıklı talebin düşünce ve ifade özgürlüğü ve siyasi tutuklular üzerinde olması lazımdır. Türkiye'de yaklaşık 3-4 yıldır büyük bir kutuplaşma ve çatışma var. Darbe girişiminden sonra da kitlesel tutuklamalar var, büyük mağduriyetler var ama bu af sonuçta bunları da kapsayan bir biçimden uzak. Kimleri kapsıyor organize suç örgütlerini kapsıyor, katilleri kapsıyor, uyuşturucu tacirlerini kapsıyor, rüşvet ve hırsızlıktan tutuklananları kapsıyor. Ortalama her yurttaşımız yargının bağımsız ve tarafsız olduğuna inanmıyor, yargılanan her yurttaşımız da adil yargılandığını düşünmüyor. Bize göre öncelikle yapılması gereken Türkiye'de bağımsız ve tarafsız yargı ortamını sağlamak ve adil ve dürüst yargılama ortamını sağlamak olmalıdır."
"Bu içerikle kapsayıcı değil ve toplumda yeni infiallere yol açabilecek bir içeriği vardır. Çünkü toplum vicdanının kabul etmediği suçlar da bu kapsam içindedir" diyen Tanrıkulu şöyle devam etti: "Af meselesi cezaevlerinde büyük bir beklenti yaratmıştır. Bu beklenti içinde olan tutuklu ve hükümlüleri sağlıklı bir şekilde cezaevinde tutmakta mümkün değil. Bir an evvel bu tartışmanın sonlandırması lazım. Herkesin kabul edeceği bir mutabakatla çıkması lazım. Şunu da düşünebilir cezaevlerinde çok büyük bir yığılma var. Bunun nedeni sadece hükümlüler değil. Yargılamaların tutuklu yapılmasıdır. Biz şunu düşünüyoruz cezaevlerini bu şekilde boşalttıktan sonra daha kapsamlı bir siyasal yönelim mi olacak. Siyasi tutuklulara yer mi açmaya çalışıyorlar. Çünkü onları kapsayan bir af düzenlemesi değildir bu."
‘YARGITAY, BERBEROĞLU KARARI İLE PARLAMANTOYU VESAYETİ ALTINA ALMIŞTIR'