3. havalimanında gözaltına alınan ve tutuklanan işçilerin avukatları İstanbul Barosu Baro Kültür Merkezi'nde soruşturma sürecine ilişkin bilgi verdi. Açıklamada, "İşçiler köle, hak aramak suç değildir. Havalimanı işçileri serbest bırakılsın" pankartı açıldı. Açıklamayı Avukat Songül Beydilli yaptı.
İşçilerin eylem yaptığı gece inşaat alanına TOMA ve panzerler geldiğini, koğuş kapılarının koçbaşları ile kırılarak ve tekmelenerek yatakhanelere girildiğini ve koğuşların arandığını anlatan Beydilli, jandarma tutanağına göre aramalar sırasında herhangi bir suç unsuruna rastlanmadığını söyledi.
Beydilli, uykularından uyandırılarak gözaltına alınam işçilerin, konteynerlerde işveren temsilcileri ile birlikte dövüldüklerini, hakaret ve tehditlerle, yakınlarına haber vermeden, neyle suçlandığı hakkında bilgi verilmeden, avukatla savunma hakkı hatırlatılmadan ifade alınmaya zorlandığını belirtti.
'İŞKENCE VE TEHDİTLE İFADEYE ZORLANDILAR, HEKİM MUAYENESİ YAPILMADI'
Gözaltı ve tutuklama sürecinde hak ihlalleri yaşandığına dikkat çeken Beydilli, işçilerin gözaltında tutulduğu Arnavutköy, Maslak ve Eyüp Jandarma Karakollarında, avukatların işçilerle görüşme talebinin kabul edilmediğini söyledi.
Avukatların karakolun içine dahi alınmadığını belirten Beydilli, "Saatlerce dışarıda bekletildik. Daha sonra, serbest bırakılan işçilerin avukatlarla görüşmelerine izin verilmeden karakol önüne getirilen işyeri servis araçlarına bindirilmek suretiyle havaalanı inşaatına gönderilmiştir" dedi.
Serbest bırakma öncesi usulüne uygun hekim muayenesi yapılmadığına da değinen Beydilli, hekimlerin önlerine Jandarma tarafından konulan sağlık rapor belgelerini imzalayıp mühürlediklerini, daha sonra işçilerin hekimlerin önünden geçerek servis araçlarına bindirildiğini bizzat gözlemlediklerini ifade etti.
'AVUKATLARIN ALINMADIĞI İFADELERE İŞVERENLER KATILMIŞ'
Gözaltı süresince 17 Eylül akşam saatlerine kadar hiç bir avukat görüşü yapılmadığını vurgulayan Beydilli, akşam saatlerinde yetkili savcılığın Gaziosmanpaşa Savcılığı olduğu açıklanmasıyla beraber birkaç işçi ile görüşebildiklerini aktardı.
Beydilli, İstanbul Valisinin 17 Eylül tarihli açıklamasının, 401 işçinin 3 gün boyunca bir savcılık suçlaması, somut bir suç isnadı olmaksızın sadece valilik ve kolluk güçlerinin talimatı ile hukuksuz olarak gözaltında tutulduğunu kanıtladığını ifade etti. 18 Eylül günü 43 işçinin Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Savcılığı'na çıkarıldığını anımsatan Beydilli, işçilerin adliyeye girişte, darp edildiklerine bizzat şahit olduklarını kaydetti.
'24 İŞÇİ TUTUKLANDI, 19 İŞÇİ ADLİ KONTROL ŞARTIYLA SERBEST BIRAKILDI'
Beydilli, "Sorgu hakimi sadece bir klasörün olduğu söylemiş ve bu bir klasörü uygun oda, masa ve uygun bir inceleme ortamı sağlanmadan sorgu hakimliği duruşma salonunda ve adliye koridorunda çok kısa inceleme olanağımız olmuştur. Sorgu başladığı zaman bir klasör değil beş klasörün sorgu hakiminin önünde olduğu tarafımızdan tespit edilmiştir. Sorgu hakimi tarafından işçilerle avukat görüşü yapmamız kesilmiş; bu şekilde jandarmada olduğu gibi, sorgu hakimliğinde de avukat görüşü engellenmiştir. Saatlerce sorgunun başlamasını beklememize rağmen adliye koridorunda müvekkil görüşmesi yaptırılmamıştır. Saat 22:00 sıralarında başlayan sorgu ertesi gün sabah saatlerinde bitirilmiş ve hiçbir tutuklama nedeni olmadığı halde 24 işçi tutuklanmış, 19 işçi adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştır" diye konuştu.
'DELİLLER VE SUÇLAMALAR TUTUKLAMA NEDENİ DEĞİL'
İşçilere yöneltilen 2911 sayılı yasaya aykırılık, kamu görevini yaptırmamak için direnme, mala zarar verme, çalışma hürriyetini engelleme suçlamalarının gerçek olmadığı gibi, bu suçlamaların erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması kapsamında olduğunu vurgulayan Beydilli, bu suçlamaların hiçbirinin tutuklama nedeni olmadığına dikkat çekti.
Beydilli, "Dosyada hiçbir işçi ile ilgili somut bir tespit bulunmamaktadır. Hangi işçinin hangi eylemi ile hangi suçu işlediğine dair bir tespit olmadığı gibi sorgu hakimi tutuklama gerekçelerinde hiçbir somut veri, delil bulunmadan genel ve soyut beyanlarla tutuklama kararı vermiştir. İş cinayetleri ve işçilerin köle gibi çalıştırılması hakkında hiçbir işlem yapılmazken; işçilerin en temel insan haklarını talep etmesi karşısında; demokratikliği tartışmalı olan yasal düzenlemeler dahi ihlal edilerek, baskı ve zor kullanımı, 24 işçinin tutuklanmış olmasının hukuki temeli yoktur. Bu gözaltı ve tutuklamalar, hak talep eden işçilere verilmiş bir gözdağıdır." dedi.
AVUKATLAR FATİH ALTAYLI HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAK
"Akit yazarı Mehtap Yılmaz'ın tüm insani değerlerden uzak, işçilere yönelik nefret suçu niteliğindeki sözleri ile, Fatih Altaylı, Hıncal Uluç'un, işçilere yönelik aşağılamaları ve iftiraları suçtur. Her biri hakkında müvekkillerimizin kişilik haklarını rencide eden bu kişiler hakkında gerekli yasal işlemleri başlatacağız, suç duyurusunda bulunacağız. Birtakım yayın organında ‘zamanlama manidar' türünden açıklamalar ise başka bir manipülasyon çabası olarak değerlendirilmektedir. Zira havaalanın 29 Ekim'de açılacağı belirtilmesine rağmen işçilerden aldığımız bilgilere göre 40 gün gibi bir süre kalmasına rağmen taşeronların ve işverenlerin bu tarihe iş bitimi yapamayacağı nedeniyle işçilerin protesto eylemlerini kendileri açısından bir fırsata çevirmeye ve gecikmenin asıl sebebi gibi sunmaya yönelik çabaları gözden kaçırılmamalıdır."