Habertürk'ten Fevzi Çakır'ın aktardığına göre, AYM'nin kararına konu süreç 2009'da başladı. İstanbul'da fuhuş yaparak geçimini sağladığını belirten 1985 doğumlu S.K., İstanbul Genelevi'nde çalışmak için başvuruda bulundu.
S.K. bu kararının iptali için İstanbul 8. İdare Mahkemesi'nde dava açtı. Komisyon kararını hukuka uygun bulan mahkeme, oy çokluğuyla davanın reddine karar verdi.
MUHALİF ÜYE: DEVLET FİZİKİ KOŞULLARI İYİLEŞTİRMELİ
S.K. bu kararı temyiz etti. Temyiz incelemesini yapan Danıştay 10. Dairesi, kararı bozdu. Ancak İdare Mahkemesi bozma kararına direndi. Direnme kararı üzerine dosya Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na taşındı. Kurul Haziran 2014'te 8'e karşı 9 oyla direnme kararını onadı.
ANAYASA MAHKEMESİ'NE BAŞVURDU
Başvuru AYM'nin 5 üyeli Birinci Bölümü tarafından karara bağlandı. Yüksek Mahkeme, 1'e karşı 4 üyenin oyu ile başvurunun kabul edilemez olduğuna karar verdi. Kararda, fuhşun özel hayata saygı hakkı kapsamında korunması gereken bir unsur olmadığı sonucuna varıldığı belirtildi.
'ÇOĞUNLUĞUN GÖRÜŞÜNE KATILMAYA İMKAN YOK'
"Çoğunluk kararında işaret edilen AHİM kararlarında başkaları ile cinsel ilişkiyi meslek edinmiş kadınlarla ilgili doğrudan bir değerlendirmenin bulunmadığı, taraf devletlerce bir meslek olarak mevzuat ile kabul edilmiş kadınların statüsüne temas edilmediği rızasıyla ‘fuhuş' yapan kadınlarla ilgili değerlendirmenin başvuru konusu ile doğrudan bir ilgisi bulunmadığı dolayısıyla çoğunlukça benimsenen 'rızasıyla yapılan fuhşun meslek sayılmasının insan haysiyeti ile bağdaşmayacağı' ve fuhşun özel hayata saygı kapsamında korunması gereken bir unsur olmadığı düşüncesine katılmaya imkan yoktur."